English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wearable

Wearable translate Turkish

24 parallel translation
For those cold Alaskan nights... you know... other than getting a little Na-nooky... I got you a personal, wearable... warm and cold system.
O soğuk gecelerde, birinin koynuna girmek yerine sana "kişiye özel ısıtma ve soğutma kolyesi" aldım.
They're wearable art.
Onlar giyilebilen sanat.
By the way, the macaroni earrings you made are surprisingly wearable.
Bu arada, yaptığın makarna küpeler hayret verici şekilde takılabilir şeyler.
For example, that piece-of-shit suit you have on almost looks wearable under these bulbs.
Mesela üzerindeki o boktan takım bu ışık altında neredeyse giyilebilir gibi duruyor.
It's not jewelry. It's wearable art.
Takı değil, giyilebilir sanat bu.
Just sew it up, it's still Wearable.
Dikeyim, hala giyilebilir.
It's a wearable camcorder.
Takılabilir bir kamera.
Lightweight sensor net, completely wearable.
Hafif sensör ağı, tamamen giyilebilir.
Batman utility belt. Maybe she can use it as a wearable pill caddy.
Giyebileceği bir ilaç kutusu olarak taşıyabilir belki.
- It's like wearable taxidermy. - Mmm.
Doldurulmuş hayvan gibi sanki.
It also means that we have raised $ 2.5 million to start production on the sickest piece of wearable technology on the market today.
Ayrıca giyilebilen teknolojinin en iyi parçasını üretmeye başlamayı 2.5 milyon dolar yükselttik demektir.
How's that new smart wearable working out for you?
- Merhaba. Giyilebilen akıllı ürünümüzü beğendiniz mi?
We've got monogrammed bath soaps, natural honeycomb sea sponge... uh, gold-dusted organic Peruvian cacao nibs, and, of course, Janimals, janimals wearable stuffed animals.
Damgali banyo sabunlarımız, doğal petekli deniz süngerlerimiz Peru'dan altın tozlu organik kakao çekirdeklerimiz ve tabi hayvan pijaması, giyilebilir peluş hayvanlarımız var.
We're talking about a wearable diary.
Giyilebilir bir günlükten bahsediyoruz.
Well, guess I don't need this wearable art anymore.
Sanırım artık bu takılabilir sanata da ihtiyacım yok.
I'm bidding online for a wearable bass drum as we speak.
İnternetten giyilebilir bass davulu için fiyat teklifi verdim.
Wearable electromagnetic bullet shield.
Giyilebilir elektromanyetik kurşun kalkanı.
These days, I'm all about wearable technology.
Bu günlerde giyilebilen teknoloji benim olayım.
- It's wearable tech.
- Takılabilen teknoloji.
I added a booster using microfabricated radio-frequency quadrupoles to speed up particles before entering the DLA device, portable, wearable for maximum flexibility.
Parçacıkları hayalet kapanına girmeden önce hızlandırsın diye küçültülmüş radyo frekanslı kuadrupol hızlandırıcı ekledim. Taşınabilir, maksimum esneklikle giyilebilir hâle geldi.
The wearable art moms.
- Giyilebilir sanat anneleri.
I mean, the idea of magnifying an image using a convex lens, that goes way back, but the poor guy who created the first, like, wearable pair, gets no credit.
Dışbükey lens kullanarak görüntüyü büyütme fikri çok geçmişe gidiyor ama ilk takılabilen cinsini icat eden zavallı adam hiç değer görmüyor.
Anata-Tek... rising market share in wearable computers.
Anata-Tek, giyilebilir teknoloji ile piyasa hisselerini yükseltiyorlar.
Emojis, wearable communications, we're in the utopia of vacuous teens.
Emojiler giyilebilir iletişim, biz anlamsız gençlerin ütopya konum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]