English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / What'll i do

What'll i do translate Turkish

7,023 parallel translation
I'll see what I can do.
Elimden geleni yaparım.
I'll see what I can do.
- Elimden geleni yaparım.
Just focus on what you do best and I'll get the techs to go out to the crime scene and see if they can find any, uh, tire tracks and footprints.
En iyi yaptığın işi yap. Ben de teknisyenleri suç mahalline yollayayım bakalım lastik ya da ayak izi bulabilecekler mi?
Look, I'm your dad, and you'll do what I say.
Bak, ben senin babanım, ve ne dersem onu yapacaksın.
- I'll see what I can do.
- Ne yapabileceğime bakacağım.
I'll see you guys back at the hotel room and we'll figure out what to do.
Otel odasında görüşürüz ve ne yapacağımıza karar veririz.
Well, I'm sorry to interrupt your eloquent presentation, Richard. But, rather than say anything more, why don't we just give you a file and we'll see whether this thing can do what you say it does.
Şık sunumunu böldüğüm için kusura bakma Richard ama konuşmak yerine sana bir dosya versek ve bu şey dediklerini yapıyor mu diye baksak?
I wonder what he'll make you do to get your daughter back.
Kızını geri alman için senden ne isteyeceğini çok merak ediyorum.
And I want you to know that even though that we've had our differences and I'm not entirely clear on what the function of your special OS is, I'll try and do it justice at the demo.
Ve şunu bilmeni isterim ki, her ne kadar çok farklı olduğumuzu düşünsem de ve senin özel işletim sisteminin önemi konusunda tam olarak açık olmasam da tanıtımda deneyeceğim ve adaletli olacağım.
- want, just... - Woman 2 : You'll do what I say.
Ne söylersem yapacaksın.
Because I'm terrified of you and what you'll do to me. Oh, that's sweet.
- Çünkü senden ve bana yapacaklarından korkuyorum.
He was talking to me, and I'll do what I want.
Bana diyor. İstediğimi yaparım.
You do that, and I'll do what I can to stop it.
Sen bunu yaparsan ben de durdurmak için yapabileceğimi yaparım.
You do what I tell you to do, or we'll take away your badge, and you'll go back to prison.
Ne dersem onu yapacaksın. Aksi takdirde eşyalarını toplar hapishaneye geri dönersin.
No, in the end, he'll do what I want, Mr. Marino...
Hayır, sonunda istediğimi yapacak Bay Marino...
So you'll see what I want you to do with the curriculum description.
Müfredat tanımlaması ile ne yapmak istediğimi göreceksiniz.
Roger's loyal to me, he'll do what I ask.
Roger bana sadıktır, ne istersem yapar.
Speaking of ships, what do you say we leave this place, and I'll... show you mine?
Gemilerden bahsetmişken, buradan gitmeye ne dersin? - Sana gemimi gösteririm.
I'll tell you what I do know.
Sana bildiğimi söyleyeyim.
I'll do what he tells me to do.
Sadece onun söylediği şeyi yaparım.
And what I do now? That'll be for him, too.
Artık yapacaklarımsa onlar da onun için olacak.
Oh, I'll tell you what you can do.
- Dur söyleyeyim.
No, I'll tell you what we'll do.
Hayır bak, ne yapacağımızı söyleyeyim.
I'll see what I can do.
Ne yapabileceğime bir bakayım.
I know, but since you're not set in your ways, it'll be a nice change. Well... what-what do you mean "nice change"?
- Biliyorum ama sabit fikirli olmadığından hoş bir değişiklik olur.
That's what I'll do.
Yapacağım şey bu olur.
Well, we don't keep the security cam data past 6 months, But I'll see what I can do.
6 ayı geçmiş güvenlik görüntülerini saklamıyoruz ama ne yapabileceğime bir bakarım.
My mother and I will do what we have to ; we'll find a way.
Annem ve ben yapmamız gereken neyse yapacağız, bir yol bulacağız.
I'll see what I can do.
Ne yapabileceğimi bir bakarım.
~ And what do you suggest I do about it? ~ I think it would be wise to survey what efforts are being made to prevent its spread and to be seen to do so.
~ Ne yapmamı öneriyorsun ~ Olabilecekleri görmek ve yayılmasını engellemek için inceleme yapmak akıllıca olacağını düşünüyorum.
I'll do what I can.
Ne yapabiliyorum bir bakarım.
I'll tell what you do.
Ne yaptığını anlatacağım.
You'll be amazed at what I can do to your sort, and what you can do sod all about.
Senin gibilere ne yapabildiğime ve hiçbir şey yapmadığına şaşıracaksın.
I know what they'll do to me.
Bana yardım edeceklerini biliyorum.
I'll see what I can do.
Halletmeye çalışırım.
Do this deal and I'll sit on what I know about you.
Anlaşmaya uyarsan senden kimseye söz etmem.
If the people in town find my body, I'm worried about what they'll d... do with it.
Kasabadan insanlar bedenimi bulursa nasıl tepki verecekleri konusunda çekiniyorum.
I'll do what I can out here.
Buradan ne yapabiliyorsam yapacağım.
And I'll do what Batman would do.
Ve ben de Batman'in yapacağı şeyi yapacağım.
I'll see what I can do.
Nasıl yardımcı olabileceğime bakarım.
♪ This time, I'll know just what to do ♪
Ama bu sefer tam olarak ne yapacağımı biliyorum
- I'll do it there. - You know what?
- Orada yaparım.
I'll tell you what I'm going to do, Kevin.
- Ne yapacağımı söyleyeyim Kevin.
So, I imagine that's what they'll do.
Onlar da öyle yapar sanıyorum.
Ahem, I don't want what I'm about to say to be misconstrued as agreeing with you, but I'll try to be conscious of that and do better.
Şimdi söyleyeceğim şeyin sana katılmak olarak yanlış anlaşılmasını istemiyorum ama bu durumun daha çok farkına varıp daha iyi olmaya çalışacağım.
After the race, I'll change in the horse box and then come and join you up there with the toffs, what do you say?
Yarıştan sonra,... üstümü değiştirim,... ve gelip senin yanına katılırım.
Well, we'll get Chumhum, we'll take Paisley, and then we'll decide what to do with her.
Chumhum'u, Paisley'i alırız, daha sonra onunla ne yapacağımıza karar veririz.
That's what I would do. It's a smart move.
Benim yapacağım bu olurdu, akıllıca bir hamle.
Look, I'll see what I can do, - but I'm not guaranteeing you anything. - Thanks.
- Bak, ne yapabileceğime bakacağım ancak sana hiçbir şeyin garantisini vermiyorum.
I'll see what I can do.
Ne yapabilecegime bir bakayim
All the interviews I set up for you are canceled. - So HBO will stop having a hissy fit, and I'll take the hit because that's what I do. - All right.
Ayarladığım tüm röportajları iptal ettim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]