What is this really about translate Turkish
360 parallel translation
All right, Caroline. What is this really about?
Pekala Caroline, asıl sorun ne?
Okay, Ross, what is this really about?
Tamam Ross, gerçekten sorun ne?
But, Dad, this is really what I wanted to talk to you about.
Ama baba, seninle gerçekten konuşmak istediğim bu.
And one thing more, Macarena... and this is what I really came to see you about.
Bir şey daha var, Meryem ana... senin görmeye gelmemin esas nedeni..
Is this really what life is all about?
Yaşam gerçekten bundan mı ibaret?
How many of those men out there know what this fight is really about?
Oradaki adamların kaçı bu savaşın gerçek nedenini biliyor?
And this is really what Zen is all about.
Zen de tam olarak budur.
That's what this is really about, isn't it?
Esas mesele bu, değil mi?
had this great idea that they all get together, and, well, I don't really know what it was about, but the important thing is they were all together, and they did it as a family.
Az önce Rin Tin Tin'in koca bir ülkeyi kurtarışını izledin. Çok ilham vericiydi, değil mi? Hiç değilse kafanı kaldırıp bana bakabilirsin tembel pire torbası.
This isn't really " This isn't about what I said, is it?
Bu... Bunu dediğim şey yüzünden yapmadın, değil mi?
But despise the tactics the police employed to snare Brian Nevins... because we mustn't lose sight... of what this trial is really about :
Ama polisin Brian Nevins'i yakalamak için kullandığı taktiğe rağmen... çünkü bu davanın aslında ne ile ilgili olduğunu... gözden kaçırmamalıyız :
I really don't think so-called relationship humor is what this show's all about.
Bu dizinin ilişki ve ilişkiler üzerine..,... kurulmasına karşıyım.
I really don't know what this situation is about.
Bu fotoğrafı iki uzmana götürdüm.
What about zooming out, and seeing what this jungle really is?
Görüntüden uzaklaşıp ; ormanın aslında ne olduğunu görmeye ne dersin?
What this is really all about.
Neler döndüğü hakkında hiçbir fikrin yok.
That's what this is really about, isn't it?
Olay aslında onunla ilgili değil mi?
Let's talk about what this case is really all about.
Hadi bu davanın gerçekten tam olarak neyle ilgili olduğunu konuşalım.
Is this what you really want to talk about for five bucks a dance, Thomas?
Beş dolarlık bir dansta konuşmak istediğin konu bu mu Thomas?
What this is really all about...
Bunları aslında niye yaptığını?
Why can't you tell us what this mission is really about?
Görevin ne olduğunu neden söylemiyorsunuz?
What really fucks me about this is that I can't tell anyone.
Beni en çok rahatsız eden şey şunu kimseye anlatamamak.
He's really excited about this one. - Mom, what is it?
Bu sefer oldukça heyecanlı.
You know what, Mick? If you really think about it all this is entirely your fault.
- Biliyor musun Mick eğer düşünecek olursak bunların hepsi tamamen senin suçundu.
What this is really all about is...
Aslında bu şeyle ilgili...
Is that what this so-called contest is really about?
- Bu sözde yarışmanın gerçekte ilgili olduğu şey bu mu?
And that's what this is really about, isn't it?
Hepsi bu. Zaten konu da buydu değil mi? Para.
What this case is really about is tolerance.
Sayın Yargıç, bu davada kayıtlı bir avukatım ve kısa bir beyanda bulunmak istiyorum.
Why don't you tell me what this is really about?
Neden bana gerçekte ne hakkında olduğunu söylemiyorsun?
What's really interesting about this, though is that you can't see that rose tattoo on your back.
Biliyor musun asıl ilginç olan şey sırtındaki gül dövmesi gözükmüyor.
What if this is really about me loving Greg?
Ya konu Greg'e âşık olmamsa?
Why don't we just say what this conversation is really about?
İstersen bu sohbetin özüne inelim.
And then my grandfather continued the tradition and really, I think what we're talking about is standards very, very specific, rigid, you could say but in this world where would we be without them, I think.
Daha sonra iş giderek büyüdü ve artık burada kimse yaşamıyor. Ama burası kulüp binasıdır. Daha sonra bu geleneği büyükbabam sürdürdü.
And that's what this is really about, isn't it?
AsıI mesele bu, değil mi?
I don't know what it is about her, but she just has this quality I really respond to.
Neye benzediğini bilmiyorum ama istediğim niteliklere sahip.
This is really what it's about, you know?
İşte hepsi bu. O kadar da zor değil.
What I'm really saying to this couple is contempt and disgust that is unaddressed, unless that changes in the contents days and she's fed up, and we see this reflected in her really thinking very seriously about divorce and about leaving
Bu çifte küçümseme ve iğrenmenin temelsiz olduğunu söylemedik. Bu değişmezse ve küçümseme devam ederse ilişki sağlıklı devam etmez. Ve bu yüzden boşanmayı ve ayrılmayı çok ciddi düşünür hale gelirler.
So, that's what this is really all about.
Yani herşey bunun için.
That's really what all this is about, isn't it, Ted?
Bütün bunların nedeni bu, değil mi Ted?
You know what I really hate about this chick... is that I think--I know that I'm in love with her.
Biliyor musun bu kızların neyinden nefret ediyorum sanırım... Ona aşık olduğumu biliyorum.
Educate people about what is really going on in this country.
Bu ülkede, gerçekte neler olduğunu insanlara öğretmek.
Now what's really important about this place is that this is the office where the term "Open Source" was invented.
Bu yerin asıl önemi "Açık Kaynak" burda bu ofiste icat edildi
This is what the hacker world was really all about.
Bu korsanların kim olduğunun kanıtıydı.
That's what this is really about, isn't it? You're trying to protect her from being Klingon, because you had a rough time when you were a kid.
Aynı zamanda o genlerin bazılarının kişilik ve davranışları etkilediğini biliyor musun?
You wanna tell me what this is really about?
Asıl meselenin ne olduğunu anlatacak mısın?
Ok, oh! This is what really bugs me about you the way you talk
Beni de rahatsız eden şey bu.
You know what really kills me about this is, uh,
Bunun hakkında beni öldüren asıl şey ne biliyor musunuz,
What I think this is really about is you don't like Brenda.
Bence bunun asıl sebebi, Brenda'yı sevmemen.
You know what this is really about?
Aslında mesele ne biliyor musun?
What's really exciting about this is that it offers an amazing possibility.
Daha da heyecanlandırıcı olan ise, bu durumun bize muazzam imkânlar sunmasıdır.
You can nitpick about the church bylaws and the technicalities of Aunt Sally's will all you want, but what really matters is the spirit of her wishes, and Aunt Sally's dying wish was for Darrin to lead this choir.
Kilise kuralları hakkında kılı kırk yarabilirsin ve tek istediğin şey, Sally Teyzenin vasiyeti ama gerçek olan şu ki O'nun ruhunun vasiyeti, ve Sally Teyzenin son arzusu, Darrin'in bu koroyu yönetmesiydi.
Let's talk about what this is really about.
Tüm bunların gerçek sebebi hakkında konuşalım.