What'd you do to her translate Turkish
176 parallel translation
- What'd you do to her?
- Ona ne yaptın?
You'd do anything to get what you want.
İstediğini elde etmek için her şeyi yaparsın.
I'd like to know, what kind of a thing do you think could have happened to her?
Başına ne gelmiş olabileceğini düşündüğünüzü bilmek isterim.
Course it's not exactly what we'd like to do... but you can't have everything.
Tabi tam olarak yapmak istediğimiz bu değil... ama her şeye sahip olamazsınız.
I'd give anything to have what you've got to be able to do one thing well and know it's worth something.
Kolunda altın bilezik var ben de öyle bir bileziğe sahip olabilmek için her şeyimi verirdim.
What do you suppose he'd pay to get her back?
Onu geri almak için ne kadar öder dersin?
You're wonderful, always doing what I'd like you to do.
Harikasın, her zaman yapmak istediklerimi yapıyorsun.
What'd you do to her?
- Ne oldu?
- What'd you do to her?
- Bayana ne yaptın?
What'd you do to her?
Ne yaptın karına?
What are you going to d-do with her? .
Ona ne yapacaksın?
If you were 19 and 20 years from now you were dancing with your wife or girlfriend you knew in high school and you said to her, "Darling they're playing our song" do you know what they'd be playing?
19 olsaydınız bundan 20 yıl sonra eşinizle dans ederken ya da okuldaki kız arkadaşınızla ve ona deseniz ki "sevgilim" "şarkımızı çalıyorlar" ne çalarlardı, biliyor musunuz?
You know what I'd like to do with her?
Onunla ne yapmak istediğimi biliyormusun?
Jackie... Now, what'd you do to her?
Jackie'ye ne yaptınız?
Now, you can do what you want, but i'd like you to get her to see somebody if it's not me.
İstediğinizi yapabilirsiniz ama bana değilse bile onu başka birine gösterin.
What did you want me to do, Oscar? Take her out back and shoot her in the head?
Ne yapmamı bekliyordun, Oscar onu dışarı götürüp kafasına ateş etmemi mi?
What did you do to her?
Delirmişsiniz.Dışarı çıkın!
What'd you do to her anyway?
Ona ne yaptın Tanrı aşkına?
What'd you do to her?
Ona ne yaptın?
What, do you mean sit in the car and wait for her to come out?
Ne yani, arabada oturup dışarı çıkmasını bekliycem?
And I tell you what, Nicola, every time I look out that window and I see that rusty old caravan sitting there, do you know what it says to me?
Bir şey diyeyim mi Nicola pencereden dışarı bakıp, o paslı karavanı her görüşümde bana ne söylüyor, biliyor musun?
What'd you do to me? I had her.
Geri getirmiştim onu.
What's much more important is that the modern computer world is entirely dominated by using a mouse or using some kind of pointing device to quickly move things around, do things very, very naturally, as though you were moving bits of paper around on your desktop.
Buradaki en önemli olay modern bilgisayar dünyasında masaüstünüzde sanki bir kağıdı hareket ettiriyormuşçasına bir fare kullanarak ya da etrafta bir şeyleri çabucak hareket ettirmenizi sağlayan bir işaretleyici araç kullanarak her şeyi çok doğal bir şekilde yapabilmenizdir.
I'd like to hear a complete account of nothing... what you didn't do for two and a half hours.
Olmayan her şeyi bilmek istiyorum... İki buçuk saat boyunca, ne yapmadınız?
You'd want to warn her what they do. I think Violet told Nell about rape
Violet Nell'i tecavüz konusunda uyardı.
What'd you do to her? ! What'd you do to her?
Ona ne yaptınız?
What'd you do to her?
Ona ne yaptın sen?
You'd be surprised what's not on the map in this country... and what our government will do to keep it that way.
Bu ülkede, nerelerin haritada olmadığını bilsen şaşarsın. Öyle olmasaydı hükümet her şeyi nasıl saklı tutardı.
I am forced to do so So what? Whenever you lose your temper you just step out
her zaman huyunu kaybediyordun sadece dışarı adım at herşeyi unut, birlikte ölelim biz kankayız biz müşterek arkadaş oldugumuz için macera kralı ve ona kankasın... üzerime gelme
'Cause I'd do fuckin'anything to have what you got.
Sendeki şeyin bende olması için her şeyi yapardım.
What the hell d'you do to her?
Ne yaptın ona?
What'd you do to her?
Ne yaptın ki ona?
You see, I'd always believed that I'd be the one to die first and that Sarah would know what to do.
Hale bak, her zaman benim önce öleceğime ve Sarah'nın ne yapması gerektiğini bileceğine inanmıştım.
Her's what I'd like you to do tonight, my dear.
Bu gece yapmanı isteğim şey tatlım...
What d'you do to her?
- Hayır. - Ona ne yaptın?
Then tell me what you'd really like to do to her.
Ama önce tepsiye bir topak yağ koyayım.
And when you see what I see day in and day out... the violence that people do to each other... you get haunted.
Her gün dışarıdaki insanların birbirlerine uyguladıkları şiddeti gördüğün zaman bu işe karışmadan kurtulamazsın.
What could she have done to you... ... that was so bad that you'd do this to her?
Sana nasıI bir kötülüğü dokundu da o kıza bunları yapabildin?
What do you think you do, get up and run outside Every time you have to let one rip?
Ne yapacağını sanıyorsun, rahat uyuyabilmek için her seferinde kalkıp dışarı mı koşacaksın?
Do you know what I'd always say back to her?
Ona hep ne derdim biliyor musun?
I'd say it's good news for you that she's not here right now, considering what you tried to do to her.
Sizin ona yapmaya çalıştıklarınızı göz önüne alırsak size iyi bir haber vermek isterim ki o burada değil.
What was I supposed to do... tell her the man you forced us to con... was the only decent guy she ever met?
Dolandırmamızı istediğin adamın tanıdığı tek dürüst erkek olduğunu mu söylemeliydim ona?
The point of any art, apart from expressing your emotions and saying what you want to, is to do everything in a special way.
Tüm sanatların çıkış noktası duygularınızı ifade etmeten ve demek istediklerinizi söylemekten başka ; yaptığınız her şeyin özel olmasıdır.
Say it to him and he'd do what you asked, even kill.
Bu söylendiğinde, istenen her şeyi yapıyor. Cinayet bile.
What, you mean you're allowed to do everything else?
Yani bunun dışında her şeyi yapabiIir misin?
- What's up, nigger? - You know, as much as I'd like to watch the two of you whack each other, the smart thing to do is walk away.
- Her ne kadar sizin birbirinizi doğramanızı izlemek istesem de, akıllıca olanı ayrılmanız.
You know what I'd do to her, Dommy?
Ona ne yapardım biliyor musun Dommy?
What'd you do to get her to laugh?
Onu nasıl güldürebildin?
'Cause there's actually more to do upstairs this time for some reason. What'd you just do?
Çünkü bu kez her nedense üst katta yapılacak daha çok iş var.
Surely you must know what it's like to love someone so much that you'd do anything you had to.
Elinizden gelen her şeyi yapabilecek kadar sevdiğiniz birisi olmuş olmalı.
You know what it's like to love someone so much, you'd do anything you had to?
Elinizden gelen her şeyi yapabilecek kadar sevdiğiniz birisi olmuş olmalı.