What'd you tell her translate Turkish
130 parallel translation
- What'd you tell her?
- Ona ne söyledin?
I could tell you word for word exactly what he'd say.
Söyleyeceği her şeyi kelimesi kelimesine söyleyebilirim.
So I goes up to see her, told her what I'd seen and she gave me money not to tell anyone else. - You blackmailed her?
"Kapı açılınca sessizlik." "Sessiz bir gece daha geçiremem..."
I'll tell you what. He'd better have a girlfriend with a love letter from her.
Bir kız arkadaşı olabilir ve ondan da bir mektup almış olsun.
I'd like you to take a look at her, a close look, and tell me what you think and what your feeling is.
Şimdi ona bakmanı istiyorum ama yakından bak. Sonra ne düşündüğünü söyle ve neler hissettiğini.
- What'd you tell her?
- Ona ne dedin?
- Listen why don't you tell us what you'd be capable of doing for an interview.
İtiraf et. Gazetede bir röportajın çıksın diye her şeyini vermez misin?
Ms. Blanche, I'll tell you right now, if that sister of yours has gone and given you sleeping pills to keep you quiet while she's out doin I don't know what I'm sure as hell gonna call the police on her.
Size hemen söyleyeyimki Bayan Blanche, eğer şu kardeşiniz... sizi susturmak için uyku hapları vererek dışarı çıktıysa... Kendisi dışarıda kimbilir ne yaparken... Yemin ederim polis çağıracak ve yaptıklarını anlatacağım.
If you was to go out there, and you were to tell her not to listen to them, I think she'd mind what you say.
Oraya gitseniz ve onları dinlememesini söyleseniz söylediklerinizi akılda tutardı.
Just to let her know I'm all right? Hey, Scruggy, man, what'd I tell you this morning?
- Sana ne demiştim?
I would most certainly tell you if I knew... because what I want more than anything is for Milena to get bored with you... as soon as possible... and it may come as a surprise to you, more for her sake than for mine.
Milena için her şeyden çok istediğim tek şey, sizden sıkılmasıdır olabildiğince çabuk. Ve size sürpriz yapmak için gelebilir, benden çok sizin hatırınız için.
If you know what's good for you, you better get on that phone and tell Mr. Big-shot Farmer that I said he'd better let me on that stage or I'll crucify him in 150 newspapers every day for the rest of his useless life.
Hakkında hayırlı olmasını istiyorsan hemen şu telefonu al ve Sayın Farmer Haşmetlerine de ki, bıraksın şu stüdyoya gireyim, yoksa kalan o beş paralık ömrünün her günü, 150 gazetede ona demediğimi bırakmam!
What you gotta do is tell her somethin'outrageous.
Yapman gereken şey ona sıra dışı bir şeyler söylemek.
What'd you tell her?
Ona ne söyledin?
I'll tell you what her father'd say.
Ben söyleyeyim.
And I tell you what, Nicola, every time I look out that window and I see that rusty old caravan sitting there, do you know what it says to me?
Bir şey diyeyim mi Nicola pencereden dışarı bakıp, o paslı karavanı her görüşümde bana ne söylüyor, biliyor musun?
What'd you tell her?
Ne demiştin?
What'd you tell her?
- Sen ne dedin ona?
What'd you tell her?
-... şey nedir " diye sordu.
- What'd you tell her?
- Ne anlattın ona?
Well, what I didn't tell you is that I learned how to keep her out when I wanted to.
Ama sana, istediğim zaman onu aklımın dışında tutmayı öğrendiğimi anlatmadım.
- Choose a weapon now. Hector, I sent you to follow her so we'd know what she was doing ; not to tell her what we're doing.
Hector, seni kadının ne yaptığını öğrenmek için peşinden yolladım ;
What'd you tell her?
Ona ne anlattın?
What'd you tell her?
Sen ne söyledin?
But what I can tell you, sir, is if Margaret Mead... at her age... smoked grass... she'd have one hell of a trip.
Ama şunu diyeyim bayım Margaret Mage o yaşta... ot içiyorsa... gerçekten... sıkı bir trip'e çıkıyor demektir.
I'd still like to know what else you can tell me about her.
Bayan Beavis hakkında bana başka neler anlatabilirsiniz merak ediyorum?
Then tell me what you'd really like to do to her.
Ama önce tepsiye bir topak yağ koyayım.
What was I supposed to do... tell her the man you forced us to con... was the only decent guy she ever met?
Dolandırmamızı istediğin adamın tanıdığı tek dürüst erkek olduğunu mu söylemeliydim ona?
That baby will do everything but tell you what time it is.
Bu bebek saati göstermek dışında her şeyi yapar.
God damn it, what did you tell her?
Onun evi dışında hiçbir yerde birlikte olmadık.
- What'd you tell her?
- Ona ne anlattın?
Then perhaps you'd like to tell me what it was you saw in her?
O zaman belki siz onda ne bulduğunuzu bana söylersiniz.
- So what'd you tell her?
Peki sen ona ne dedin?
What'd you tell her?
Ne dedin peki?
What'd you tell her, Eric?
Ona ne söyledin, Eric?
What'd you tell her?
Ne anlattınız ona?
What'd you tell her? That Danny's like a son to you, and since his father died, you haven't talked much.
Danny'nin oğlun gibi olduğunu, ve babası öldüğünden beri çok fazla konuşmadığınızı söyledim.
I'd tell her it's none of her business, which is exactly what I'm telling you right now.
Ona, bunun onu ilgilendirmediğini söylerim. Şimdi sana söylemek üzere olduğum gibi.
What'd you tell her?
Sen ona ne dedin?
What'd you tell'em?
Sen ne anlattın? Her şeyi.
He / she calls to this number and tell him / her that you know me and he / she will bring them what you / they want.
Bu numarayı ara ve beni tanıdığını söyle. Seninle ilgilenecektir. Ona, bana her zamankinden getirmesini söyle.
I went to David's hospital room, all ready to tell him what I'd done, you know, accept responisibility, take the consequences.
David'in hastanedeki odasına gittim. Her şeyi anlatmaya hazırdım. Sorumluluğunu bil ve sonuçların kabul et durumu.
Because if you told her what I told you to tell her, she'd be Over here right now with
Çünkü sana söylediğimi ona söyleseydin elinde beyzbol sopasıyla burada olurdu.
What'd she tell you about her plan?
Sana planından neler bahsetti?
When we understand that, then we look at government financed institutions of education and see the kind of students and the kind of education that is being turned out by these government financed schools, logic will tell you that if what is being turned out in those schools was not in accord with what the state and the federal government wanted, then it would change it.
Devletin finanse ettiği eğitim kurumlarına baktığımızda ve bu eğitim kurumlarında eğitilen öğrencileri, onlara verilen eğitimi gördüğümüzde mantığımız kavrıyor ki bu okullarda devre dışı bırakılanlar her neyse eyaletin ve federal hükümetin işine gelmiyor, zaten bu yüzden ki değiştiriyorlar.
- What did you tell her? - I said I'd ask, but it's unlikely to happen now.
- Soracağımı söyledim ama olacak gibi değil.
What'd you tell her?
Ne söyledin?
- What'd you tell her?
Ona ne söyledin peki? Gerçeği.
What'd you tell her?
Ona ne dedin?
What you don't do is call your daughter on December 22, and tell her that you don't really feel up to hosting Christmas this year, because she's 38, and you thought that she'd have "her own family by now."
Yapamayacağın şey ise Aralığın 22'sinde kızını aramak ve ona bu yıl gerçekten de Noel için ev sahipliği yapamayacağını hissettiğini söylemektir. Çünkü o otuz sekiz yaşındadır ve şimdiye kadar kendi ailesi kuracağını düşünmüşsündür.
What if I tell you that everyday Marcos throws me out and Sheikh Hassan brings me back?
Sana onun beni her gün dışarı attığını Şeyh Hasan'ın da beni geri aldığını söylesem?
what'd you do 558
what'd you expect 72
what'd you say 501
what'd you get me 18
what'd you have in mind 66
what'd you say to me 28
what'd you say your name was 25
what'd you have 21
what'd you get 128
what'd you hear 33
what'd you expect 72
what'd you say 501
what'd you get me 18
what'd you have in mind 66
what'd you say to me 28
what'd you say your name was 25
what'd you have 21
what'd you get 128
what'd you hear 33