English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Weensy

Weensy translate Turkish

71 parallel translation
You couldn't kiss me like that and not mean it just a teensy-weensy bit.
Eğer minicik bile bir şey hissetmeseydin beni böyle öpemezdin
INFINITESIMAL, M ICROSCOPIC, TEENSY-WEENSY.
Görülmeyecek kadar küçük, mikroskobik, miniminnacık bir şey.
That one over there has a teeny-weensy bit more elan.
Ah! Şuradakinde biraz daha canlılık var.
Tell me every teensy-weensy, intimate, disgusting detail.
Bana en ince, en özel, en çirkin detayları bir bir anlat.
I mean, when I was just a teensy-weensy little girl, my grandmother used to take me to see all of her movies.
Büyükannem beni onun bütün filmlerine götürürdü.
It was a teeny tiny, teeny weensy Japanese television set.
Mini minnacık, küçücük bir Japon televizyonuydu.
Unfortunately, I have been working undercover in Germany for so long that I have picked up a teensy-weensy bit of an accent.
Maalesef, o kadar uzun zamandır Almanya'da casus olarak görevliyim ki aksanları az-biraz bana da geçti.
I hate to be a pest, but I was wonderin if I could ask you a teensy-weensy favour?
Başınızı fazla ağrıtmak istemiyorum ama minicik bir iyilik isteyebilir miyim diye soracaktım?
Right. When you put the glass down, I'm gonna drink this little, Yeah. Eensy-weensy glass of beer.
Sen bardağı indirdiğinde ben bu minnacık bardağı içeceğim ve sen 2. bardağı içeceksin ve ilk bitiren kazanacak, tamam mı?
Well, we just have one teensy-weensy little problem.
Peki. Bizim küçücük minnacık bir sorunumuz var.
Yea, as you walk through your valley of despair fear not, for I am your Lil Ark Angel and I will look after every little itty-bitty, teensy-weensy one of you.
Umutsuzluk vadinde yürürken korkmayın, çünkü sizin Küçük Meleğinizim ve küçüklü büyüklü her birinize göz kulak olacağım.
Aren't we forgetting one teensy-weensy, but ever so crucial little, tiny detail?
Küçücük bir ayrıntıyı unutmadık mı?
The eensy-weensy spider... walked up the waterspout.
Sevimli örümcek..... deliğe doğru ilerliyor.
She couldn't sit down for seven years until she met teensy-weensy little me.
Evet. Ufacık benle tanışana kadar 7 yıl yerinde oturamadı.
You can have an eensy-weensy bit, can't you?
Ufak tefek sorunların olabilir, değil mi ama?
- Just a weensy-eensy woo-woo?
- Sadece ufak tefek bir sorunun mu var?
You're not a teensy-weensy bit curious about what career you could have had?
Nasıl bir kariyerin olabileceğine dair en küçük bir merakın yok mu?
An eeny-teensy-weensy bit?
Biraz uçuk kaçık değil mi?
Oh, there's one more weensy little thing.
Küçücük, minnacık bir şey daha var. Patronluk yapmaktan nefret ederim ama onun meyvesini yemenizi yasaklamak zorundayım. Şuradaki ağacı görüyor musunuz?
- Just a teensy-weensy heckle?
- Hayır. - Sadece azıcık bir şey sıkıştırsam?
Well, after having felt just a teensy-weensy little bit of guilt over having wrongfully inspired this establishment I took it upon myself to expose the Potter B B to the outside world via the mighty pen of Mr. Frederick Fricke.
- Bu işletmeyi yanlış teşvik etmekten duyduğum küçücük suçluluk duygusundan sonra Potter Pansiyonu'nu dış dünyaya açma yolunun Bay Frednick Fricke'nin güçlü kaleminden geçtiğini buldum. - Fred, kim?
- I'm not. I'm only asking for a teensy-weensy favour.
Tek istediğim küçücük bir iyilik.
- Yes. Marion, not even a teensy weensy bit of business talk?
Marion, biraz bile işten bahsetmek yok mu?
Aren't you a weensy curious if Cordy remembers anything about her little stint as Miss Higher Power?
Bayan yüce güç olarak... Cordy'nin birşeyler hatırlamış olabileceğini sen de merak etmiyor musun?
Okay, teensy-weensy and in charge.
Tamam, çıtır kızım iş başında.
ITSYBITSY-WEENSY.
Minnacık.
I mean, you got these teensy-weensy little things... and Jason has got this big ol'thing that's like...
Anladım, sen küçük bir şeye sahipsin... ama Jason'un ki kocaman değil mi?
Please, if you could just do me a little, teensy-weensy little favour and erase that whole riot I caused at the office.
Bana biraz teensy-weensy küçük bir iyilik yapabileceğini, Lütfen Ve ofiste neden olduğu bütün isyan silmek.
How would you feel about having a weensy bit more responsibility?
Ufacık da olsa sorumluluk almaya ne dersin?
There is a teensy-weensy problem, though.
Yine de küçük bir problemimiz var.
So aren't you even just a weensy bit relieved... that you're not responsible for the spiritual well-being... of an entire reservation?
Pekala, biraz bile olsun rahatlamadın mı tüm rezervasyon sisteminin sorumlusu olmadığın için?
Daddy's got a teensy-weensy bit of work to do, so can you be a good boy and let him?
Babanın çok az bir işi var. İyi bir çocuk olup çalışmasına izin verir misin?
A teensy-weensy bit.
Azıcık - birazcık.
Maybe I'll have a teensy weensy little bit of strawberry.
Belki birazcık çilekli dondurma yiyebilirim.
Gee, Mer, I'd feel a whole lot luckier if the sweetest woman in the world would score me just a little teensy, eensy, weensy bit of steak sauce.
Tanrım, eğer Dünya'daki en tatlı kadın bana birazcık şöyle minicik tatlı minicik biftek sosundan verseydi. Hadi.
I have just one teensy weensy little tiny favor to ask of you.
Senden sadece küçücük Mini minnacık bir iyilik istiyorum.
She says he's eensy-weensy.
Minicikti diyor.
I'm just asking for one teensy, weensy little date.
Senden minicik bir randevu istiyorum.
Well, how about, um, you know, just a teensy, weensy little Wednesday matinee?
Bari bir kerecik çarşamba öğlen sahneye çıksam olur mu?
Sorry, I'm just gonna be a weensy bit late picking up Sky and Banjo this afternoon.
Üzgünüm, bu sabah Sky ve Banjo'yu bir kaç dakika geç alacağım.
Just a teensy-weensy bit particular.
Sadece birazcık fazla detaylı.
Any chance you might have a teensy weensy crush on her?
Sanki ona biraz çarpılmışız.
Look, I was only using a teensy-weensy bit at a time.
Bakın, sadece birkaç kez küçücük minnacık miktarlarda kullandım.
Well, it's just a teensy-weensy felony.
Bu da zaten küçücük, minnacık miktarda ağır suç oluyor.
But I need to ask you a teensy weensy little favor.
Ama senden mini mini bir iyilik istiyorum.
I know. Mr Dread, could I ask you for one last teensy-weensy favour before you retire?
Bay Korku, sizden emekli olmadan sonr bir basit iyilik isteyebilir miyim?
Could you be just an eensy-weensy bit more self-absorbed, please?
Lütfen, sadece birazcık daha... vurdum duymaz olabilir misin?
See the eensy-weensy little numbers?
Miniminnacık numaraları görüyor musun?
General... don't you think the CIA could help us throw just a little eensy-weensy Bartowski family Christmas party?
General, sizce CIA Bartowski ailesinin Noel partisi için bize birazcık yardım edebilir mi?
Unfortunately, I have been working undercover in Germany for so long that I have picked up a teensy-weensy bit of an accent.
Günaydın aşkım!
Listen, I don't want to alarm you fellas but we have a teensy-weensy little problem.
Dinleyin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]