English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Weeding

Weeding translate Turkish

87 parallel translation
The planting and weeding season lasts 40 gruelling days.
Ekim ve toplama sezonu yorucu 40 günle sonlanır.
I got to start weeding them out.
Onları ayıklamağa başlamam gerekiyor.
Stephen's weeding the garden.
Stephen bahçeyle uğraşıyor.
I'll be weeding Mildred's nasturtiums... you'll probably wind up dragging some farmer's plow.
- Selam, Şahin. O nasıl? Gece bebek gibi uyudu.
She's never heard of weeding!
Yabani otları temizlemeyi duymamış bile!
We did, by weeding out the sickly and the inferior.
Biz! Hasta ve vasıfsız olanları ayıklayarak biz yarattık.
We've still got some weeding to do.
Ve hala yapılacak şeyler var.
Massa Moore be mighty obliged, you weeding his garden.
Sahip Moore, bahçesini yolduğun için çok mutlu olacaktır.
I finished the weeding.
Nadas etme işini bitirdim.
They couldn't do without the detail, so there was no weeding-out.
"Detay" olmazsa olmazlarındandı,... bu yüzden hiç kimseyi elemek söz konusu değildi.
A weeding out of the excess population.
Böylece nüfusunuzun fazlalıkları budanacak.
I've got a little weeding problem I'm hoping you can help me with.
Yabani ot problemim var. Umarım yardımcı olursunuz.
- Weeding.
- Yaban otu.
But this character, Ray Coleman he was at the weeding -
Ama bu tip, Ray Coleman, o düğündeydi..
Like to do some weeding?
Evlenmeyi sevdin mi?
So, weeding, are you?
Ot mu yoluyorsun?
Looks like your mom's weeding tulips again.
Görünüşe göre annen yine lale ekiyor.
This is a dry weeding at the groom's request, but there is a full coffee bar with a variety of coffee drinks and coffee-flavored treats.
Damadın isteği üzerine alkolsüz bir nikah bu. Ama isterseniz kahve barımız var. Kahve çeşitlerimiz bol.
- please, sir, he's weeding the garden.
- Lütfen, bayım bahçede yabani otları temizliyor.
- Hello? - What the hell did Romaine mean when he was going on about weeding out the hyper-intense in the interview process?
Romaine, aşırı takıntılı öğrencileri elemek derken neyi kastetti?
I'm weeding out the dogs, and I'm putting happy-face stickers on the dishes... that have been successes to make our ordering more efficient.
Hazır yemek çekmecesini düzenliyorum. Siparişlerimizi güzel getiren restoranların tabaklarına gülen yüzler yapıştırıyorum.
After a few of the wild little gooseberry bushes had given up the ghost in the care of Grace's as yet unpracticed alabaster hands, things began looking up with the weeding and the town.
Grace'in iş görmeye alışık olmayan kaymak gibi elleri sayesinde. ... yabani bektaşi üzümleri temizlenince ot ayıklama işi ve genel olarak kasabadaki işler yoluna girdi.
I know you don't want this woman pruning and cutting and weeding your 3-year-olds.
Bu kadının, üç yaşındaki çocuklarınızı budamasını, kesmesini istemezsiniz.
You know, instead of adding someone... maybe you should think about weeding out a few.
Yeni birini aranıza almak yerine belki de birkaç kişiyi gruptan çıkarmayı düşünebilirsiniz.
I distinctly remember weeding The family invites out early. No.
Dilime bir şey yapıştı.
A week of weeding Father Zinger's gardens.
Bir hafta Peder Zinger'in bahçesinde ot yolacaksın.
As Grace in deep thoughts gazed across the fields of Manderlay she recalled another page in Mam's law dealing exclusively with the weeding of the paths in the romantic "old Lady's Garden"
Grace, derin düşünceler içerisinde, Manderlay tarlalarını seyretmekteydi ki, aklına Hanımın Kanunu'ndan başka bir sayfa geliverdi : Patikalardaki otların temizlenmesi ve çiftliği çevreleyen dar ve romantik bir koruluk olan, "Yaşlı Hanımın Bahçesi" üzerine özel yazılmış bir sayfaydı bu.
Have you really spent that many happy hours up there on your knees weeding her romantic paths?
Orada, dizlerinizin üzerinde romantik patikaların otlarını temizlerken geçirdiğiniz vakit, çok mu hoşunuza gitmişti?
A one conversation at the weeding, and Ellie chucks her marriage plans to take up with you.
Düğünde yapılmış bir muhabbet ve Ellie evlilik planlarını seninle arkadaş olmak için çöpe attı.
We're going to drive all the way to Salt Lake City, so you can wish Aunt Amanda happy weeding.
Sen de ona "mutluluklar" diliyorsun. Evet burada.
A Happy Weeding card.
"Mutluklar dilerim." kartı.
To watch Duflot on bended knee doing something as simple as weeding soil, he brings a magnificent poetry in his devotion to each and every grape.
Duflot'nun dizleri üzerinde yaban otlarını temizlemesi bile her üzüm tanesine adadığı şairaneliğin bir göstergesi.
You're just gonna keep weeding them out arbitrarily?
Onları keyfi olarak eleyip duracaksın.
I have a few things to finish, some trimming and weeding.
Bitirecek birkaç işim var da. Budama, yabani otları sökme.
We're going weeding for Major General's visit.
Denetleme için temizliğe gidiyoruz.
Sharks play a crucial role as predators in our seas and oceans, weeding out the sick and injured, but numbers are decreasing rapidly.
Köpek balıkları denizlerimizde ve okyanuslarımızda yırtıcılar olarak hayati bir rol oynarlar. Hasta ve yaralıları elerler. Ancak sayıları hızla azalıyor.
Ask Jonathan to fix your hairdo for the weeding.
Jonathan'dan düğün için saçına şekil vermesini iste.
YOU'RE GONNA HAVE TO START WEEDING OUT SOME OF THESE, GARCIA.
Bazılarını elemen lazım.
Weeding out the weak ones building a stronger sisterhood.
Dayanıksız olanları ayıklamak daha güçlü bir kardeşlik kurmak içindi.
I guess I'm just tired of weeding out the weak to protect the rest of the herd like I always do.
Sanırım artık, sürünün geri kalanını korumak adına zayıf olanlarını ayıklamaktan yoruldum.
we'll start weeding them out by date.
Tarihlere göre ayıklarız.
Love is like a garden, and in order to keep it looking beautiful, you got to do the weeding, and you haven't been doing the weeding, Liz.
Aşk bir bahçe gibidir. Güzel kalması için yabani otları ayıklamam gerekir. Sen hiç otları ayıklamadın, Liz.
The army has a way of weeding out bad seeds.
Ordunun, itibarını toparlayabilmesi için sizlere ihtiyacı var.
Then you get them jonesing for more weeding. Jack up the price.
Sonra daha fazlasını istetip fiyatı koyuveriyorsun.
In that house, the pig helps out weeding the field because the granny has no-one else to help her
O evde, domuzlar tarladaki otların temizlenmesine yardım ediyor çünkü nineye yardım edecek kimse yok.
Do you do the weeding around here?
Buradaki yabani otları temizliyor musun?
You're supposed to be weeding in the garden.
Güya tarlanın otlarını yolacaktın.
Why don't you, uh, give us a hand with, uh, some weeding?
Neden bize yabani otları temizlemekte yardım etmiyorsun?
Weeding?
Yabani otlar mı?
A little weeding out now and then is a good thing.
Seçim kaçınılmazdı. İyi müşteriler kaldı.
Maybe this is the world's way of weeding out the weak.
Belki de bu dünyanın zayıfları eleme sistemidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]