Whatever you're thinking of doing translate Turkish
20 parallel translation
Whatever you're thinking of doing... please don't.
.. lütfen yapma.
Please, whatever you're thinking of doing...
Lütfen, ne düşünüyorsan...
Whatever you're thinking of doing don't do it.
Ne yaptığını sanıyorsan yapma.
Please, whatever you're thinking of doing...
Lütfen, ne yaptığını sanıyorsun...
And whatever you're thinking of doing, don't do it.
Ve her ne yapmayı düşünüyorsan, sakın yapma.
Whatever you're thinking of doing, don't do it.
- Her ne yapmayı düşünüyorsan, yapma!
Whatever you're thinking of doing, don't do it.
Yapmayı planladığın şey her neyse, sakın yapma.
Whatever you're thinking of doing, don't do it.
- Ne yapmayı düşünüyorsan sakın yapma.
Jenny, whatever you're thinking of doing... they won't stop. Jenny.
Jenny.
Whatever you're thinking of doing, it's not necessary.
Şu an yaptığın şeye hiç gerek yok.
Whatever you're thinking of doing, please don't do it. Dex, it's Deb.
Dex, ben Deb.
Whatever it is you're thinking of doing, don't.
Yapmayı düşündüğün her ne ise, yapma.
And whatever you're thinking of saying or doing, don't bother, because I've seen it before, and I'm just guessing here, but... I don't think there are too many original thinkers in this room.
Bir şey yapmaya veya söylemeye uğraşmayın, zira daha önce gördüm ve böyle olacağını tahmin ediyorum zaten bu sınıfta pek de akıllı insanların olduğunu sanmıyorum.
Whatever you're thinking of doing... don't.
Her ne yapmayı düşünüyorsan, yapma.
Whatever you're thinking of doing, please don't do it.
Aklından geçeni yapayım deme n'olur.
Tyler, whatever you're thinking of doing, there has to be another way.
Tyler, aklından her ne geçiyorsa başka bir yolu olmalı.
Whatever you're thinking of doing, Clinton, don't do it.
Her ne yapmayı düşünüyorsan Clinton, sakın yapma.
Whatever you're thinking of doing, you don't have to do it.
Ne yapmayı düşünüyorsan yapmak zorunda değilsin.
♪ I'm in love with you ♪ Whatever you're thinking of doing, you don't have to.
Her ne yaptığını sanıyorsan, bunu yapmak zorunda değilsin.
If you go through with this, whatever you're thinking of doing, my life will be over.
Eğer bunu yaparsan, ne yaptığını düşünüyorsan, hayatım biter.