English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We have to stop this

We have to stop this translate Turkish

326 parallel translation
- We have to stop this one way or another.
- Öyle veya böyle onu durdurmalıyız.
Goldy, we have to stop this.
Goldy, bunu durdurmalıyız.
We have to stop this bleeding.
Bu kanamayı durdurmak zorundayız.
We have to stop this.
- Nasıl durduracağız?
We have to stop this, Lennier.
Buna bir son vermeliyiz, Lennier.
We have to stop this smut from airing.
Bu gidişata, artık dur demeliyiz.
By all means, we have to stop this horde of strangers
Tüm bu kanunsuzları
We have to stop this thing.
Bunu durdurmalıyız.
Max, we have to stop this.
Max, bunu durdurmalıyız.
We have to stop this.
Bunu kesmemiz lazım.
- We have to stop this car.
- Arabayı durdurmalıyız.
We have to stop this mad man without hurting Aphrodite.
Bu adam Aphrodite'i yaralamadan onu durdurmalıyız.
We have to stop this Caligula from committing genocide for his cult of blood.
Caligula kanı uğruna suç işlemeden onu durdurmalıyız.
We have to stop this before another one of us dies.
Biri daha ölmeden bu işe son vermeliyiz.
We have to stop this thing at the source.
Bu işi kaynağında bitirmeliyiz.
Well, this can't stop us. We still have to find her.
Hâlâ onu bulmak zorundayız.
Stop that Jirka, we have to protect this book.
Dikkatli olmalıyız, Georgie.
We only have one chance to stop this plan.
Bu planı durdurmak için yalnızca tek bir şansımız var.
We have got to stop this kind of publicity.
Bu tür yayınların önüne geçmek zorundayız.
Manager, Wenlie is his brother Please stop this match I can't, and if you don't return to your seat... we'll have you thrown out
Müdür bey, Wenlie onun abisi lütfen maçı durdurun yapamam ayrıca yerinize oturmazsanı... sizi dışarı atmak zorunda kalırım
Well, I don't mean to stop the negotiations just when we're getting our positions defined... but, Hector, uh, you'll have to fill out this statement of intent... if you would... uh, before we can even begin the formalities of the draft.
Niyetim görüşmeleri durdurmak değil yerlerimizi alırken ama Hector... Hector, bu amaç beyanatını doldurman gerekecek. Doldurursan...
We're going to have to stop meeting like this.
Böyle buluşmaktan vazgeçmemiz gerekecek.
We're going to have company any minute now. And this time, I don't know how we're going to stop it.
her an bir misafirimiz olabilir, ve bu kez, onu nasıl durduracağımızı bilmiyorum.
Interpreter : we have to find this man And stop him from killing again.
Bu adamı bulup onu tekrar adam öldürmeden durdurmalıyız.
We have ways and means to stop this, if this is going to be the case.
Durum buysa, bizim de bunu durdurmak için çeşitli yöntemlerimiz var.
Running here and there, we have to stop them, and say, "Don't do this. Don't do that."
Oraya buraya koştururlar, biz de onu yapma, bunu yapma der dururuz.
Your shoulder's dislocated. We're going to have to stop this thing, right coach?
Bırakmalısın Öyle değil mi koç?
We have to do something Before this train makes the last stop, though.
Tren son durağa gelmeden önce bir şey yapmamız gerek.
We have to stop meeting like this.
Bu gece durmadan karşılaşıyoruz.
We still have to stop this from happening, don't we?
Bu şeyi henüz gerçekleşmeden durdurmak zorundayız
You might be right, but we have been planning for this for a long time. I doubt you'll be able to stop us. Find him!
Haklı olabilirsin Bay Mot ; fakat bunu uzun zamandır planlıyorduk ve bizi gerçekten durdurabileceğinden, hatta yavaşlatabileceğinden bile şüpheliyim.
We have to stop meeting like this.
Böyle görüşmeyi bırakmalıyız.
WE HAVE GOT TO STOP OBSESSING ABOUT THIS. YOU'RE RIGHT.
Bunu bir saplantı haline getirmeye son vermeliyiz.
Tell her we have just this one shot to do and that after this one, we'll stop till tomorrow.
Ona söyle sadece bu çekimi tamamlayacağız. Bundan sonra yarına kadar ara vereceğiz.
Just listen to me please. Stop this for a minute, we have to go from here
Sadece lütfen beni dinle.Bir dakika boyunca bunu durdur, biz, buradan gitmek zorundayız
I want the violence to stop before anyone else dies, before this place is flooded with feds, before we have a full-blown riot.
Birileri ölmeden... şiddetin durmasını istiyorum... Federaller burayı doldurmadan. Tam teşekküllü bir ayaklanma başlamadan.
We don't have to stop being individuals to get through this.
Biz bireyler olarak bunu durdurmalıyız
But if we can stop this one, we won't have another one to worry about.
Bunu durdurabilirsek endişelenecek bir şey kalmıyor.
Well, we still have to stop this one.
Yine de bunu durdurmamız gerekiyor.
If we don't do something and try to stop this guy... we will have to live with that for the rest of our lives.
Bu adamı durdurmaya çalışmazsak hayatımız boyunca bu vicdan azabıyla yaşayacağız. Tamam.
On account of this imperial order we have to stop fighting
İmparatorun emri yüzünden... savaşı bırakmak zorundayız.
Assistant district attorney, we have to stop meeting like this.
Bölge Savcı Asistanı, böyle görüşmeyi sona erdirmeliyiz.
No, we have to stop doing this. It's wrong.
- Bunu yapmamalıyız.
We have to stop meeting like this.
Bu şekilde buluşmaya devam edemeyiz.
We started this slaughter Marguerite we have to stop it.
Bu katliamı biz başlattık, Marguerite. Sonlandıran da biz olmalıyız.
We have to put a stop to this.
Karşı koymak zorundayız.
So we have to stop all this, you hear?
Bütün bunIara bir son vermeIiyiz, duydun mu?
We have one more day to stop these fucks from shooting this movie.
O düzüşmüşlerin filmi yapmalarını engellemek için bir günümüz daha var.
We both have got to stop this.
İkimizde şunu kesermiyiz.
Captain, I know you weren't expecting this when we invited you to Inaris, but we don't have the resources to stop these attacks, and hundreds of our people are already dead.
Sizi İnaris'e davet ettiğimizde böyle bir sorunla karşılaşmayı beklemiyordunuz ama saldırıları durduracak kaynağımız yok.
We have to stop meeting like this.
Bu şekilde buluşmayı bırakmalıyız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]