When you think about it translate Turkish
908 parallel translation
When you think about it, Mr Kane, the competence of totalitarian nations is much higher than ours.
Siz bunu düşünürken, Bay Kane, totaliter milletlerin güçleri bizimkinden çok daha üstün oluyor.
Does it ever bother you when you think about it?
Bunu düşünmek seni hiç rahatsız ediyor mu?
I know you're upset now... but when you think about it, you'll realize it's the thing to do.
Şimdi üzgün olduğunu biliyorum... ama bunu düşündükten sonra iyi bir fikir olduğunu anlayacaksın.
It's not really so far-fetched when you think about it.
Düşününce, çok da uzak bir olasılık değil.
- Simple, when you think about it.
- Basit, önce bir düşün.
When you think about it, there's a common thread running through these strange events.
Düşündüğünüzde, garip olaylarla ilerleyen, ortak bir konu var.
She's got a lot of right, when you think about it.
Düşündüğün zaman, aslında pek çok haklı olduğu yer var.
[Sucks Teeth] Still, it's puzzling when you think about it I m...
Yine de, düşününce hayret verici.
Because wow, when you think about it - you think about it, I do, we all do.
Oh, evet, tabi, yaparsın. Bahse girmek ister misin?
And when you think about it, son maybe it was our fault too in a way.
Ve biraz düşününce oğlum belki bu bizim de hatamızdı bir bakıma.
which is pretty funny when you think about it.
Bu, düşündüğünüzde oldukça komik bir şeydi.
But when you think about it, you wouldn't want the weight of a damn place like this.
Fakat şöyle bir düşününce, insan gerçekten böyle bir yer istiyor.
Did you ever go to the supermarket in any neighborhood where people are getting a little higher than they are in the average neighborhood, which is pretty high already, when you think about it.
Tabii gittiniz. Hiç kafaların ortalama bir muhittekinden daha güzel olduğu bir muhitte süpermarkete gittiniz mi? Ki ortalama muhitlerde kafalar baya güzeldir aslında.
When you think about it, though, it'd be perfectly natural if something happened.
İnsan düşününce bir şeyler olması gayet normal.
I mean, when you think about it and consider that your feelings of love begin when you're about 10 and if you live to, say, 70 well, that's pretty limiting, because what chance is there that he'll be alive at the same time you are?
Demek istediğim aşkı düşünüp, onu hissetmeye başladığında 10 yaşında olsan ve diyelim ki, 70'ine kadar yaşasan bile bu çok sınırlı olur, çünkü onun da, seninle aynı zamanda yaşama olasılığı nedir ki?
When you think about it, we've been using magnetic fields to communicate for a long time.
Aslına bakarsanız, iletişim için manyetik alanları çok uzun zamandır kullanmaktayız.
When you think about it, everything in life's so funny,
Bu Eva. - Pums'un ekibinden Bruno.
When you think about it, why should he care one whit about the Takeda clan?
Anlaşılan o ki onun Takeda klanı için yapacak birşeyi yok.
Ida was a decent girl. And when you think about it, I should have longed for her, shouldn't I?
Bunu hesaba katarsak onu özlemeliydim, öyle değil mi?
But when you think about it, there was something base about her.
Ama şöyle bir düşününce Ida'da sahte olan bir şeyler vardı.
When you think about it, everything in life's so funny.
Düşündüğün zaman hayatta her şey saçma geliyor.
When you think about it, has America changed so much?
Düşününce, Amerika değişti mi?
When you think about it, it's just one every five years.
Bunla ilgili düşününce her beş yılda bir bir tane.
When you think about it, I take on a lot of jobs nobody else would want.
Düşündüğünüz de, Kimsenin istemediği birçok görevi kabul ettim.
It's a peculiar notion, when you think about it.
Kişisel bir görüş, aslında.
When you think about it, it's obvious.
Düşündüğün zaman apaçık ortada.
It's awesome when you think about it Being able to manipulate history
Tarihi manipüle edebilmek... bunu düşünmek bile harika
And what do you think will happen when the rest of your creditors hear about it and come down on Armand Duval for your debts?
Ya diğer borçluların bunu duyup borçların için Armand Duval'ın kapısını çalınca ne olacak?
But the trouble is, it doesn't feel good when you think about things like that,
- Ama sorun şu ki böyle şeyleri düşününce insan kendini rahat hissetmiyor.
Write what's in your heart, and when you write about it, think about it.
Kalbinizdekini yazın, ve yazdığınızda üzerinde düşünün.
- Then think of it when you're talking about communities!
- O zaman topluluklar hakkında konuşurken bunu da düşün.
It's pretty lonely at times. Pretty humiliating too... when you let yourself think about it.
berbat bir yalnızlık... berbat bir eziklik...
Why do you think he should lie about himself when it meant he would be killed?
Sence, öldürüleceği konusunda... neden yalan söylemiş olsun?
When you really miss it, if you think about it too much you could have a little wine with your meal.
Eğer içki içmeyi çok özlediysen..... yemeklerde içebilirsin.
And when it's over tomorrow, after the Mexican is dead then I begin to think about you.
Artık kimse kalmadı! Yarın, yarın Meksikalı da ölünce, hakkında bir karara varacağım.
It's pathetic when you think about the awful things that came later.
Daha sonra gelen korkunç şeyleri düşündüğünüzde bu çok hazin dolu bir şey.
When you stop to think about it and use your common sense, you reckon it's time to end it once and for all.
Bunu düşünmeyi bırakır, sağduyunuzu kullanırsanız. Bir an önce bunların bitmesini, her şeyin sona ermesini ister, zamanı sayarsınız.
You know, when I stop and think about it I'm liable to wind up using my plumb dumb catcher more and more.
Biliyor musun, şöyle bir durup düşündüğümde büyük intimalle o aptal kafa yakalayıcımı kullanmak zorunda kalacağımı anlıyorum.
YOU KNOW, HIGH ENOUGH TO BREAK HER LARYNX. WOULDN'T YOU SAY? WHEN YOU STOP TO THINK ABOUT IT.
Açıkçası dört yaşındaki bir kızın boğazını oraya kadar yükseltmesi, yani gırtlağını parçalayacak kadar yükseltmesi, oldukça fazla azim gerektirir.
Ah, Frank, when I think about you and Nola... and this sweet child... having to go through the same heartaches we went through, it's - it's enough to make you cry. Yes, it is.
Frank, senin, Nola'nın ve bu tatlı çocuğun aynı kalp acılarını yaşadığınızı düşünüyorum da ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.
It's crazy. I think about you when you're not around.
Yanımdan olmadığın zamanlar seni düşünmeye devam ediyorum.
I didn't really think about it, but... When I told my father about your visit to school. He remembered you!
Babama sizden bahsedince babamın sizi hatırlayacağı hiç aklıma gelmezdi.
Now, if you don't think that's a serious business... tell me about it when your house is burning, we can't get the pump out... and the road's all blocked because of a nigger's car.
Eğer bunu ciddiye almıyorsan o zaman... bir zencinin arabası yüzünden yol kapandığı için... evin yanarken, pompayı dışarı çıkaramadığımızı düşün bir de.
It's very confusing when you try and think about it, isn't it?
Oturup düşündüğünüzde çok karışık bir konu bu.
You know, I actually thought about taking it up myself, but I think it's one of those things you have to start when you're young.
Aslında ben de başlamayı düşünmüştüm ama sanırım bu da çok küçükken başlaman gereken şeylerden biri.
When I think about it, you never had any bracelets this morning.
Düşünüyorum, bu sabah senin kolunda bilezik yoktu.
How are you gonna see your son when you leave? - You think about it?
Ayrıldığın zaman oğlunu nasıl göreceksin?
When you know it's coming all you can think about is life.
Ölümün geldiğini anladığında tek düşündüğün şey yaşamaktır.
And when a car stops, you won't even have to think about it.
Ve araba durduğu zaman, bunu düşünmek zorunda bile olmayacaksın.
When you stop and smell the flowers are they afraid? Well, think about it.
Düşünsenize.
- your gonna have sex - no, that's a good idea though god knows when your teenagers you think about sex 125 % of the time god what is up with this shirt Cohen is it like childproof when you've ben married 200 years
Tavsiyene ihtiyacım var. - Seks mi yapacaksınız? Hayır.