English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / When's

When's translate Turkish

132,645 parallel translation
I work for Diane, but when she's out, tell me if you need anything.
- Diane için çalışıyorum ama dışarıda olduğu zaman bir şey istediğinde bana söyleyebilirsin.
That's when she was off sleeping with your Uncle Jax.
- Bu zamanlarda annen Jax amcanla birlikte oluyordu.
Today's sinkhole disaster turned tragic when Los Angeles entrepreneur Veronica Dineen fell to her death into a caustic toxic soup which was in the process of hardening to prevent seeping into a major SoCal aquifer.
Bugünkü düdük felaketi, Los Angelesli girişimci Veronica Dineen büyük bir Güney California akiferine sızıntıyı önlemek için sertleşme sürecinde bulunan bir aşındırıcı toksik karışımın içine düştüğünde trajediye dönüştü.
That's when I got the idea.
İşte fikir aklıma o zaman geldi.
When's the last time you saw them?
Onları en son ne zaman gördünüz?
He didn't even notice when Lorraine was my babysitter.
Lorraine'in bakıcım olduğunu bile hatırlamamış.
"It's hard to get excited about work " when people call you lesbo behind your back. "
İnsanlar arkandan lezbiyen dediğinde iş konusunda heyecanlanman zordur.
"When I go down on my girlf..."
Kız arkadaşımın aşağısına indiğimde...
When I asked you about your firm's attitude about police brutality, did you not say that the problem was the people of Cook County hated African-Americans?
Size şirketinizin polis şiddet davaları ile ilgili tavırlarını sorduğumda sorunun Cook County'nin Afroamerikanlara nefretinden kaynaklandığını söylemediniz mi?
When I asked you... if your firm's motives were pure, did you not say the problem is that Cook County hated African-Americans and treated black lives carelessly? No.
Size şirketinizin niyetinin dürüst olup olmadığını sorduğumda sorunun Cook County'nin Afroamerikanlara nefretinden ve onları önemsememesinden kaynaklandığını söylemediniz mi?
Well, that's what we tell associates when we release them.
Biz de ortaklarımızla yolun sonuna geldiğinde aynısını söylerdik.
Mr. Weintraub, when did your network plan to air Mr. Fisk's episode?
Bay Weintraub, kanalınız Bay Fisk'in bölümünü ne zaman yayınlayacaktı?
Okay, then let's try this. When did you decide to air this episode?
Peki o zaman şöyle sorayım, bölümü ne zaman yayınlamayı planlıyordunuz?
When you embarrass men like Mr. Weintraub, you've passed that point.
Bay Weintraub gibi birini küçük düşürdüğünüzde o sınırı aşmış oldunuz. - Çetin ceviz çıktın.
I was shopping at Trader Joe's when Elsbeth heard my last name and we started talking.
Trader Joe'da alışveriş yaparken Elsbeth soyadımı duymuş, biraz sohbet ettik.
- When's that? - Next week, right?
- Önümüzdeki hafta dedik değil mi?
When you were little, someone rejected you or made fun of you, and now you get to be one of the mean guys, making fun of others.
Küçükken birileri sizi dışlamış sizinle dalga geçmiş siz de şimdi kötü adam olup başkalarıyla dalga geçmek istiyorsunuz.
I'm not sure how you could have seen your Uncle Jax at your house at 4 : 00 p.m. when you were at a doctor's appointment at 3 : 00 p.m.
Saat üçte doktordayken saat dörtte amcan Jax'i evde nasıl gördün bilemiyorum.
You know, when I was, about eight, I was on Bozo's Circus.
Sekiz yaşımdayken Bozo Sirki'ne gitmiştim.
I think my eardrum is damaged from when the officer hit me last night.
Aldığım darbeden dolayı kulak zarım hasar almış muhtemelen. - İtiraz ediyorum sayın yargıç.
And that's when your parents gifted you the Rindell Foundation?
Ailenin Rindell Vakfı'nı sana hediye ettiği zaman bu muydu?
Good. Maia, um, let's talk about when you did become aware of the Ponzi scheme.
Maia, saadet zincirini ne zaman farkına vardığını konuşalım.
I'm just trying to figure out how to ask him and when.
Ona ne zaman ve nasıl soracağımı... bulmaya çalışıyorum.
And when you get back, are you really going to be better?
Ve geri geldiğinde... gerçekten daha iyi olacak mısın?
I'll bet he was imagining your little face when you opened the front door and found him standing there, sober, victorious, with your brother in his arms.
Bahse varım onu kardeşinle beraber... kapıda ayık, başarmış bir şekilde gördüğünde... küçük yüzünün... alacağı ifadeyi hayal ediyordu.
[both] When Wendy talks... I will picture a blurry lady... on a prank show... who did not sign the waiver.
Wendy konuştuğunda bir şaka programında feragatname imzalamadığından yüzü buzlanmış bir kadın hayal edeceğim.
So here's to doing this again in five years, when I'll be 80, my organs will be 40, and I don't know how to do orangutan years, but my penis will be eight.
Beş yıl sonra buluşmak için kadeh kaldırıyorum. Ben 80 yaşında olacağım, organlarım 40 yaşında olacaklar. Orangutan yaşını hesaplamayı bilmiyorum ama penisim sekiz yaşında olacak!
Wendy, are you maybe like that lady who married Charles Manson so she could sell his body when he dies?
Wendy, ölünce cesedini satarım diye Charles Manson'la evlenen kadın gibi falan mısın acaba?
It's like I'm 16 again living in a town where the most exciting thing that ever happened was when the The Guinness Book of World Records came and measured our tumbleweed.
Aynı 16 yaşında tek heyecanımızın Guinness Rekorlar Kitabı'nın çalı topağını ölçmesi olan bir kasabada yaşamam gibi.
I've known Saw a long time, and I've learned when he's concerned about something, it's usually worth taking a closer look.
Saw'u uzun zamandır tanıyorum ve şunu öğrendim ki eğer o bir şeyler hakkında endişe duyuyorsa genellikle buna yakından bakmaya değer.
That's when I saw the police standing there, across the street. Over his dead body.
İşte o zaman yolun karşısında cesedin başında dikilen polisleri gördüm.
And then, when we tried to bring it up to Debbie, she had the gall to suggest that the school hadn't received the donation.
Ve sonra da, konuyu Debbie'ye actıgımızda, okulun bagısı almadıgını söyledi.
But, um... what happens when I turn away is, um, out of my hands.
Ama, şey... Ben arkamı döndüğümde olan şeyler kontrolümün dışındadır.
Its power probably awakened when Azrael's blade ended up here, too.
Muhtemelen Azrail'in bıçağı buraya geldiğinde gücüne kavuştu.
Though... when it comes to your case, I fear I may have, um... complicated things.
Yine de senin dosyana geldiğimizde, korkarım ki ben işleri karıştırmış olabilirim.
when I look at you... I see a light.
Ben sana baktığımda ışık görüyorum.
Look, it's very difficult to explain, but believe me when I say that there are many, many lives at stake here.
Bak, açıklamak çok zor. Ama bana söylediğimde inan bana Burada birçok, çok sayıda can tehlikesi söz konusudur.
♪ When there's no one left to trust ♪
♪ güvenecek kimse yokken ♪
Maggie's visions, when did they start?
Maggie'nin öngörüleri ne zaman başladı?
When did he get out? 2002.
- Ne zaman çıkmış?
Why do we have to know what's behind door number 3, even when we're pretty sure it'll be bad for us?
Neden bizim için kötü olacağını bilsek bile üç numaralı kapının arkasında ne olduğunu bilmek isteriz?
The truly risky part of this surgery is when Dr. Robbins has to open you up to get to your baby.
Ameliyatın riskli kısmı Dr. Robbins'in karnını açıp bebeği çıkardığı kısım olacak.
You know, it's a surprise when it happens... doesn't matter how long it's been.
Olduğu zaman sürpriz oluyor. Ne kadar sonra olursa olsun.
He's actually not so bad when he's quiet.
Sesi çıkmadığında o kadar da kötü görünmüyor.
When did she do all of this?
Bütün bunları ne zaman yapmış?
Mm. It's what I do when I board a plane.
Uçağa bindiğimde ilk yaptığım şeydir.
It's only been a few months, but when you know, you just know.
Daha bir kaç hafta oldu ama insan bir şekilde anlıyor. Anlıyor musun?
Uh, I know that Dr. Webber's spending the night in the on-call room when you're here in town.
Sen şehre geldiğin zaman Dr. Webber'ın geceyi hastanede geçirdiğini biliyorum.
When the baby comes, he's your priority, remember?
Bebek doğduğu zaman ilk önceliğin o olacak.
I trusted you to be honest with me, when even my mother lied to me, and now she's dead.
Bana karşı dürüst olduğuna güvendim. Annem yalan söylediğinde bile ve artık annem öldü.
When her boyfriend died on Shepherd's table, Edwards went back to work almost immediately.
Erkek arkadaşı Shepherd'ın ameliyat masasında öldükten sonra Edwards hemen işe dönmüş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]