Where you going with this translate Turkish
556 parallel translation
Jeffrey, where you going with this?
Jeffrey, bununla nereye gideceksin?
Where were you going with this lot?
Bunları nereye götürüyorsun?
Where do you think you're going with all this?
Bunlarla nereye gidiyorsun peki?
Miss, where are you going with this wagon full of God's bounty? To the pueblo San Miguel, then across the border.
Senyorita, bir vagon dolusu Tanrı nimetiyle nereye gidiyorsunuz?
You said you were going to the beauty parlour, and now I find you here, where they said I'd find you, in room 19-H of the Bird of Paradise Motel in Redondo Beach, at two in the afternoon with this man.
Güzellik salonuna gideceğini söylemiştin, oysa şimdi seni, seni bulacağımı söyledikleri yerde buluyorum, Redondo Plajı'ndaki Cennet Kuşu Moteli'nin 19-H odasında, öğleden sonra ikide bu adamla birlikte.
I've heard of this happening, Where you meet someone coincidentally and end up going out to dinner with them, but it never happened to me.
Biliyor musun birisiyle tesadüfen tanışanları... ve sonra da onunla yemeğe gidenleri duymuştum ama bu benim başıma asla gelmemişti.
You always in the habit of going where you're not wanted, or is this a new thing with you?
İstenmediğin yere her zaman gider misin?
I'm not sure where you're going with this.
Nereye varmak istediğinden emin değilim.
I think I see where you're going with this and I'm not sure how I feel about it.
Bununla nereye varacağını biliyorum ama ben aynı şekilde hissetmiyorum.
Where are you going with this?
Bununla nereye varmaya çalışıyorsun?
Where are you going with this?
... Bununla nereye varacaksınız?
Where are you going with this?
Bay Kitchens, nereye varmaya çalışıyorsunuz?
And I've got to the stage now with the Guardian crossword, where I'm going like this, so I think the time has come, don't you?
Ben de gazeteyi alıp bulmaca çözmeye çalıştığımda böyle oluyorum. Galiba zamanı gelmiş.
I know where you're going with this, Lieutenant.
Nereye ulaşmaya çalıştığınızı biliyorum, Binbaşı.
I know where you're going with this.
- Niyetini anlıyorum, Mulder.
Where are you going with this?
Nereye varmaya çalışıyorsunuz?
I'm still not sure where you're going with this.
Mulder, bununla nereye varmak istediğini hala anlayabilmiş değilim.
Where the hell are you going with this?
Nereye varmaya çalışıyorsunuz?
I see where you're going with this.
Bununla nereye varmak istediğini anlıyorum.
You see where I'm going with this?
Ne anlatmaya çalıştığımı anlıyor musun?
I know where you're going with this -
Bununla nereye varacağını biliyorum.
I don't know where you're going with this.
Bununla nereye varmak istediğini anlamadım.
Well, it depends on where you're going with this.
- Nereye varmak istediğinize bağlı.
- You know, I don't want to keep busting your balls, but you got any idea where you're going to go with this thing?
Seni zorlamak istemiyorum ama kafanda nereye gideceğine dair bir fikir oluştu mu?
Where are you going with this?
Nereye varmayi düşünüyorsun?
Where are you going with this, lKEA boy?
Aklından neler geçiyor lKEA bebesi?
- l see where you're going with this.
- Neye varmaya çalıştığını anlıyorum.
I bet you're wondering where I'm going with this, right?
Bununla nereye gideceğimi merak... ettiğine iddiaya girerim, değil mi?
I think you see where I'm going with this.
Ne demek istediğimi az çok anlamışsındır.
- l like where you're going with this.
- İzlediğin yol hoşuma gitti.
- I don't know where you're going with this conversation, but I'm ending it.
Bu konuşmayı nereye götüreceksin bilmiyorum ama buna son veriyorum.
- You know where I'm going with this, sir.
- Bununla ne yapmak istediğimi anladınız, efendim.
However... You know, as much as I love where you're going with this, we didn't exactly do that.
Ancak bilirsin, bu sözlerle varacağın noktayı sevmeme rağmen, bunu tam olarak biz yapmadık.
Agent Mulder, where are you going with this?
Ajan Mulder, nereye varmak istiyorsun?
- Scully...! - Well, isn't that where you're going with this?
Senin düşündüğün bu değil miydi?
I see where you're going with this, Mr. Sokal.
- Aklınızdan geçenleri anlıyorum.
I see where you're going with this... ... but my marriage is fine. No.
Nereye varmaya çalıştığınızı anlıyorum ama evliliğim gayet iyi.
Because I think if it was just up to you... you would stick with this and see where this relationship is going... but it's a problem for you because you assume that all the people in your life can't deal with that.
Çünkü öyle olursan ilişkimizin nereye doğru gittiği konusunda saplantılardan kurtulabilirsin. Fakat bu bir sorun, çünkü hayatındaki bütün insanların bu durumu kabullenmeyeceğini varsayıyorsun.
Where are you going with this?
Ne öneriyorsun.
Where are you going with all this?
Sweety teyze, onun yiyeceğine saldırıyor
Shove towels down his throat? Look, lady, I have no idea where you're going with all this but you're way off. No.
Boğazına havlu mu tıktınız?
Do you really not know where I'm going with this?
Ne demeye getirdiğimi anlayamadın mı?
I don't know where you're going with this, Douglas, but you're making me very uncomfortable.
Nereye varmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama çok rahatsız oldum Douglas.
Where are you going with this?
Ne demeye çalışıyorsun?
May I ask where you're going with this, Agent?
Bu soruyla neye varmak istediğinizi öğrenebilir miyim?
- Where are you going with this?
- Ne demeye çalışıyorsun?
- I don't see where you're going with this.
Nereye varmak istediğini anlamıyorum Scully.
Let me tell you where I'm going with this.
Ne düşündüğünü söyleyeyim.
I'm not, uh... sure where you're going with this, Agent Scully.
Ne anlatmaya çalıştığını anlayamıyorum Ajan Scully.
Where are you going with this?
Nereye varmaya çalışıyorsun?
I see where you're going with this.
Nereye varmak istediğinizi anladım.