What are you doing here so early translate Turkish
64 parallel translation
What are you doing here so early?
Burada bu kadar erken ne işin var?
What are you doing here so early?
Neden bu kadar erkenden buradasın?
What are you doing here so early?
bu kadar erken burada ne işin var?
What are you doing here so early, dear? I thought the plastic surgery seminar was in Switzerland.
Estetik cerrahi seminerinin İsviçre'de olduğunu sanıyordum.
Mom, what are you doing here so early?
Anne niye erkenden geldin?
Fourth sister, what are you doing here so early?
Dördüncü kardeş. Bu kadar erken saatte burada ne yapıyorsunuz?
What are you doing here so early?
Sabah sabah buraya hangi rüzgar attı seni?
What are you doing here so early in the day...?
- Sabahın köründe burda ne yapıyorsun...?
I mean, what are you doing here so early?
Yani, burada bu kadar erken ne yapıyorsun?
Hey, what are you doing here so early?
Hey, ne işin var senin bu saatte burda?
- What are you doing here so early?
- Neden bu kadar erken geldin?
What are you doing here so early?
Sabahın köründe burada ne işin var?
What are you doing here so early?
- Bu kadar erken vakitte ne yapıyorsun?
McGee, what are you doing here so early?
McGee, bu kadar erken ne işin var?
James, dear, what are you doing here so early?
James, hayatım, bu kadar erken burada ne işin var?
What are you doing here so early?
Sabahın köründe ne işin var burada?
What are you doing here so early?
- Sabah sabah burada ne arıyorsun?
- What are you doing here so early?
Bu kadar erken ne yapıyorsun burada?
What are you doing here so early?
Bu kadar erken burada ne yapıyorsun?
What are you doing here so early?
bu erken saate burada ne yapıyorsun?
Karan, what are you doing here so early in the morning?
Karan sabahın köründe burada ne yapıyorsun?
What are you doing here so early?
Sabahın köründe sizin ne işiniz var burada?
What are you doing here so early?
- Bu kadar erken ne işin var burada?
What are you doing here so early?
Bu kadar erken burada ne işin var?
What are you doing here so early?
- Bu kadar erken ne arıyorsun burada?
- What are you doing here so early?
Bu saatte ne yapıyorsun?
Hey, what are you doing here so early?
Hey, bu kadar erken ne arıyorsun burada?
What are you doing here so early?
Bu kadar erken saatte burada ne işin var?
What are you doing here so early?
Bu kadar erken napıyorsun burda?
What are you doing here so early?
Sabahın bu saatinde ne yapıyorsun?
Jesus, what are you doing here so early?
Sabahın köründe ne işin var be?
What are you doing here so early?
Bu kadar erken ne yapıyorsun?
Oh, hey, what are you doing here so early?
Bu saatte ne işin var burada?
What are you doing here so early?
- Neden bu kadar erkencisin?
Hi, Sergeant Burt. So, what are you doing here so early?
Bu kadar erken saatte burada ne yapıyorsun?
What are you doing here so early?
Burada ne işin var bu saatte?
What are you doing here so early?
Neden bu kadar erken geldin?
What are you doing here so early?
Bu kadar erken ne işiniz var?
What are you doing here so early?
- Niye bu kadar erken geldin?
What on earth are you doing here so early?
Sabahın köründe ne işin vardı burada?
What are you bozos doing here so early?
Bu kadar erkenden ne işiniz var burada be adamlar?
So what the hell are you two doing here this early?
Bu saatte sizin burada ne işiniz var?
What are you guys doing here so early?
Bu kadar erken burada ne yapıyorsunuz?
What are you doing here so early?
Sizden kaçamaya çalışıyorum.
It's so early. What are you doing here?
Neden geldin?
Who are you and what the hell you doing here so freaking early?
Sen kimsin ve bu kadar erken saatte burada ne halt ediyorsun?
What are you doing, huh? We rushed home early so we could get a few moments of peace before your mother gets here and makes my life a living...
Annen gelmeden önce biraz kafa dinlemek için erken gelelim ded- -
What are you doing out here so early?
Bu kadar erken burada ne yapıyorsunuz?
What the hell are you doing here so early?
- Sabahın köründe burada ne işin var?
Hey, what-what are you doing here, and so early?
Sabahın köründe burada ne işin var?
[sighs ] [ doorbell rings] Donna, what are you doing here so early?
Donna, hayırdır sabah sabah?