Wetter translate Turkish
204 parallel translation
Well, you could get wetter if you lay down in the gutter.
Dereye girsen daha iyi ıslanırsın.
Wetter though.
Biraz buğulu.
I was a bed-wetter.
Yatağımı ıslatırdım.
Nanny's bed wetter!
Yatağını ıslatan!
It's getting wetter.
Islanmaya devam ediyor.
the wetter
ıslatayım..
Our great Fuhrer has been showing their English bed-wetter the cigar-chomping asshole Churchill where exactly to go and stick his stinking cigars.
Führer'imiz yatak ıslatan İngilize ve de puro çiğneyen boktan Churchille iğrenç kokulu purolarını nereye sokacağını gösterdi.
Over here, you don't say "the rain", you say "the raining", because it's even wetter!
Bizim burada yağana yağmur değil tufan deriz çünkü çok şiddetli olur.
I want you to meet Jonathon, my roommate, and a chronic bed-wetter.
Seni Jonathon'la tanıştırayım, oda arkadaşım ve sürekli olarak yatağına işeyen kişi.
It's like the casting couch, only wetter.
Kanepedeki gibidir, yalnızca daha ıslak olanı.
I want a good husband, not a bed-wetter.
beni dövmeyecek bir eş isterim.
Who showed that English bed wetter that cigar-chomping asshole of Churchill where exactly to go and stick his stinking cigars!
Ve büyük Führer'imiz, o sidikli İngiliz'e puro çiğneyen o Churchill denen göte purolarını alıp nereye sokacağını gösterdi.
I sleep with my brother, and he's a chronic bed wetter.
Kardeşimle uyuyorum, ve gece altına kaçırıyor.
- Bed wetter.
- Altı ıslak seni.
♪ Darling, it's better down where it's wetter
# Tatlım, ıslak olan yer daha iyidir
Little is know of Sheldon Mills, except for the fact that he changed his name and was a bed-wetter.
Soyadını değiştirdiği ve altını ıslattığı dışında Sheldon Mills hakkında pek fazla bir şey bilinmiyor.
Yeah the hotter and wetter you get, the more you can do, it's great!
- Evet, ne kadar ateşli ve ıslak olursan o kadar fazlasını yapabilirsin, harika!
I mean, if it gets any wetter in here the whole house is gonna look like Bud's bed.
Yani, eğer içerisi biraz daha ıslanırsa, bütün ev Bud'ın yatağına benzeyecek!
- Bed wetter.
- Altını ıslatan.
- Wetter.
Daha tuzlu.
Please let my first born son be of a better destiny than I. Is it a bed wetter again?
Lütfen, ilk oğlumun doğmasına ve benden daha talihli olmasına, müsaade et. Gene mi yatak ıslatan?
A bed wetter.
Yatak ıslatan.
It'll be even more of a turn-on if he can see you getting wetter as you play.
Sizin bu şekilde ıslandığınızı gördüğünde o daha da azacaktır.
No, Mom, I think it's Bed-Wetter B.
Hayır, anne, galiba şeydi, Büyük Yatak Islatan B.
I was a bed-wetter too.
Ben de yatağımı ıslatırdım da.
Let's take them all down before it gets any wetter than it is.
Daha fazla ıslanmadan hepsini alalım.
Comes a point when you can't get wetter.
Bir yerden sonra daha fazla ıslanılamadığı için sadece nokta gibi geliyorlar.
Not for being a bed-wetter, but for being a bad seed.
Yatağı ıslattığım için değil, fakat kötü bir evlat olduğum için.
Because the more they talk about it, the wetter they get.
Çünkü konuştukça daha fazla tahrik olurlar.
Is it like a dry wheezing type of cough or is it a wetter, phlegm-based cough?
Hırıltılı, kuru bir öksürüğü varmı? veya ıslak yada balgamlı bir öksürük?
I've never been lower or wetter.
Az ve nemli olmamıştım.
Our labs here can recreate. out of the most microscopic detail..... the motivation and circumstance to almost any murder,..... right down to a killer's attitude towards his mother and that he was a bed-wetter.
Buradaki laboratuvarlarımız hemen hemen her cinayetteki motivasyon ve şartları,... mikroskobik detaylara kadar yaratabilir ve bir katilin,... yatağını ıslatıp ıslatmadığını ve annesi ile ilişkilerini bile ortaya çıkarabilir.
I was a bed-wetter as a child and I think the problem's coming back.
Çocukken yatağımı ıslatırdım. Galiba sorun yine başladı.
Career change? I got a bed-wetter holding.
Meslek değiştirmek isteyen?
Bed-wetter, I got a transsexual in crisis.
Yatak ıslatan, sırada transseksüel vakası var.
No, a little wetter.
Hayır, biraz havalı oldu.
- Did you know Dave's a bed-wetter?
- Dave hala yatağını ıslatıyor?
- Bed-wetter.
- Kötü hava gibisin.
The more we talked... I found myself... getting wetter and wetter.
Konuşma devam ettikçe... farkettim ki... ıslaklığım artıyordu.
J gets harder and Y gets wetter.
J sertleşirken Y de ıslanıyor.
The wetter items - macaronis, your turkey loaf - then you're into Ziplocs.
Makarna ve hindi gibi daha ıslak gıdalar için ise ağzı kapanabilen poşetler.
It is much wetter than the earlier Triassic period and where there were once deserts, there are now vast forests of conifer trees.
Ortam, önceki Triyas Devri'ne nazaran çok daha nemli, ve bir zamanlar çöl olan bölgelerde, şu anda uçsuz bucaksız kozalaklı ağaç ormanları var.
No, we're not, you little bed wetter.
Hayır, değiliz, seni yatağını ıslatan.
EACH TIME YOU'RE GETTING WETTER.
Her defasında, daha da ıslanıyorsun.
Apparently, he's a bed wetter.
Görünüşe bakılırsa, hala yatağını ıslatıyormuş.
First, they'd wanna know if I'm a bed wetter.
Önce yatağı ıslatıp ıslatmadığımı soracaklar.
He was a bed wetter who was made to feel inferior... which he took out on the world by killing small animals.
Yatağını ıslatıyormuş ve bu onu aşağılık hissettiriyor bunu dışarıya küçük hayvanları öldürerek yansıtıyor.
Australia was a much wetter country than it is today, and just here was then a swampy area.
Tam bu bölge ise bir bataklıktı.
I can't get much wetter, what if you are killed, and I'll never see you again?
Daha fazla ıslanamam zaten. Ya öldürülseydin ve seni bir daha hiç göremeseydim?
What's a bed-wetter like you going to be when you grow up?
Senin gibi bir yatak ıslatıcı büyüyünce nasıl biri olur?
Munchkin. Bed wetter.
Yer cücesi, yatak ıslatan.