Webpage translate Turkish

You'll be designing the entire webpage.

Bütün web sayfasını sen tasarlayacaksın.

Can you show me the webpage with the posting?

O ilanın web sayfasını gösterebilir misin?

You should see his webpage.

İnternet sayfasını bir görsen.

Now if I go to jenna's webpage, check out her B. F. F. S.

Şimdi eğer Jenna'nı sayfasından en iyi arkadaş kısımına bakarsak,

When you do when you click on the photographs hanging in the reception area it links you to Mia Hill's webpage.

Yaptığında resepsiyon alanındaki fotoğraflara tıkladığında link seni Mia Hill'in web sitesine götürüyor.

When I was looking for Mia Hill's webpage and your computer finished the address for me.

Mia Hill'in web sitesine bakıyorduk bilgisayarın adresi hemen yazdı.

Yeah, these kids just create a webpage and tear into each other.

Evet, çocuklar bir site yapıp amansızca birbirlerine saldırıyorlar.

My two children, they tried to load a webpage.

Çocuklarım bir web sayfası yüklemeye çalıştı.

- It looked different on the webpage.

- İnternette daha farklı görünüyordu.

Your webpage. I'm a reporter.

İnternet sayfanız. Gazeteciyim.

My webpage had more than 10 thousand views a day.

İnternet sayfam günde 10 binden fazla tıklanıyordu.

It's road home. right there on the webpage where you go to sign up.

Ev Yolu. Sitesinin adı bile Eve Giden Yol. Başvuru yaptığın sitenin adı.

You got a webpage, right?

Internet siten var, değil mi?

I want him on the webpage.

Sitemizde görmek istiyorum.

I looked on the known species webpage there's no animal called a'Jewpacabra'mentioned anywhere.

Bilinen türleri internetten araştırdım. Jewpacabra diye bir hayvanın hiçbir yerde bahsi bile geçmemiş!

It was a webpage design, ready to be uploaded to the Internet.

Web sitesi tasarımıydı, internete yüklenmeye hazırdı...

No, I gave the guy my credit card number and then told him to check out my webpage, and then I posted it on Facebook so everyone else could see it too.

Hayır, herife kredi kartı numaramı verdim sonra da web sayfamdan kontrol etmesini istedim, sonra da Facebook'a yükledim, böylece herkes olan, biteni gördü.

I saw- - I saw a news webpage, and there were pictures, our pictures were next to pictures of my dad in Afghanistan.

Bir haber sitesinin sayfasını gördüm. İkimizin ve babamın Afganistan'da çekildiği bir fotoğrafı vardı.

From the webpage here.

- Sayfanızdaki.

Metro Capital backed you four years ago when you were a doctor with a dinky webpage and some inheritance money.

Metro Capital, dört yıl önce, sen küçük bir web sayfası ve biraz miras parası olan bir doktorken seni destekledi.

You have a webpage?

Web-sayfan mı var?

I need to check on my store's webpage.

Mağazanın internet sitesini kontrol etmem gerekiyor.

I reached out to my friends at a webpage called The global missing peoples network.

Küresel Kayıplar Ağı adlı sitedeki arkadaşlarımla konuştum.

They're still posted on his webpage.

İnternet sayfasında hala fotoğrafları var.