We got a big problem translate Turkish
130 parallel translation
We got a big problem.
Büyük bir sorunumuz var.
We got a big problem.
Büyük bir sorun var.
Hey, we got a big problem.
Hey, büyük bir sorunumuz var.
We got a big problem here, a big...
Büyük bir sorunumuz var burada, büyük bir...
We got a big problem... big.
Çok büyük bir problemimiz var- - çok büyük.
We got a big problem here.
Oldukça büyük bir problemimiz var gibi, Louie.
We got a big problem here.
Büyük bir sorunumuz var.
- We got a big problem.
- Büyük bir sorunumuz var.
See, we got a big problem with that around here... the help walking off with stuff.
Burada öyle bir sorun var. Yardımcılar bir şeyler çalıyor.
We got a big problem with these pipes.
Bu borularla başınız büyük belada.
We got a big problem.
Büyük bir sorun.
Rat, we got a big problem.
Fare, büyük bir sorunumuz var.
Dad! We got a big problem!
Çok ciddi bir sorunumuz var!
Then we got a big problem.
O zaman, büyük bir sorunumuz oluyor.
We got a big problem.
- Büyük bir sorunumuz var.
Vince, we got a big problem here.
Vince, büyük bir sorunumuz var.
Hey Boss, we got a big problem.
Hey patron, büyük bir sorunumuz var.
We got a big problem.
Bir problemimiz var.
- We leave tonight. - Michael, we got a big problem.
- Büyük bir sorunumuz var.
Michael, we got a big problem.
Büyük bir sorunumuz var.
Oh, no, no, no, no, no! We got a big problem in here!
Burada büyük bir sorunumuz var!
Nate, I don't know if you know this, but we got a big problem here.
Nate, biliyor musun bilmem, ama büyük bir problemimiz var.
- We got a big problem here, buddy.
- Büyük bir problemimiz var dostum.
bobby, it's sam.we got a big problem.
Bobby, ben Sam. Büyük bir problemimiz var.
! We got a problem, big sis!
Başımız büyük belada.
We've got a big problem.
Teknik problem var.
Rudy, I hope you read me'cause we got a real big problem.
Rudy, umarım beni duyuyorsundur, çünkü çok ciddi bir sorunumuz var.
But we got a "Red Ball One." That's big trouble.
Ama "Kırmızı Top Bir" büyük problem anlamına geliyor.
I think we've got a big problem here in Canaima.
Sanırım Canaima'da büyük bir sorunumuz var.
We've got a big problem here.
Önemli bir sorun çıktı. Adi orospu!
You're coming on to me big time, purring like a kitten with a mouse. - But we got a problem.
Üzerime çok geliyorsun kardeşim ama bir sorunumuz var.
We've got a big problem here.
Büyük bir sorunumuz var.
- Mayor, we've got a big problem.
- Başkan, büyük bir sorunumuz var.
Mayor! We have got a very big problem!
Başkan, çok büyük bir sorunumuz var.
Hey, you guys, we've got a big problem.
bana daha önce hiç bağırmamıştın. Hey, millet! Büyük bir sorunumuz var!
Sheila, we got a really big problem here.
Sheila, bu iş gerçekten başımıza bela olacak.
Hello, Houston. We got a big-ass problem.
Houston, büyük bir sorunumuz var.
We got a big-ass problem.
Çok ciddi bir sorun var.
We got a problem here, big man.
Bir sorumuz var koca adam.
We've got a big problem.
Büyük bir sorunumuz var.
We've got a big problem.
Büyük bir problemimiz var.
Yeah. We've got a big problem.
Evet, büyük bir sorunumuz var.
Yeah, if I touch that and then touch my eye, Then we've got a big problem.
Fayansa dokunduktan sonra elimi gözüme götürürsem başımıza dert çıkar.
If he doesn't, we've got a big problem on our hands.
Eğer başaramazsa, elimizde büyük bir problem var.
Captain, we've got a big problem with some of the engines icing up.
Yüzbaşı, büyük bir sorunumuz var. Motorlar buz tutuyor.
Big Momma, we got a problem!
Koca Anne, bir sorunumuz var.
I mean, it's a big problem and we got to fix it.
Bu büyük bir sorun ve bizim bunu düzeltmemiz gerek.
We've got a big problem.
Biz büyük bir sorun var.
We've got a big problem now.
Şimdi büyük bir problemim var.
- We've got a big problem, though.
- Büyük bir sorunumuz var ama.
Old friend, I think we've got a big problem.
Eski dostum, bence büyük bir sorunumuz var.