English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / What'll you do

What'll you do translate Turkish

5,789 parallel translation
When you're getting closer, call me, and then I'll explain to you exactly what to do.
Yaklaşınca beni ara ve sana ne yapacağını o zaman söyleyeceğim.
And that's why you'll do exactly what I tell you.
İşte bu nedenle ben size ne dersem aynen yapacaksınız.
What do you think it'll be like?
Nasıl olacağını düşünüyorsun?
I don't know what's going on here. But I want you to go out there and find him... and bring him back here. Do it and we'll clean your file.
Neler olduğunu bilmiyorum ama gidip onu bulmanı ve geri getirmeni istiyorum.
I'll tell you what I do know.
Sana bildiğim bir şey söyleyeyim.
What'll they do to you if you don't pay?
Ödemezsen ne yaparlar?
I'm going to tell you that I'm not going to do you the discourtesy of assuming what you're thinking, but I know you'll do the right thing.
Ne düsündügünü varsayacak kadar saygisizlik etmek istemem sana, ama dogru olani yapacagindan eminim.
- What do you think he'll do?
- Sizce ne yapacak?
I'll tell you what I'd love to do.
Benim ne yapmak istediğimi söyleyeyim sana.
- But you'll know what to do
- Ne yapacağını bilirsin - Ne yapacağını bilirsin
I'll tell you what I do remember.
Sana kendi hatırladığım şekilde anlatayım.
You'll do what I tell you to.
Ne dersem yapacaksın.
I'll see what I do for you.
Senin için ne yaptığımı göreceksin.
You'll just do what you do
Ne istiyorsanız yapın.
You'll do nothing of the kind. What he did was wrong.
- Böyle bir şey yapmayacaksın.
Be father and mother You'll know what to do
Hem anne ol hem de baba. Ne yapacağını bileceksin.
And uh... You'll do what you have to do.
Ve sen de ne yapman gerekiyorsa onu yap.
All right, I'll tell you what I'll do.
Tamam, ne yapacağımı söyleyeyim.
I'll tell what you do...
Ne yapacağını söyleyeyim.
You know what? I'll do it.
- Ben yaparım.
- What do you want? - At a quip, Mitch?
- Bu bir espride akıllı bir hamle mi Mitch?
Please, Mom, just do what you can and I'll get him out of here soon.
Lütfen anne, sen elinden geleni yap sonra da onu buradan götürürüm.
We'll do what you say.
Söylediklerini yapıyoruz.
What we can do, I'm sure you'll appreciate this, is offer you a fair deal in terms of...
Yaptığımız, eminim takdir edersiniz ki bu teklif sizin açınızdan gayet adil...
Do what I say, I'll have you out of here within the hour.
- Dediğimi yap, seni 1 saate buradan çıkarayım.
Well, you'll have more books than you know what to do with at the University of Georgia.
Georgia Üniversitesi'nde ne yapman gerektiğini bilemeyeceğin bir sürü kitabın olacak.
I know what I'll do if you get too close.
Bana yaklaşırsan neler yapacağımı biliyorum.
And you'll get hit by a bus if the driver does what he's paid to do.
O zaman sana da bir otobüs çarpacak tabi eğer otobüs şoförü ona verilen görevi yaparsa.
What do you mean, you'll be...
Ne demek hemen geliyorum?
But long after you're gone, I'll be on that stage... earning my living, baring my soul, wrestling with complex emotions,'cause that's what we do.
Sen öldükten sonra da, ben o sahnede olacağım. Hayatımı bundan kazanacak ve ruhumu ortaya koyacağım. Karmaşık duygularla mücadele edeceğim.
She'll tell us what to do with you?
Seninle ne yapacağımızı söyleyecek.
And even if you do, you'll make, what, six episodes of something no one will ever see?
Yapsanız bile kimsenin asla izlemeyeceği 6 bölüm falan yapacaksınız.
I don't know what they'll do to you if you return what they want gone.
Ortadan kaybolmasını istedikleri bu malları onlara geri götürürsen sana ne yapacaklar bilmem..
What'll you do?
Ne yapacaksın?
Go see Donny in the morning, he'll tell you what to do.
Sabaha Donny'yi gör. O sana ne yapacağını söyleyecek.
What'll you do?
- Ne yapacaksın?
Look, just... promise me that until your star is on the sidewalk out there you'll try and value me and what I'm trying to do here.
Bak, sadece, dışarıda bir yıldız olana dek bana ve burada yapmaya çalıştığım şeye saygı duymaya çalışacağına söz ver.
Do you know what we'll do both tomorrow?
Yarın ne yapmalıyız, biliyor musun?
Let me tell you what I'll do.
Ne yapacağımı sana anlatayım.
We'll tell you what you want, do what you need.
İstediğini söyler, dediklerini yaparız.
Well, I'll tell you what you do.
Ne yapacağını söyleyeyim.
When you get enough I'll tell you what to do with it.
Yeteri kadar biriktirdiğinde ne yapman gerektiğini söyleyeceğim.
You'll wait to hear from me is what you'll do.
Ne yapacağını söyleyeceğim, benden haber bekle.
You'll do what's necessary?
- Gerekeni yapacak mısın?
You'll know what to do.
Yapmamız gerekeni biliyorsun.
Listen, if what you've got is big enough to put Proctor away, I'll do everything I can to keep you out of it.
Bak, söyleyeceğin şey Proctor'u kodese tıkmaya yetecek kadar büyükse seni bu işten uzak tutmak için elimden geleni yaparım.
Let me go talk to my manager and I'll see what I can do for you.
O zaman müdürümle konuşayım. Bakalım senin için ne yapabiliriz?
- What'll you do with him?
- Napacan onunla?
- You know, when you let people know that they can just take from you and you don't do anything, that's exactly what they'll do.
İnsanlara elinde ne var ne yok almalarına izin verdiğin müddetçe yapacakları şey tam da bu.
I'll tell you what you got to do, okay?
Sana ne yapacağını söyleyeyim.
Let's see what you can do first, and then I'll answer.
Öncelikle senin ne yapabileceğini görelim de sonra cevap veririm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]