We don't want to hurt you translate Turkish
122 parallel translation
Because even if I waited until we were old, old people and told you then... you'd be bound to look back over the years and be hurt... and, oh, my dear, I don't want you to be hurt.
Çünkü, yaşlanana kadar beklesem ve o zaman anlatsam bile geriye bakıp incineceksin ve senin incinmeni istemiyorum.
We don't want to hurt you.
Sana zarar vermek istemiyoruz.
- We don't want to hurt you.
Sana zarar vermek istemiyoruz.
We don't want you to get hurt, do we?
Seni incitmek istemeyiz, değil mi?
We don't want to hurt you unnecessarily.
Sana gereksiz yere zarar vermek istemiyoruz.
When she's here, you'll be happy to give us all the money we want so that we don't hurt your little treasure.
Buraya gelince, küçük mücevherine dokunmayalım diye istediğimiz paranın hepsini vereceksin.
You know, I don't want to hurt you, but when we get to Taormina- -
Bilirsin, seni incitmek istemem, ama Taormina'ya vardığımızda...
We don't want to hurt you or the doctor.
Sana veya doktora zarar vermek istemiyoruz.
Run, get away! We don't want to hurt you!
Canınızı yakmayacağız!
We don't want to hurt you! Stand by to fire.
Ateşe hazır.
- We don't want to hurt you, Ro.
- Sana zarar vermek istemiyoruz.
We don't want you to get hurt.
Canınızın yanmasını istemeyiz.
We don't want to hurt you,
Seni incitmek istemiyoruz.
- We don't want you to get hurt.
- Tamam. - Senin kendini incitmeni istemeyiz.
Don't be afraid, we don't want to hurt you.
Sakın korkma, seni incitmek istemiyoruz.
It's not what you think. We don't want to hurt you. We only want the energy from your bodies to power the Big Gete Star.
Yaşam enerjileriniz alınarak Büyük Gete Yıldızının enerjisi haline gelecek.
We don't want to hurt you.
Sizi incitmek istemiyoruz.
We don't want to fight you or hurt anyone.
Sizinle savaşmak veya sizi incitmek istemiyoruz.
We don't want you to hurt yourself.
Kendini incitmeni istemeyiz.
- We don't want to hurt you.
- Sana zarar vermek istemiyoruz.
Because we don't want you to hurt anybody again.
Çünkü, başkalarına zarar vermeni istemiyoruz.
We don " t want to hurt you!
Sana zarar vermek istemiyoruz!
We don't want to hurt you.
Seni incitmek istemiyoruz.
We don't want you to hurt yourself.
Kendine zarar vermeni istemeyiz.
Your father's partner. We have to bring him in, Sean, but we don't want to hurt you or your campaign.
Onu sorgulamalıyız ama sana ve kampanyana zarar vermek istemiyoruz.
Look, we don't want to hurt you.
Bak. Sana zarar vermek istemiyoruz.
- We don't want to hurt you.
- Size zarar vermek istemiyoruz.
- We don't want to hurt you. - Come on out.
- Seni incitmek istemiyoruz.
We don't want to hurt you.
Size zarar vermek istemiyoruz.
We don't want you to hurt yourself.
Duygusal davranarak kendini incitmeni istemeyiz.
Just as I'm hoping that you don't really want to hurt us, because we don't want to hurt you.
Sadece senin gerçekten birimizi yaralamak istemediğini umut ediyorum. Çünkü biz sana zarar vermek istemiyoruz.
We don't want to have to hurt you none.
Sizi incitmek istemiyoruz.
We just don't want to see you get hurt, either.
Sadece incinmeni istemiyoruz.
Okay, home invaders, we don't want to hurt you.
Pekâlâ, işgalciler. Size zarar vermek istemiyoruz.
We don't want to hurt you, all right?
Seni incitmek istemiyoruz, tamam mı?
- Miss, look, we don't want to hurt you.
- Geri durun! - Ağır ol! Ağır ol!
- We don't want you to get hurt.
- Canınızı yakmak istemiyoruz.
- We don't want to hurt you, Jonny.
- Sana zarar vermek istemiyoruz Jonny.
Look, we don't want to hurt you!
Seni incitmeyeceğiz.
I don't want to hurt you but we cannot be together anymore.
Seni üzmek istemiyorum ama artik birlikte olamayiz.
We know you don't want to hurt anybody.
Kimseye zarar vermek istemediğini biliyoruz.
Sarah, we don't want to hurt you.
Sarah, sana zarar vermek istemiyoruz.
We don't want you to get hurt.
İncinmeni istemiyoruz.
I don't want to see you hurt, so you just tell me what the FBI knows about what we're doing here, and I can't say you'll walk away smiling- - that would be unrealistic- -
O yüzden, FBI'ın yaptıklarımız hakkında ne bildiğini anlat. İncinmeni istemem. Elini kolunu sallayarak gideceğini söyleyemem.
I understand. We just don't want to see you get hurt.
Yalnızca senin incinmeni istemiyoruz.
Pete, we don't want to hurt you.
Pete, canını yakmak istemiyoruz.
Jackie, we don't want to hurt you.
Jackie, seni incitmek istemiyoruz.
We just don't want you to get hurt by feelings he can't... reciprocate.
Duygularına karşılık veremeyeceği için... -... üzülmeni istemiyoruz.
Therefore we have to sleep tonight and they can talk unhurriedly to each other tomorrow.... I don't want to hurt you, you know, but it was a really shock for me.
bu seylerin üzerine yatmamiz lazim, yarin sakin bir sekilde konusalim, degilmi... sana aci cektirmek istemezdim, biliyormusun, bu bizim icin bir soktu.
Look, we don't want you to get hurt.
Bak incinmeni istemiyoruz.
No, the truth is, Dad, there are lots of things that we don't tell you, but that doesn't mean that we want to hurt you.
İşin aslı baba, sana anlatmadığımız çok şey var ama bu, seni üzmek istediğimiz anlamına gelmiyor.