We don't know anything translate Turkish
964 parallel translation
We don't want to interrupt your chat with the man from the Foreign Office,..... but if you tell him anything of what you know,..... you will never see your child again.
Dışişleri'nden gelen adamla sohbetinizi kesmek istemeyiz, ama ona bildiklerinizden bahsederseniz, çocuğunuzu bir daha göremezsiniz.
- Of course, we know we don't know anything about that sort of thing.
- Öyle şeyler bilmediğimizin farkındayız. - Hayır, biliyoruz tabii ki.
How could you believe that we could predict anything that we don't know nothing about?
Her şeyi görebildiğimize nasıl inanabilirsin? Bu olay hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
I still don't get this business of heading north... toward a place we don't know anything about.
Hala şu kuzeye, hakkında hiçbir şey bilmediğimiz yere... gitme işini anlayamıyorum.
You know, Mama thinks we don't know anything.
Annem hiçbir şeyden haberimiz olmadığını sanıyor.
We don't know anything apart from killing.
Öldürmekten başka bir şey bilmiyoruz!
We don't know anything, I swear.
Yemin ederim, hiç bir şey bilmiyoruz.
We don't even know what he's up to, let alone if it's got anything to do with us.
Neyin peşinde olduğunu hatta bizimle ilgili olup olmadığını bile bilmiyoruz.
Willingness to believe there are lots of things that we don't know anything about.
Haklarında hiçbir şey bilmediğimiz bir sürü şey olduğuna inanma isteği.
After 8 years of marriage it seems we don't know anything about each other.
Sekiz yıllık evlilikten sonra görünen o ki, birbirimizle ilgili hiçbir şey bilmiyoruz.
Look, both of you, I know we're all upset and all that... but don't let's say anything we'll be sorry for later.
ikiniz de bana bakın, Hepimiz alt üst olduk ve hepsi bu... ama lütfen daha sonra pişman olacağımız sözler söylemeyelim.
Besides, we don't know anything at all about samurai
Sadece tohumlar hakkında her şeyi biliyoruz.
- We don't know anything yet.
- Durumu nasıl?
We don't know anything.
Bir şey bilmiyoruz.
Oh, no, it's true that we don't know anything - oh, the ground rules for tennis or a recipe for shrimp curry... a - a little charity nursing - but nothing very important.
Hayır, hayır bu doğru. Hiçbir şeyi bilmediğimiz. Mesela tenisin temel kurallarını bilmeyiz, veya acılı karides yapmayı bilmeyiz.
Mr. Bragner, simply because we haven't lived quite as many years as you have doesn't mean that we don't know anything about the theater.
Bay Bragner, sırf senin kadar çok yıllar geçirmemiş olmamız tiyatro konusunda bir şey bilmediğimiz anlamına gelmez.
A-and we don't know anything about the others.
Ve diğerleri hakkında da hiçbir şey bilmiyoruz.
But we don't know anything.
Fakat hiçbir şey bilmiyoruz.
- We don't know anything else.
- Başka bir şey bilmiyoruz.
But that's it, Penny. We don't know anything.
Sorun da bu, Penny Bir gay bilmiyoruz.
We don't know anything about the money.
Biz para konusunda bir şey bilmiyoruz.
And we don't really know if there's anything wrong at all, do we?
Gerçekten yanlış bir şey olup olmadığını bilmiyoruz, değil mi?
And we don't want him to know anything about this.
Ve konu hakkında bir şey bilmesini istemedik.
We don't know anything about the Indian or the money.
Kızılderili ve para hakkında bir şey bilmiyoruz.
If there is any such place, we don't know anything about it!
Öyle bir yer varsa da biz hiçbir bilgimiz yok.
We don't know anything she did.
Borcu varsa veya bir suç işlediyse bu onun sorunu.
And because he won't say anything, we don't know where he's been
Hiçbir şey söylemediği için nereye gittiğini de bilmiyoruz.
We're surrounded by enemy vessels ready to attack us, I don't know of anything more urgent than that.
Etrafımız düşman gemilerince çevrili ve bundan daha acil bir şey göremiyorum.
Barnaby, you don't know anything about women. Only that we can't afford them.
Kadınları tanımıyorsun.
We really don't know anything about each other, do we?
Cidden birbirimiz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz değil mi?
Yeah, but we don't know anything about that.
İyi ama bu konuda birşey bilmiyoruz.
Anyway we have nothing to do you have another woman... and with another woman, I don't want to know anything about you
Zaten yapacak bir şey yok, başka bir kadınlasın senin hakkında hiçbir şey bilmek istemiyorum.
We don't know anything about you.
Hakkında hiç bir şey bilmiyoruz.
We don't know that anything bad has happened to him.
Başına kötü bir şey gelip gelmediğini bilmiyoruz.
We told you, we don't know anything.
- Bilmiyoruz.
Uh, the reason I say that is because, you know, when my wife and I try to remember what happened yesterday or the day before, well, we don't agree on anything.
Ah, bence nedeni şu, bilirsiniz, karımla ben dün ve dünden önceki gün ne olduğunu anımsamağa çalıştığımızda, şey, hiçbir şeye katılmıyoruz.
No, we don't know anything for sure just yet.
- Yok yok. Henüz hiçbir şey kesin değil.
But we don't know anything about that fella there.
Ama şu herif hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
I don't know if the twins... mentioned anything about, you know... when Jimi and them first met... but we were all living together.
İkizler size... Jimi'yle tanışmalarından... bahsettiler mi bilmiyorum... ama zaten aynı evde yaşıyorduk.
But we don't need to know anything.
Ama biz bir şey öğrenmek istemiyoruz ki.
We don't know if there's anything to warn them about.
Şimdilik burada onları uyaracak bir şey var mı bilmiyoruz.
We don't know anything about it.
Hakkında hiç bir şey bilmiyoruz.
We don't know when you say permanently if you plan to live in New York, or keep your child, for that matter since you've never done anything that could be regarded as permanent.
Sürekli dediğiniz zaman New York'ta yaşamak ya da çocuğunuzu büyütmek isteyip istemediğinizi bilmiyoruz. Çünkü hiç sürekli birşey yapmadınız.
We don't know anything about ourselves.
Kendimiz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
Well, we saw... but we don't know anything.
Yeni bir şey bilmiyoruz halen.
We don't know anything about him.
Onun hakkında bir şey bilmiyoruz ki.
I mean, I don't even know how to begin talking about this... but you know, in the Middle Ages... before the arrival of scientific thinking as we know it today... well, people could believe anything.
Bunun hakkında konuşmaya nasıl başlayacağımı bile bilmiyorum ama bilirsin işte, Orta Çağ'da bugünkü bildiğimiz şekliye bilimsel düşünce oluşmadan önce insanlar her şeye inanırlardı.
But we do at least know that the universe has some shape and order... and that, uh, you know, trees do not turn into people or goddesses... and there are very good reasons why they don't... and you can't just believe absolutely anything.
Ama en azından evrenin bir şekli ve düzeni olduğunu, ağaçların insanlara veya tanrıçalara dönüşmediklerini ve böyle olmaması için gayet güzel nedenler olduğunu ve hemen her şeye inanamayacağımızı biliyoruz.
I don't know, between me and Fergie, last I spoke to him... we can't come up with anything that's got the capacity to do all this.
Fergie ile aramızdaki son kez ne konuştuğumu hatırlamıyorum. Tüm bunları yapacak kapasitede olup olmadığını bilmeden ithamda bulunamayız.
We don't know anything about this swinger business.
Bu zamparalık işlerinden hiç anlamayız ki?
I ain't about to discuss my prison with some, uh, university, uh, "peniologist"... who don't know anything about problems we face here.
Hapishanemi, burada ne tür sorunlar ile karşı karşıya olduğumuzu bilmeyen üniversiteli bir penolojistle tartışmayacağım..
we don't know anything about him 18
we don't know anything yet 35
we don't know each other 51
we don't have much time 440
we don't have one 55
we don't have 70
we don't have any 57
we don't 1406
we don't have anything 45
we don't have time for that 61
we don't know anything yet 35
we don't know each other 51
we don't have much time 440
we don't have one 55
we don't have 70
we don't have any 57
we don't 1406
we don't have anything 45
we don't have time for that 61
we don't care 92
we don't know 1067
we don't know yet 293
we don't have time 329
we don't have it 66
we don't have a lot of time 158
we don't know that 318
we don't have to 166
we don't want any trouble 77
we don't do that 82
we don't know 1067
we don't know yet 293
we don't have time 329
we don't have it 66
we don't have a lot of time 158
we don't know that 318
we don't have to 166
we don't want any trouble 77
we don't do that 82