English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We need to leave now

We need to leave now translate Turkish

152 parallel translation
We need to leave now. Not before our people get back.
İnsanlarımız dönmeden olmaz.
- Lara, we need to leave now!
- Lara, hemen gitmek zorundayız.
We need to leave now.
Hemen gitmeliyiz.
Please, we need to leave now.
Lütfen, hemen gitmemiz lazım.
We need to leave now.
Gitmeliyiz.
We need to leave now.
Gitmemiz gerekiyor.
We need to leave now!
Hemen gitmek zorundayız.
- Yeah, we need to leave now.
- Evet, şimdi bırakmak gerekir.
Please, chris, I think we need to leave now.
Lütfen Chris. Gitmemiz gerek.
Assad, we need to leave now.
- Assad, buradan çıkmalıyız.
We need to leave now.
Şimdi gitmeliyiz.
We need to leave now.
Şimdi ayrılmamız gerek.
We need to leave now.
Hemen gitmemiz gerek.
We need to leave now, before they run our clearance upstairs.
Yukarıya çıkış izinlerimiz iptal olmadan önce, buradan hemen çıkmalıyız.
We need to leave now.
Artık gitmemiz gerekiyor.
We need to leave now.
Artık gitmemiz gerek.
It's a long march, we need to leave now.
Uzun bir yürüyüş, hemen yola çıkmamız lazım.
- Yep, we need to leave now.
- Evet, hemen gitmemiz gerekiyor.
Gilroy, we need to leave now.
Gilroy, hemen gitmeliyiz.
We need to leave now.
Derhal gitmeliyiz.
We need to leave now, sire.
Artık gitmemiz gerek, Majesteleri.
We need to leave now.
Hemen burayı terk etmeliyiz.
I think we need to leave right now.
Bence derhal burdan ayrılmalıyız.
We need you to leave now before it gets worse.
Daha da kötü olmadan.
From now until you leave, we need to find a more peaceful atmosphere.
Şu an, siz gidene kadar, Daha barışçı bir atmosfer bulmamız lazım.
Megan, I need you to breathe and calm down and stop crying, so we can leave now.
Megan, nefes alıp, sakinleşip... ağlamayı kesmelisin ki gidelim. Tamam mı?
If we order Cheng to leave CTU now, it'll look like we've got something to hide, and we'll just be giving the Chinese all the justification they need to escalate this crisis.
Eğer şimdi Cheng'e CTU'dan çıkması emri verirsek, saklayacak bir şeyimiz varmış gibi görünür ve Çinli'ye bu krizi tırmandırmak için istedikleri tüm gerekçeleri vermiş oluruz.
You'll have thirteen hours en route to get your weapons and shields online, but we need to leave right now to make this window.
Silahlarınıza ve kalkanlarınıza güç aktarmak için on üç saatiniz var....... ama bu aralığa erişmemiz için derhal gitmeliyiz.
We don't need to talk to you right now. Could you leave us alone, please?
Bizi yalnız bırakır mısın, lütfen?
If you're willing to help us, we need to leave now.
Eğer bize yardım edecekseniz, hemen ayrılmalıyız.
You need to leave now. But if she saw something or did something, we understand.
Ama bir şey görmüşse veya yapmışsa anlayış gösteririz.
Dad, we need to leave the house now, before anything else happens.
Baba, başka birşey olmadan hemen evden ayrılmalıyız.
We need to leave here right now before the evil scarecrow finds us!
Zalim Korkuluk bizi bulmadan önce buradan çıkmamız gerekiyor!
We need to leave here right now, before the evil scarecrow finds us!
Zalim Korkuluk bizi bulmadan önce buradan kaçmalıyız!
Now we don't want to hurt anyone, but we need its power source to get home and the sooner we do that, the sooner everyone can leave.
Kimseye zarar vermek istemiyoruz, ama eve gidebilmemiz için güç kaynağına ihtiyacımız var... ve er ya da geç bunu yapacağız, ve herkes gidebilecek.
We need to leave. now.
Hemen gitmek zorundayız, şimdi.
Because when I think it is clear to leave, we will now need to take hostages with us to ensure our goods get to their final destination.
Çünkü gitmenin güvenli olacağını düşündüğüm zaman,.. ... değerli şeylerimizin bizimle beraber son gideceğimiz yere gelmelerini sağlamak için artık yanımıza rehine almak zorundayız.
- Ellie! Ellie! Hey, Andy, we need to leave right now, okay?
Herzaman birlikte daha fazla şey yapmamızı söylerdin.
For us to leave, I need to calculate a new bearing. And to do that I need to determine where we are now in time.
Bizim için yeni bir rota saptamam lazım ve bunun için de şu an hangi zamanda olduğumuzu belirlemeliyim.
We need to leave town now.
Hemen şehri terk etmeliyiz.
Look, Jack, I don't wanna be a hiccup in your investigation but if you don't mind we really need to leave, as in now.
Bak dinle beni Jack, soruşturmanı engellemek istemem ancak buradan bir an önce gitmeliyiz ve derhal gitmeliyiz.
Excuse me, we need to have you leave now.
Affedersiniz, hemen gitmenizi istiyoruz.
Now we cannot let the launch codes leave the hotel, but we need Wistrom to lead us to Hendricks.
Fırlatma şifrelerinin otelden çıkmasına izin veremeyiz ancak Wistrom bizi Hendricks'e götürmeli.
Lee said that it's no safe to be here anymore, and we need to leave right now.
Bu yüzden derhal buradan gitmeliyiz.
We need to leave the island now.
Adayı hemen terk etmek zorundayız.
We need to leave now.
Hemen gitmemiz gerekiyor.
Wow. We need to leave right now.
Christie'yi hatırlıyrodu
We need to leave here now.
Buradan hemen gitmemiz gerek.
From now on, we need to be more careful about what we leave lying around.
Bundan sonra etrafta bıraktığımız eşyalara dikkat edeceğiz.
We need to leave here now, before some enterprising young agent comes gunning for me and my job...
Hemen gitmemiz gerekiyor... Uyanık bir genç ajan elinde silahla ben ve işim için gelmeden önce.
Now, uh, we're gonna need to speak to all of them before we leave, and, uh, after that, you might want to send them home till we clear this up.
- Şimdi, buradan ayrılmadan önce onların hepsi ile konuşmamız gerek, ve, daha sonra, biz bunu aydınlatana kadar onları evlerine göndermeyi isteyebilirsiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]