Wetting translate Turkish
248 parallel translation
You're wetting my clothes!
Üstümü ıslatıyorsun!
If you'd said that before, you'd have saved us both a wetting. Come along.
Bunu baştan söyleseydin ikimizi de ıslanmaktan kurtarırdın.
Hey, what are you wetting that front sight for?
Hey. Arpacığı neden ıslatıyorsun öyle?
Afraid of wetting the bed so you can't sleep?
Yatağı ıslatmaktan korktuğun için mi uyuyamıyorsun?
You'll be a good boy when you stop wetting the bed
Yatağı ıslatmayı bıraktığında iyi bir çocuk olacaksın.
I'll be wetting my whistle tonight, Mr. Lane, if it's all the same to you.
Size de uyarsa, Mr.Lane, ben bu gece kafayı çekeceğim.
Babies wetting themselves.
Bebekler altını ıslatıyor...
Hitting you with a flashlight for wetting the bed.
Yatağı ıslattığın zaman el feneriyle başına vururlar.
Bed-wetting?
Yatak ıslatma?
- l am not doing anything. - You're wetting the bed.
Yatağı ıslatıyorsun.
- l'm not wetting the bed. - Yes, you are. lt's wet.
Yatağı ıslatmıyorum.
My clothes are wetting the bed. I am not wetting the bed.
Kıyafetlerim yatağı ıslatıyor.
- Hey, she got a wetting out there.
- Dışarıda ıslanıyor. Bak...
You're counting on me and I'm close to wetting my pants.
Siz bana güveniyorsunuz ama ben altıma edecek gibiyim.
So there were these 4,051 children sitting in the Vélodrome d'Hiver, crying and wetting their pants.
Ancak 16 Temmuz'u büyük bir şevk ve heyecanla organize eden Paris polisi Almanların takdirini kazandı çocukları tutuklamaya başladı.
I'm wetting myself.
Suyum geldi.
No chance, English bed-wetting types.
Hiç şansınız yok, yatak ıslatan İngilizler.
And seat wetting
Koltuğa işemek gibidir
I want to catch it without wetting my feet.
"Ayaklarımı ıslatmadan yakalamak istiyorum."
It's wetting up my hair.
Saçımı ıslatıyor.
That Rivers kid... he's probably wetting'his pants all the way back to New York.
Şu Rivers veledi, eminim şu anda donuna ederek New York'a kaçıyordur.
In strategic terms, Charlie's cut the country in half the civilian press are wetting their pants and even Cronkite is going to say the war is now unwinnable.
Stratejik olarak kızıllar ülkeyi ikiye böldü. Sivil gazeteciler altlarına sıçıyorlar. Cronkite bile savaşı kazanamayız diyecek.
They're all severely sleep disordered... insomnia, narcolepsy, bed-wetting.
Hepsinde ciddi uyku bozuklukları mevcut- - uykusuzluk, narkolepsi, yatak ıslatma.
I'm wetting my pants.
Altıma yapacağım.
I've been wetting my bed.
Yatağımı ıslattım.
She was really wetting her pants.
Fena sinirlenmiş.
Let the record show that I was wetting the screen with my tongue to clean it.
Kayıtlara geçsin ; ekranı dilimle ıslatarak temizlemeye çalışıyordum.
Don't cry you're wetting my balls.
Ağlama! Taşaklarımı ıslatıyorsun!
I see you beat that bed-wetting problem.
Yatağa işeme problemin olduğunu görüyorum.
If you feel like wetting yourself, go with it, OK?
Altınıza işeyecek gibi olursanız salıverin gitsin tamam mı?
By the way, do you know that your dog is wetting the floor?
Bu arada köpeğinizin yeri ıslattığını biliyor musunuz?
I'd love to, but I've got sniffles in 7 and bed-wetting in 6.
Çok isterdim, ama 7'de nezle, 6'da yatak ıslatma var.
I'm wetting myself!
Kendimi ıslatıyorum!
Do you want me to tell you at what age you stopped wetting the bed?
Kaç yaşındayken yatağını ıslatmayı bıraktığını söylememi ister misin?
Right now I'm somewhere between bed-wetting and a near-death experience.
Şu anda, altıma etme ve ölüme yakınlaşma arasında bir yerdeyim.
Well, I relied on a carefully regimented program of denial and wetting the bed.
Çok disiplinli bir programa bağlı kalarak inkar etme ve yatağımı ıslatma faaliyetinde bulundum.
- Oh, my- - - And the topic of our family meeting is the little member of this family who can't make it through the night without wetting himself.
Toplantımızın konusu gece boyunca altını ıslatmadan duramayan ailenin küçük bir üyesi.
Are you wetting yourself?
Altını mı ıslatacaksın yine?
That troubled little fellow who kept wetting your bed.
Sürekli yatağına işeyen şu sorunlu arkadaş.
So never have the words "l can see you" caused so much screaming and wetting of pants. [LAUGHING]
Lilith "sizi görüyorum" deyince çocuklar çığlığı basıp altlarını ıslatmışlar.
All right, you've compared dating to unemployment, claustrophobia and bed-wetting.
Biriyle çıkmayı. İşsizliğe, klostrofobiye ve yatak ıslatmaya benzettin.
Hey, big baby, are you wetting yourself?
Koca bebek, altını mı ıslatıyorsun?
- So if you've ruled out any medical problem, and your child is still wetting the bed...
Eğer sağlık sorunu yoksa, Ve çocuğunuz hala yatağını ıslatıyorsa...
How long has he been wetting the bed?
Ne zamandan beri yatağını ıslatıyor?
I remember you wetting the bed.
Yatağını ıslattığını hatırlıyorum.
A bed-wetting adulterer, unless you'd rather speak to Roger on line two who's a transsexual running for Congress.
Yatağını ıslatan bir adam. İkinci hatta da kongre üyeliğine soyunan Roger adlı transseksüel var.
He's wetting his pants!
Altını ıslattı!
You shouldn't help scum with bed-wetting.
Pisliklere yardım etmemelisin.
Speaking of wetting himself, I think somebody needs a trouser change.
Kendini ıslatmaktan bahsetmişken, bence birisinin pantolon değişimine ihtiyacı var!
Wetting ourselves.
- Altımıza yapıyoruz.
- I had a slight bed-wetting problem.
Joanne ile ilk dışarı çıkışımızda onu çavuşumun evindeki partiye götürdüm.