English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / What're you gonna do

What're you gonna do translate Turkish

2,606 parallel translation
I got no idea what you're gonna do or say, ever. You're all over the place.
Ne yapacağını veya söyleyeceğini hiç bilmiyorum.
I'll show you what you're gonna do. Now, let's go to the basics.
Sonrasında ne yapacağını öğreteceğim ama önce temel şeyler.
All right, y'all scrounge what you can off this list, but if we're gonna do this right, we're gonna need more help.
Tamam, bu listedekileriden aşırabileceğinizi aşırın. ancak işimizi doğru yaparsak, daha fazla yardıma ihtiyacımız olacak. Bana Tom'u getirebilir misiniz?
No, I'll tell you what we're gonna do.
- Hayır. Ne yapacağını ben söyleyeceğim.
I'll tell you what we're gonna do -
- Ne yapacağını söyleyeyim.
You are gonna handle the case. That's what you're gonna do for me.
Bunu benim için yapacaksın.
What I mean is it looks like we're either gonna have to go down to the jail- - we don't have much of a choice- - or, you know, I can do it here, which I think is really much, much easier for you.
Demek istediğim ya nezarete gidip geceyi orada geçireceksin çok fazla seçeneğin yok istersen bu işi burada da halledebiliriz ki bunun senin için daha iyi olacağını düşünüyorum.
So you're really not gonna tell me what you do?
Yani bana gerçekten ne yaptığını söylemeyecek misin?
So, what you're gonna do is you're gonna go down this way, you're gonna take a right and you go through those double doors...
Şu yoldan gideceksin sağa döneceksin ve şu ikili kapıdan geçeceksin...
They're gonna do to you what they did to me.
Bana yaptıklarını sana da yapacaklar.
You know what I do, what I earn, and if I decide to enroll my son, you're gonna hit me up for a donation.
Ne iş yaptığımı, ne kadar kazandığımı biliyorsunuz. Oğlumu kaydettirmek istersem benden bağış yapmamı isteyeceksiniz.
What you're gonna do is you're gonna walk right up to him, and you're gonna flirt your way past.
Şimdi ona doğru gideceksin ve geçmek için onunla flört edeceksin.
You know what we're gonna do?
Ne yapacağız biliyor musun?
And if we do, what's the first thing you're gonna say to him?
Eğer onu bulursak ilk olarak ona ne demek istiyorsun?
What're you gonna do now? - Fire you.
Şimdi ne yapacaksın?
That level of craftsmanship or, you know, if you will, that technical expertise - you can't explain what you're gonna do, so there is a certain amount of a leap of faith that they have to have in you.
Bu derecedeki ustalığın veya tecrübenin ortaya neler çıkarabileceğini, nasıl görüntüler oluşturabileceğini, içinizde onlara karşı bir inanç yoksa asla tahmin edemezsiniz.
Look, I appreciate what you're trying to do, but those guys aren't gonna listen to me.
Bak, yapmaya çalıştığın şeye saygı duyuyorum, ama bu adamlar beni dinlemezler ki.
What're you gonna do?
Ne yapacaksın?
What exactly do you think it is you're gonna find here?
Tam olarak burada ne bulmayı düşünüyorsun?
And if we do, what's the first thing you're gonna say to him? - I'm gonna tell him I'm sorry. - What are you talking about?
Eğer onu bulursak ilk olarak ona ne demek istiyorsun?
So I'll tell you what we're gonna do :
Şimdi sana ne yapacağımızı söyleyeyim.
So you want to know what you're gonna do?
Bu yüzden ne yapacaksın biliyor musun?
Oh, you've come prepared. Well, if we're going to do what I think we're gonna do, we're gonna need these.
Eğer düşündüğüm şeyi yapacaksak bunlara ihtiyacımız olacak.
What do you think we're gonna do?
Ne yapacağımızı düşünüyorsun?
Look, you guys can stay and wait here and do what you want, lady, but we're gonna go look for a dirty cop.
bak siz burda ne b.k yerseniz yiyin bayan fakat biz pis işlere bulaşmış bi polis arayacağız.
Now what you're gonna do is, you're gonna handcuff yourself to that dumpster over there.
Şimdi de kendinizi şuradaki çöp kutusuna kelepçeleyeceksiniz.
Look, when you go back to Detroit, you just tell them that the properties that I'm holding are poised to rebound, and when they do, they're gonna be worth twice what I paid for them.
Detroit'e geri döndüğünde, onlara elimdeki mülklerin tekrar değer kazanacağını ve kazandığında da ödediğimin iki katı edeceğini söyle.
All right, here's what you're gonna do.
- Beni iyi dinle.
Okay, on a totally different subject, have you decided what you're gonna do with your $ 1,000 from Aunt Florence?
Tamam, diğer bir konu, Florence teyzeden kalan $ 1,000'ı ne yapacağına karar verdin mi?
You're gonna do what now?
Şimdi ne yapacaksın?
Here's what you're gonna do.
Iste söyle yapacaksin.
And since you're more screwed up than I am, what are you gonna do, judge me?
Benden daha berbat bi haldesin, ne yapacaksın, beni yargılayacak mısın?
( IN NORWEGIAN ) What do you think you're gonna do to it?
Kurdu neyle öldürmeyi planlıyorsun?
What do you think they're gonna find, Lee?
Ne bulacaklarını sanıyorsun, Lee?
I don't know what you're gonna do.
Ne yapacağını bilmiyorum.
I'm your daddy and you're gonna do what I tell you to do because it's my job to keep you from dying, okay?
Senin babanım ve dediklerime harfiyen uyacaksın çünkü seni sağ tutmak benim babalık vazifem, anladın mı?
It's what you're gonna do.
Ama bir şeyler yapacaksın.
And what're you gonna do about it, you gonna kill me?
Peki bu konuda ne yapacaksınız, beni mi öldüreceksiniz?
What do you think they're gonna do when they find out about this?
Bunu gördükleri zaman ne yapacaklarını sanıyorsun?
It could take time. What do you think the chances are we're gonna get lucky and Nina starts talking?
Peki sence şansımızın yaver gidip Nina'nın konuşma ihtimali var mı?
What're you gonna do with your cut, Sonny?
Sana düşenle ne yapacaksın, Sonny?
As far as everyone else is concerned, people make stupid assumptions, and it's really up to you what you're gonna do with that.
Herkes endişelendiği için aptal aptal varsayımlar yapıyorlar ve nasıl tepki göstereceğin sana kalmış.
But you and I, we're gonna need to talk about what just happened, about what you tried to do.
Tüm bu olanlar ve yaptıkların hakkında.
I don't have a right to ask, but I need to know what you're gonna do.
Sormaya yüzüm yok ; ama ne yapacağını öğrenmem lazım.
And you're gonna do exactly what I say, then there'll be no problems.
Ve dediklerimi aynen yapacaksın. o zaman problem olmaz.
And that's what you're gonna do, Nikita.
Sen de bunu yapacaksın, Nikita.
What're you gonna do now?
Şimdi ne yapacaksın?
Yeah, and this is what you're gonna do to get'em.
Evet, onu almak için bunu yapacaksın işte.
If you're this easily manipulated by your mother, I shudder to think what Emily is gonna do to you as your wife.
Eğer annen tarafından bu kadar kolay kullanılıyorsan karın olarak Emily sana neler yapar düşünmeye korkuyorum.
Well, I'd be less concerned about the shit we're in and more concerned about what you're gonna have to do to stay alive till your term ends.
Yerinde olsam, benim başımın ne kadar belada olduğuyla ilgilenmek yerine görev süren bitene kadar hayatta kalmak için ne yapacağımla ilgilenirdim.
What do you think you're gonna do to back up your big warning there, Errol?
Uyarını destekleyecek ne yapacağını sanıyorsun, Errol?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]