English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We got it from here

We got it from here translate Turkish

100 parallel translation
We got it from here.
Bundan sonrası bizim.
We got it from here, Jamal, why don't you take a boot. Take a hike.
Bundan sonrasını biz devralıyoruz, Jamal, niye botlarını giyip yürüyüşe çıkmıyorsun.
We got it from here, Doug.
Biz hallederiz Doug.
We got it from here.
Buradan sonrasını biz devralırız.
We got it from here.
Gerisini biz hallederiz.
- Luka, we got it from here.
- Luka, gerisini biz hallederiz.
We got it from here.
Biz hallederiz.
Okay. We got it from here.
- Tamam, biz hallederiz.
We got it from here.
Onu buradan aldık.
We got it from here.
Bundan sonrasını biz hallederiz.
We got it from here, Vicaro.
Biz burdayız, Vicaro.
Will do. We got it from here. Okay, sir?
Peki, gerisini biz hallederiz.
We got it from here.
Buradan sonrasını biz yaparız.
- We got it from here.
Buradan devam ediyoruz.
We got it from here. Thanks.
- Buradan sonra biz alırız, sağ olun.
We got it from here.
Biz buraya hallederiz.
Oh, we got it from here.
Sen burada kal.
So thank you so much, but I think we got it from here.
O yüzden teşekkürler ama bundan sonrasını biz hâllederiz.
We got it from here.
Buradan sonrasını hallederiz.
- We got it from here.
- Gerisini biz hallederiz.
I would find it a little easier to cope with some of the cretins we get in here, my little nest of vipers, if I got a smidgen of cooperation from you.
Azıcık işbirliğinde bulunsan, gelen gerzeklerle başa çıkmak... biraz daha kolay olabilirdi... küçük engerek yuvam benim.
We got to hoof it from here.
Yürümek gerekecek, şimdi.
Now, we have got a bit of a problem here. Let's say, everyone from behind the row that was holding up the portraits of ancestors should will it to come down heads, and everyone from the ancestral portraits downwards - tails.
Farz edelim ki, atalara ait resimleri tutan sıranın arkasındaki herkes tura ve öndekiler yazı dedi.
It was just standing here when we got back from shopping.
Alışverişten döndüğümüzde buradaydı.
As our esteemed colleague from the Airborne pointed out, what we got here are a bunch of spit wads, so how do we stop the tank if we get it to commit?
Parker haklı. Hava İndirme'den değerli dostumuzun da dediği gibi elimizde sadece tükürük bombaları var! Bu işi yapmaya kalkarsak, tankı buraya nasıl sokup, sonra da tahrip edeceğiz.
What does matter is that somebody's gonna figure out... what we've got here, and they'll try and take it away from us.
Önemli olan elimizdeki büyük fırsatın başkalarının kulağına gideceği ve bunu elimizden almak isteyecekleri.
We've got control of every village 20 miles from here, and it's not stopping there.
Obur değilim ben. Aslında oburum. İnanılmaz bir iştahım vardır.
Agnis tells me we got to move for the winter. It'll be a three-hour drive from here to the Point.
Agnis bana kış geldiği için taşınmamız gerektiğini söylüyor.
I think we got it pretty well covered from here.
Sanırım buraya kadar herhangi bir pürüz yok.
It's almost eleven... and from here to the University we've got...
Saat neredeyse 11 : 00 oldu ve buradan üniversiteye kadar tamı tamına...
We got troubled students here, and just enough money to keep it from caving in.
Başımızda bir sürü sorunlu çocuk var ve bize ödenen kaynak ancak, binanın çökmesini önlemeye yeter.
What if we got some people from the office here... to sit on the lid and we could latch it?
Hayır! Ofisteki insanlar kapağın üstüne otursa kapatamaz mıyız?
It's here in the paperwork we got from the clinic.
Evet, Ohio'daki klinikten gelen evraklarda yazılı.
It's here in the paperwork we got from the clinic.
Klinikten gelen evraklarda yazılı.
We've got our actors in this rickshaw, which we've got on a gimbal here which we're steering from left to right, just so it gives that sensation of flying.
Her zaferle birlikte kasaba kutlamalar yaptı. Bir Draconian ile bilek güreşi yapıyordum, onu hatırlıyorum.
We have no idea how it got here, where it came from.
Buraya nasıl veya nereden geldi bilmiyoruz. İsim etiketi de yok.
We got the second shooter half a block from here, so it's done.
İkinci adamı birkaç blok ötede yakaladık. İşini bitirdik.
It's about you, it's about the kids, it's about this new baby how we got to this place, where we're gonna go from here.
Seninle ilgili, çocuklarla ilgili, Bu yeni bebekle ilgili buraya nasıl geldiğimiz ve buradan nereye gideceğimizle ilgili.
Good work, JV. Varsity's taking the field now. We've got it from here.
İyi iş çıkardın, J.V. Bundan sonrasıyla biz ilgileniriz.
- Got it. We'll take it from here.
Gerisini biz hallederiz.
Anything you desire from the eastern seaboard, we got it here.
Doğu kıyısından istediğiniz ne varsa, burada vardır.
And then kind of when she got here, it was more about... I guess I sort of... we just only kind of wanted to hang out together, so it was, like, we kind of, you know, fenced ourselves off from them even though we were all living in the same place.
Ama o buraya geldikten sonra sanırım ikimizinde baş başa kalmak istememiz yüzünden meydana geldi ve arkadaşlarımla aynı evde yaşadığımız halde ilişkimiz oldukça soğudu.
I felt it from the moment that we first got here.
Daha buraya geldiğimiz anda hissettim.
We've got an opportunity here, an opportunity to invest the money from our little venture and turn it into something even bigger, something great.
Şimdi yeni bir fırsatımız daha var. Küçük çaplı teşebbüslerimizden kazandığımız parayı yeni bir yatırımda kullanma ve onu daha da büyütme fırsatımız var.
And thank you so much for your help, but we've got it from here.
Yardımın için çok sağ ol ama buradan sonra biz devam ederiz.
We've got it from here.
Duyuyorum.
We've got it from here.
Onu buradan götürmeliyiz.
Oh, that's okay. I mean, it will take a few days because, you know, things got mixed up when we moved here from Miami.
Ama birkaç gün sürebilir, zira Miami'den taşındığımızdan beri daha her şeyi yerli yerine oturtamadık.
You have no idea what we're talking about? Well, we've got a sworn statement from your partner here... and it says different.
Pekala, ortağının verdiği yeminli ifade burda,... ve farklı şeyler söylüyor.
And we got a signal, narrowing it down... Simcoe and Front. Four blocks from here.
Sinyal geldi ve yaklaşıyoruz Simcoe ve Front.
I was in Jacksonville, got an early call from Cole here, my head of security, saying one of our trucks had been stolen out of our lot, and that it just might be the one we'd all been watching on the news.
Jacksonville'deydim. Sabah güvenlik şefim Cole'dan kamyonetlerimizden birinin çalındığına ve haberlerde gördüğümüz kamyonetin bizimki olabileceğine dair bir telefon alınca hemen Miami'ye uçtum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]