Weakly translate Turkish
133 parallel translation
"... Listen, your ma, just lying there, she's just so sick and she's weakly...
" Bak, şurada yatan annen pek hasta ve zayıf.
Or a strong man stabbing the victim both strongly and weakly in order to confuse us.
Ya da bizi aldatmak için darbelerinin gücünü değiştiren güçlü bir adam.
Say, Harold Weakly, have you been on vacation yet?
Söyle bakalım, Harold Weakly, tatile çıktın mı?
( weakly ) : I don't know what I saw.
Ne gördüğümü bilmiyorum.
( weakly ) Hector.
Hector.
[Weakly] De Monet.
[Weakly] De Monet.
[Weakly] The Notebook!
Not defteri!
I get paid weekly. Very weakly.
Bana öderler haftalık... başıma geldi hastalık.
Leave me alone now, so that I can sleep. - the caterpillar said weakly. -
"Şimdi beni biraz yalnız bırak ki rahatça uyuyabileyim" dedi Kurtçuk yorgunca.
- Does one still feel weakly, is not it?
- Hala güçsüzsünüz, değil mi?
Get down! ( WEAKLY ) I don't have a whole lot of choice.
Başka şansım var mı ki?
- ( WEAKLY ) Jubilee, don't.
- Jubilee... Yapma...
[Weakly] Eddie.
[Güçlükle] Eddie.
- Ha-ha! - [Weakly] Ha, ha, ha.
Aman Tanrım.
[Weakly] Tea time.
Çay vakti.
[Weakly] Hi.
Merhaba.
- [Weakly] Oh, I don't know.
- Bilmiyorum.
I think we're finished. ( WEAKLY ) It sure looks that way. It's been a pleasure serving with you, Chris.
Grup seks yapacak mıyız, yapmayacak mıyız?
( WEAKLY ) No.
Hayır.
Terry, weakly : In here.
Buradayım.
Hurry. [Breathing weakly]
Acele et.
Lynn? [WEAKLY] Lynn?
- Lynn!
You look terrible! ( weakly ) :
Korkunç görünüyorsun!
( weakly ) hello, everyone. Listen, bit of a kitchen crisis. Can i let you just dive in and say hi?
Mutfakta işim var, onlara merhaba de.
WIMPs are Weakly Interactive Massive Particles.
WIMP : Kuvvetsiz İnteraktif İri Parçacıklar
[Weakly] Go ahead.
Tabii.
Weakly.
Çok zayıf.
I smiled weakly at your friend, feeling sad inside, realizing it was too late, knowing we would never be together, never happy together, what a pity!
İçten içe çok üzülerek arkadaşına hâlsizce gülümsedim. Asla beraber olamayacağımızı, asla beraber mutlu olamayacağımızı biliyorum.
[Weakly] Twix.
- Çikolata!
- ( Weakly ) Yes.
- Evet. - Yüksek sesle konuşun Bayan Dale.
- [Weakly] Thanks, Brother.
- Sağ ol, kardeş.
[weakly] feels like kryptonite.
Kriptonite benziyor.
[Weakly] Two.
İki.
Human minds interact, albeit weakly in limited ways, with idea space every moment of the day just in order to carry out our daily lives.
Zihinlerimiz, sınırlı ve zayıf biçimde de olsa günün her anında bu fikir uzayla etkileşim içerisindedir. Böylelikle günlük yaşantımızı sürdürebiliriz.
[laughing weakly] Oh! I spent the next month in my room.
Sonraki ayı odamda geçirdim.
I'm looking for my- - [weakly] Go away.
Adım Khan Kluay. Ben babamı... Çekip gidin.
At that point, the outer atmosphere of our star will be held in by gravity so weakly that it'll start sort of just evaporating away.
Bu noktada kütleçekimi yıldızımızın dış atmosferini o kadar zayıf biçimde tutacak ki dış katmanlar buharlaşıp yok olmaya başlayacak.
Through a series of what I call "cosmic burps", it will actually eject the outer envelope of gases, which are only weakly held by gravity.
Yalnızca kütleçekiminin zayıfça bir arada tuttuğu dış gaz kabuğu "kozmik geğirme" dediğim bir dizi olayla püskürtülecek.
Also weakly positive on Coccidiomycosis.
Aynı zamanda zayıf bir coccidiomycosis titresi var.
Sed rate's 95, ANA's weakly positive.
Sedimantasyon 95, ANA zayıf pozitif. Pozitif mi?
Weakly, not lupus.
Lupus değil, MS.
( weakly ) : I get so tired.
Çok yoruluyorum.
- His heart is squeezing very weakly.
- Kalbi az kan pompalıyor.
( weakly ) : Can you please let that go? Okay.
Gitmeme izin verir misin?
WlMPs are weakly interacting massive particles.
Wimpler çok az etkileşime giren muazzam parçacıklardır.
[laughs weakly] You brought A friend.
Bir arkadaşını getirdin.
( weakly ) : Skinner!
Skinner!
( WEAKLY ) Short-circuited.
Kısa devre oldu.
[Weakly] :
Sen kimsin?
- ( weakly ) Yeah.
- Evet.
[Chuckles weakly] How you doing?
- Selam.