What's your excuse translate Turkish

- What's your excuse?

- Bir mazeretin var mı? - Hayır.

What's your legal excuse, Lieutenant?

Senin hukuki mazeretin nedir teğmen?

What's your legal excuse for killing Barney Quill?

Barney Quill'i öldürmek için mazeretin nedir?

What's your excuse?

Senin hikayen ne?

What's your excuse, then?

Bir mazeretin var mı peki?

Now what's your excuse?

Mazeretin ne?

Well, I need the money, but what's your excuse?

Şey, benim paraya ihtiyacım var ama senin bahanen ne?

What's your excuse this time, you ignorant immigrant lump?

Pekala, O'Flaherty.

You weren't drinking very much, what's your excuse?

Sen çok fazlada içmemiştin. Senin bahanen ne?

- What's your excuse?

- Senin bahanen ne?

Jihei, what's your excuse for this?

Jihei, bu durum için nasıl bir mazeretin var?

Excuse me, what's your name and patronymic?

Özür dilerim, adınız ve soyadınız neydi?

Do you have black people in your neighborhood, sir? Excuse me, sir, do you know what it's like to be black in America?

Özür dilerim Amerika'da siyah olmak ne demek biliyor musunuz?

Excuse me, what's your name?

Pardon, adınız?

Excuse me, what's your name again?

Affedersin, adım ne demiştin?

What's your excuse?

Senin sebebin ne?

What's your excuse now?

Şimdi mazeretin ne?

What's your excuse, Michael?

Senin özrün ne Michael?

- Excuse me, what's your name?

- Affedersin, adın neydi?

Wow! I'm 85. What's your excuse?

Hadi ben 85'imdeyim, ya senin derdin ne?

What's your excuse, Oh loyal and loving wife?

Sadık ve sevgili dolu eşimin bahanesi ne?

So what's your excuse?

Peki ya sen? Senin bahanen nedir?

Now, what's your excuse?

Sizin özrünüz var mı?

What's your excuse?

Senin maruzatın ne?

What's your excuse?

Senin özrün ne?

What's your excuse?

Ya senin özrün ne?

What's your excuse?

Senin mazeretin nedir?

Yeah, what's your excuse?

Evet, peki senin bahanen ne?

What's your excuse?

Neden geç kaldınız?

So, what's your excuse this time?

Eee, bu seferki bahanen ne?

What's your excuse?

Senin gerekçen ne?

I don't know what kind of shenanigans you've been pulling this time, but I just had to untie your baby-sitter and pay her off so that- - Are you saying to the world that you just aided and abetted... the escape of the notorious Baby-sitter Bandit? Excuse me.

Bu defa ne biçim bir numara çevirdiğini bilmiyorum ama az önce çocuk bakıcısını çözüp bize dava açmasın diye fazladan para vermek...

What's your excuse?

Sen dövüşmeyi nasıl öğrendin?

Mine's vodka. What's your excuse?

Niye bu kadar erken kalktın?

What's your excuse?

Senin bahanen ne?

What's your excuse? - Breakfast?

Senin bahanen ne?

What's your excuse?

Pete ile evliydim.

- Excuse me, what's your name?

- Affedersin.

Excuse- - What's your name?

Affedersin... Adın ne?

What's your excuse?

Özrün nedir?

- Excuse me, you. What's your name?

- Bakar mısın, sen.

What's your excuse?

Senin mazeretin ne?

Breckinridge, what's your excuse?

- Breckinridge, senin nedenin ne?

- What's your excuse?

- Senin mazaretin ne?

- What's your excuse?

- Senin mazeretin ne?

What's your excuse?

Mazeretin nedir?

Well, what's your excuse?

Şey, mazeretin ne?

What's your excuse?

Senin problemin ne?

So anyway, what's your excuse?

Neyse, senin mazeretin ne?

- So, what's your excuse?

- Senin bahanen ne?

What's your excuse?

Bahanen ne?