We don't have a choice translate Turkish
714 parallel translation
We don't have a choice!
Başka seçeneğimiz yok!
I think, on the result of the survey, we don't have a choice.
İncelemenin sonucuna bakarsak, başka çaremiz yok.
We really don't have much of a choice, Emilio. Other than... calling it off.
Ne yazık ki, işi iptal etmekten başka bir şansımız yok, Emilio.
I don't know how we have a lotta choice in this matter.
Bu konuda başka bir şansımız olur mu bilmem.
We don't know if this indicates a pre-determined plan, but we must react as though it did, we have no other choice.
Bu, önceden belirlenen bir planı gösteriyorsa bilemeyiz. Fakat, sanki olmuş gibi tepki vermeliyiz. Başka seçeneğimiz yok.
I don't think we have a choice.
Başka seçeniğimiz olduğunu sanmıyorum Frank.
You and me, we don't even have a choice.
Senin ve benim bir seçeneğimiz olmadı.
We don't have a choice.
Seçeneğimiz yok.
Looks like we don't have much of a choice.
Başka bir seçeneğe sahip değiliz.
- We just don't have a choice.
- Başka bir seçeneğimiz yok.
- I don't see that we have a choice.
- Ben başka seçenek göremiyorum.
There's a very strong magnetic field around the surface. We don't have a choice.
Yüzey etrafında çok güçlü bir manyetik alan var.
Believe me Mr Woeste, we don't have a choice...
İnanın bana, Bay Woeste, başka seçeneğimiz yok.
We don't have a lot of choice here.
Seçme şansımız yok.
we don't have a choice.
Başka seçeneğimiz yok.
So this means we can't shut the accelerator down today. But, Lisa, we don't have a choice.
Yani hızlandırıcıyı bugün kapatamaz mıyız?
We don't have a choice.
Şansımız yok.
We don't have a choice, unless you want to stay here.
Başka seçeneğimiz yok, tabi burda kalmak istemiyorsak.
We don't have much of a choice.
Fazla seçeneğimiz yok.
- l don't think we have a choice.
- Seçeneğimiz olduğunu sanmıyorum.
I don't think we have a choice.
Seçme şansımız olduğunu sanmıyorum.
We don't have a choice.
Tuzak olabilir.
I agree but she does have the right to make that choice even if we don't feel it's a good one.
Katılıyorum, yine de, biz doğru bulmasak bile bu seçimi yapma hakkına sahip.
We don't have a choice. You don't have a choice?
Bizim seçeneğimiz yok!
We don't have a choice.
Başka bir seçeneğimiz yok.
I don't think we have a choice.
Başka şansımız yok.
We don't have a choice.
Başka çaremiz yok.
I don't relish this idea either but we don't have much of a choice.
Bu benim de hoşuma gitmiyor ama fazla seçeneğimiz yok.
- We don't have a choice. I got a gun in my hand!
- Başka seçeneğimiz yok.
We don't have a choice.
Seçim hakkımız yok.
Excuse me! But we don't have a choice!
Ama seçeneğimiz yok!
- We don't have a choice!
- Başka seçeneğimiz yok!
Well, I don't see that we have a choice.
Başka seçeneğimiz olduğunu sanmıyorum.
We don't have a choice.
Başka seçeneğimiz yok.
I don't believe we have a choice, Mr. Gerald.
Bir seçim şansımız olduğuna inanmıyorum, Bay Gerald.
So we don't have a choice, do we, Mr. LongdaIe?
Yani başka seçeneğimiz yok, Bay Longdale. Var mı?
- I don't think we have a choice.
- Şansımız olduğunu sanmıyorum.
- I don't think we have a choice.
- Molly? - Başka bir seçeneğimiz yok Mike.
- We don't have a choice.
- Seçme şansımız yok.
Well, we don't have a choice, Phoebe.
Başka şansımız yok, Phoebe.
- Neither do I, but we don't have a choice.
— Ben de, Fakat başka şansımız yok.
We don't have a choice, Aeryn
Seçme şansımız yok Aeryn.
- We don't have a choice.
- Başka şansımız yok.
- We don't have a choice. - Hey.!
- Başka bir seçeneğimiz yok.
I don't think we have much of a choice.
Çok fazla şansımız olduğunu sanmıyorum.
- We don't have a choice.
- Bir seçeneğimiz yok.
- We don't have a choice. If I'm gonna be stuck like this for a while we'll have to make a few adjustments.
Bir süre böyle kalacaksam birkaç düzenleme yapmalıyız.
We don ´ t have a choice!
Başka seçeneğimiz yok!
I don't think we have a choice.
Başka bir çaremiz olduğunu sanmıyorum.
- Angel, we don't have a choice.
- Angel, başka seçeneğimiz yok.
I don't think we have a choice.
Başka seçeneğimiz olduğunu sanmıyorum.