English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / What'd i do

What'd i do translate Turkish

3,741 parallel translation
If I understand Conrad Knox at all, as long as he believes there's something to fight for, that's what he'll do... Right to the end.
Eğer Conrad Knox'u biraz tanıdıysam uğruna savaştığı şey için sonuna kadar mücadele eder.
What'd I do?
Ben ne yaptım?
I don't know what I'd do if something happened to you.
Sana birşey olsaydı ne yapardım bilemiyorum
I'd do what he says. Neal :
- Ben olsam yapardım.
- I'd rather do a good show for 100 people than a bad one for a million, if that's what you're saying.
- 1 milyon kişi için berbat bir program yapmaktansa,... 100 kişi için iyi bir program yaparım daha iyi, tabii bunu kastediyorsan.
Told her about The Company and what they'd do to her if she didn't behave.
Ona Şirket'i anlattım ve istediğim gibi davranmazsa ona ne yapacaklarını.
You know what? Why don't you just pick out her presents, since you know her so much better than I do?
Biliyor musun onu benden daha iyi tanıdığına göre... hediyeyi neden seçmiyorsun?
- I know that. - You want to know what I'd do?
- Biliyorum.
You know what I'd do, I'd be- -
Ne yapacağım biliyor musun?
I figure it's what you'd do.
Sıradaki hamlenin bu olacağını düşünmüştüm.
You'd be surprised what can do now that I have the proper motivation.
Gerçek motivasyonum olduğunda yapabildiklerime şaşarsın.
What kind of career do you think I'd have if I give that up?
Bunu size verirsem nasıl bir kariyerim olur sizce?
If I did, you know what they'd do to me?
Bırakırsam bana ne yaparlar biliyor musun?
That's what I'd do.
Ben öyle yapardım.
When I look back at what I did, it's like I'm looking at this whole other person doing these inexplicable things with the absolutely last person on God's Earth I'd ever want to do them with.
Ne yaptığıma şöyle bir bakıyorum da kesinlikle dünyadaki yapmayı istediğim son insanla asla kabul edilemez şeyleri yapan bambaşka bir insan görüyorum.
Oh, what'd I do now?
Yine ne yaptım?
Oh, you know what? If you're gonna do that, I'd rather just have the cash if that's cool.
Bunu cidden yapmayı düşünüyorsan yüzük yerine ona vereceğin parayı tercih ederim.
So I tried to think what to do, where to hide it. I stuffed it outside in my dirty laundry bag.
Napiyim nereye koyiim darken şu benim dışarda kirli torbamın içine sıkıştırıverdim...
What'd I do?
- Ne yaptım ki?
I don't know what I'd do if I lost you, snuggly bear.
Seni kaybedersem ne yaparım bilmiyorum küçük ayıcığım.
What'd I do?
Ne yaptım?
I tell you what I'd do,
Ben olsam şunu yapardım...
I don't know what she'd do.
Ne yaptığını bilmiyorum.
What'd I do?
Ne yaptım ki?
Because, Mom, I knew you'd do exactly what you're doing.
Çünkü anne... Şu an yaptığının aynısını yapacağını biliyordum.
I've been thinking about what I'd like you to do to return the favour.
Karşılığında bana bir iyilikte bulunursunuz diye düşünüyordum.
What you should do is disable the S.S.H. shell and then delete dot log-in, and then reproc the authentication daemon.
Yapman gereken şu ; SSH Shell'i devre dışı bırakmalısın sonra da.login'i sileceksin ardından da kimlik doğrulama programını yeniden işleyeceksin.
- What'd I do with that?
- Ne yapıyorum ben bununla?
Do you know what I'd love to do?
Neyi çok istiyorum biliyor musun?
What do you think is going on? I don't know, I'm just trying to give you an opportunity to lie to me, Joe, just trying to be polite.
- Bilmiyorum, sadece bana yalan söyleyebilme fırsatı tanıdım kibar olmak adına.
Seriously! You can't just put me out front and expect me to know what to do. I'd be terrified.
beni ön saflarda savaştırmayı düşünmen korkunç bir şey.
Do you think we can get all the way out there safely? We'd need to avoid checkpoints. I mean, it's a long way to go, considering we don't know what we're looking for.
Ne aradığımızı bilmediğimizi düşünürsek yolumuz uzun.
I do, and if you had left me any evidence to build a case Against billy chambers, that's what I'd be doing,
İnanıyorum, eğer bana Billy Chambers'ı suçlayabilecek kadar kanıt bırakmış olsaydın, tüm yaptığım bu olurdu.
Okay. I see that you want a deputy D.A. attached to Major Crimes, but what I do not understand is why.
Büyük Suçlara bir savcı yardımcısı iliştirmek istediğini görüyorum ama nedenini anlamıyorum.
Well, what I'd prefer to do is bronze the little lunatic.
Küçük deliyi bronzlamak isterdim.
So if I'm willing to lie and break the law just to get in here, imagine what I'd be willing to do if you let us stay.
Yani eğer buraya gelmesi için bu kadar yalan söyleyip kanunları çiğnediysem kalması için neler yapabileceğimi düşün.
Well, what does this have to do with I.A.D. crawling up my ass or do you think I'm working for Paddy, too?
Peki bunun İçişleri'yle ne alakası var ki? Niye benim kıçıma yapışsınlar? Yoksa benim de Paddy için çalıştığımı mı düşünüyorsunuz?
Do I carry around resentment and spend my days railing against what could have been if only I'd had a normal childhood?
Normal bir çocukluk geçirmedim diye sana içerleyip günlerimi acaba ne olurdu diye düşünerek mi geçiriyorum?
"What I'd like to do to my ex-boyfriend."
'Eski erkek arkadaşıma neler yapmak isterdim'
NOW WHAT MAKES YOU THINK I'D DO THAT?
Böyle düşünmene sebep olacak ne yapabilirim ki?
I guess I'd stopped thinking about it, because what good is it going to do?
Bunun hakkında düşünmekten vazgeçtim sanırım. Çünkü yapılacak en iyi şey buydu.
If you change your mind, I'd love to sit down and talk about what our firm can do for you.
Eğer fikrini değiştirirsen oturup şirketimin senin için neler yapabileceğini konuşmaktan mutluluk duyarım.
Don't know what I'd do without you, Lemon Breeland.
Sen olmasaydın ne yapardım ben, Lemon Breeland.
And I'd do what makes me feel good.
Hoşuma giden şeyleri yapacağıma.
Look, I did what we promised we'd do. I moved on.
Ben söz verdiğimiz şeyi yaptım.
Sometimes I wonder what I'd do if you died or left me.
Ölürsen veya beni terk edersen ne yaparım, merak ediyorum bazen.
Well, I'll tell you what I'd do.
Sana, ne yapardım söyleyeyim.
W-what'd I do again?
Ne yaptım ki?
That's what I'd do.
Yerinde olsam öyle yapardım.
( Fitz ) I think... I think I did what I had to do in the face of complicated foreign policy.
Bence karmaşık dış politika gereği yapmam gerekeni yaptım.
What I would say is that the news media should do a penetrating exposé and take a look.
Benim diyebileceğim habercilik medyası gerçekleri araştırıp işin özünü ortaya koymalıdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]