English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Where's

Where's translate Turkish

130,626 parallel translation
Then I'll ask Madison and Alicia, and they'll tell us where she's gone.
O zaman Madison ve Alicia'ya soracağım,... onlar nereye gittiğini bize söyler.
So where's the old lady?
Yaşlı bayan nerede? Bana söylendi...
There's still a heat signature where it used to be, but it's all scattered and dissipating.
Eskiden olduğu yerde hala bir ısı imza var, Ama hepsi dağınık ve dağılıyor
It's not like putting a hangi down, where you've got to spend hours and hours.
Saatlerce süren hangi'ye falan benzemez.
And where people have met?
İnsanlar orada tanışır.
It's an open steppe grassland, where everything is calm.
Sükûnet içinde alabildiğine uzanan stepler.
And that's where there'll be a fire box at one end of the cooking pit and a chimney at the other.
Pişirme çukurunun bir ucunda bir ateş kutusu olur, öteki ucunda da bir baca.
Where's my shirt?
Üstüm nerede?
He will know that I will know where they are every day that he's in jail.
- Birazdan bebeğim. Biraz daha devam et. Gelmek üzereyim.
Well, he's got 200 acres of shit, but it's key. It's where we need to build the access road to the interstate.
Yüksek sesle söylersen gerçekleşecek bir kara büyüymüş gibi fısıldama.
A few months from now, when you and all those others are in the gubernatorial scrum, churning, gasping, drowning on dry land, you know where I'll be?
Birkaç ay sonra sen ve diğerleri valilik savaşında nefes nefese çarpışıp karada boğulurken ben nerede olacağım, biliyor musun?
Okay, I'm gonna skip the part where I say, "Who's Foley?" or, "What does he have to do with this?"
Tamam, Foley'nin kim olduğunu veya bununla ne ilgisi olduğunu sorma kısmını atlayacağım.
This is complicated, because Victor always puts himself where the money is, but it's usually far from pristine.
Karmaşık bir durum bu çünkü para neredeyse Victor oradadır. - Ama genelde temiz iş yapmaz.
You and Axelrod entered into a criminal conspiracy to bribe Marc Capparello for inside information on the deliberations of the Location Committee and where they were gonna put your casino.
Axelrod'la yasa dışı bir komplo kurdunuz ve içeriden bilgi için Marc Capparello'ya rüşvet verdiniz. Yerleştirme komitesinin görüşmeleri ve kumarhaneyi nereye yapacakları hakkında bilgi almak için.
Son, credit where it's due.
Hakkını teslim etmem gerek oğlum.
You can tell me about the last few months, how you got here, where you think it's going.
Son birkaç ayını, bu noktaya nasıl geldiğini ve geleceğinde ne gördüğünü anlatabilirsin.
That's where I'm going.
Şu an oraya gidiyorum.
- Where's Alicia?
- Alicia nerede?
Next day, someone asked, "Where's Troy?"
Diğer gün, birisi sordu, "Troy nerede?"
Where's alicia?
Alicia nerede?
Where's your father?
Baban nerede?
She went to live in an old house, Where there was a complicated family.
Eski bir eve misafir olmuş, Burda çok tuhaf bir aile varmış.
Where's Mom?
Annem nerede?
Where is Father Romanov's God?
Peder Romanov'un Tanrısı nerede?
It's this game where you have to defend yourself from zombies and other survivors, everyone turning against each other.
Kendini zombilerden ve diğer hayatta kalmaya çalışanlardan korumaya çalıştığın bir oyundasın herkes birbirine düşman oluyor.
Yeah, but where's Adrian?
Evet, fakat Adrian nerede?
- Where's Kevin?
- Kevin nerede?
- Adrian, where's Kevin?
- Adrian, Kevin nerede?
He shot four bullets where one would have been enough.
Bir tanesi yeterliyken dört kurşun sıktı.
Where's my real actress?
Pekâlâ. Gerçek aktrisim nerede?
Where's Strindberg? - Oh.
Strindberg nerede?
Where's your friend?
Arkadaşın nerede?
Where's he going?
Nereye gidiyor?
It's not about the lie, it's about where the lie takes you.
Sorun yalan değil, mesele yalanın seni nereye götürdüğü.
Where were you the night of Roxanne Greer's murder?
Roxanne Greer'in öldürüldüğü gece neredeydin?
But if there's a tie... and this is where Donald Duck comes in, it's resolved... by the toss of a coin.
Ama eşitlik olursa o noktada Donald Duck devreye giriyor ve mesele yazı turayla çözülüyor.
- Where's Tom?
- Tom nerede?
- Where's Charlie?
- Charlie nerede?
Where's the difference?
Fark nerede?
Where's the fun in that?
Bunun eğlencesi nerede?
Kane, where's Octavia?
Kane, Octavia nerede?
Where's roan?
Roan nerede?
Where's y'all camera at?
Diğer kamera nerede?
Where's m.K.?
MK nerede?
Where's Quinn?
Quinn nerede?
Where's my baby?
Bebeğim nerede?
Where's veil?
Veil nerede?
Where's Henry?
Henry nerede?
Where are we on finding. Ichabod Crane's compatriot?
Ichabod Crane hemşerisini bulmada neredeyiz?
But where's your 50-year plan?
Ama 50 yıllık planının nerede?
And this is where the Horseman turned tail?
Atlı tam burada kuyruğunu kıstırıp kaçmış?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]