Whether you know it or not translate Turkish
203 parallel translation
And you forget yours, too, because whether you know it or not, two weeks of being a sweet little wife and waiting for hubby to come home and having babies while you're waiting, you'd go crazy.
Ve sende seninkileri unutmalısın. Çünkü ister inan ister inanma, eşinin eve gelmesini bekleyen ve bebekleri ile ilgilenen kadın olduğunu düşünürsek, iki hafta içinde çıldırmaya başlarsın.
That's the outstanding feature of this case whether you know it or not.
Farkında olsan da olmasan da bu davanın öne çıkan özelliği bu.
- Yes. - I don't know whether you know it or not... but Nancy Ordway was murdered, and they're trying to hang it on me. So you can figure out for yourself whether I mean this or not.
- bilip bilmediğini bilmiyorum... ama Nancy Ordway öldürülmüş ve benim üstüme yıkmak istiyorlar..
I'm a young woman, 21 years old, and whether you know it or not, quite in demand by young men who would just love to take me out.
21 yaşındayım ve fark etmemiş olabilirsin ama benimle çıkmak isteyen birçok erkek var.
Whether you know it or not, you're a dead man.
Farkında mısın bilmiyorum, ama sen ölü bir adamsın.
That is the path you've chosen to take... whether you know it or not.
Bu seçmeyi kabul ettiğin bir yoldur... Onu bilsen de bilmesende.
WHETHER YOU KNOW IT OR NOT,
İster inan ister inanma,
Whether you know it or not, it's a turn-on.
Bilip bilmediğini bilmiyorum ama bu tahriktir.
Here's a fact, whether you know it or not.
Belki bilmiyorsunuzdur ama işte size gerçekler!
But you must have been sent to help me, whether you know it or not.
Ama bana yardım etmek için gönderilmiş olmalısın. Bunu bilsen de bilmesen de...
You better do it now, and you better do it fast... because the world doesn't owe you any favors... and whether you know it or not... you're on the inside track to Loserville, U.S.A... just like him.
Hemen yap, dünyanın sana bir borcu yok bir baltaya sap olamayanlar arasında yerini almak üzeresin. Onun gibi.
I'll bet all of you, whether you know it or not... already like Johann Sebastian Bach.
Eminim hepiniz, haberiniz bile olmadan Johann Sebastian Bach'ı seviyorsunuz.
And whether you know it or not,
Ve bilip bilmediğini bilmiyorum,
Whether you know it or not, these people are dangerous.
Sen ne düşünürsen düşün, bunlar tehlikeli insanlar.
And whether you know it or not, you know it.
İster bil ister bilme... Biliyorsun.
whether you know it or not.
bilsen de bilmesen de.
He's probably touched your life in some way, whether you know it or not.
Farkında olsanız da olmasanız da... O, mutlaka hayatınızın bir köşesine dokunmuştur.
And you need me whether you know it or not.
Ve bilsen de bilmesen de bana ihtiyacın var.
You ought to know whether it's worthwhile or not.
Değip değmeyeceğini senin daha iyi bilmen lazım.
I don't know whether it is or not, but allow me to give you another hearty handclasp.
Havadan mıdır bilmem ama sizinle tekrardan can-ı gönülden tokalaşmama izin verin.
I don't know whether Juan mentioned it to you or not... but it was I who financed his early career.
Juan sana bahsettimi bilmiyorum... onun kariyerini sağlayan kişi benim.
You know, it's going to seem funny. I don't care whether it's a boy or a girl. Not that much.
Biraz komik olacak ama kız ya da erkek olması hiç önemli değil.
You know not whether it was his wisdom or his fear.
Korktu mu, akıllılık mı etti, bilmiyorsunuz.
Then how do you know whether it bothers me or not?
Benim sıkıldığımı nasıl anladın?
I don't know whether to break your neck or not... but you're lying to me and I know it.
Boynunu kırayım mı bilmiyorum... ama bana yalan söylediğini biliyorum.
If you want to know I was thinking whether it's been successful or not.
Bilmek istiyorsan eğer hayatında başarılı olup, olmadığını düşünüyordum.
... I know now it is love, whether you admit it or not
... kabul etsen de etmesen de artık biliyorum ki bu aşk.
Whether you realize it or not, I know what's best for you.
Fark etsen de etmesen de, senin iyiliğini istiyorum.
One thing I know for a fact, whether you like it or not we could use some rain
Tüm bildiğim, sizin söyleyecekleriniz. Evet, gerçekten... yağmur yağmalı.
I don't know, John, whether you hit it or not.
Onu vurup vuramadığını bilmiyorum John.
I know you think this is all a joke, but you're gonna listen to me whether you like it or not.
Bunu tamamen bir şaka sanıyorsun, ama beni dinleyeceksin istesen de istemesen de.
I don't know whether it still works or not. You'll be fine!
Bence uygun olur.
I broke it up because, whether you two know it or not, you need each other.
Onu parçaladım çünkü, ikiniz onu bilseniz de bilmeseniz de, birbirinize ihtiyacınız var.
How do you know whether or not it's working?
- İşe yaradığını nasıl anlıyorsun?
I'm interested in Nicaragua, Walker, and so are you whether you know it now or not.
Ben Nikaragua'ya ilgi duyuyorum Walker, sen de öyle. Bunun farkında ol ya da olma.
You don't know whether it does or not?
Hatırlayıp hatırlamadığınızı bilmiyor musunuz.
You know, whether they become models or not, it's nice to know because it's more attractive to men.
Model olsun olmasın, kadının bunu bilmesi iyi, erkekler için daha cazip.
I don't know whether it's useful to you or not
İşinize yarar mı bilmem.
You know we are, whether you admit it or not.
İster inan ister inanma, aynı yerden bahsediyoruz.
He's trying to tell you something... But he doesn't know whether to say it or not
Sana bir şey demeye çalışıyor ama söylesin mi, söylemesin mi bilemiyor.
But now you'll definitely know whether or not you did it.
Ama bu sefer yapıp yapmadığını kesin bileceksin.
Bartleby and Loki, whether they know it or not... are exploiting that belief... and if they're successful... you, me, all of this ends in a heartbeat.
Bartleby ve Loki, farkında olsalarda olmasalarda... bu inancı istismar ediyorlar... ve eğer başarılı olurlarsa sen, ben ve tüm bunlar biranda yok olacak.
Now, you know, it's up to you whether or not... you want to just do the bare minimum or...
Şimdi, biliyorsun, tabi yine de sen bilirsin... minimum sayıda mı kalmaya devam etmek istersin... yoksa, örneğin bugün 37 adet rozet takmış olan...
No, I've been thinking that, you know maybe the problem with such a big dream is, you never stop to question whether or not you actually have the talent to back it up.
- Hayır, çok düşündüm. Belki bu kadar büyük hayallerin olunca, gereken yeteneğe sahip misin değil misin diye sürekli sorguluyorsun.
The fact of the matter is that these machines are so complex and these mistakes they make are so subtle in a real war situation, you might not know whether it's an error or telling you the truth.
Bu makineler o kadar karmaşıktır ki... o kadar küçük hatalar yapar ki... bir savaş durumunda size doğru şeyi mi gösteriyor... yoksa bir hata mı yapıyor bilemezsiniz.
You know, regardless of whether we like to admit it or not, you and I have actually become friends.
İtiraf etmekten hoşlansak da hoşlanmasak da, seninle arkadaş olduk.
Look, whether you guys break this record or not it ain't gonna mean nothing unless we get back to the World Series, you know?
Bakın siz bu rekoru kırın veya kırmayın dünya şampiyonasına gitmediğimiz sürece bir şey ifade etmeyecek.
I don't know whether it's better for you or not
Senin için iyi olup olmayacağını bilmiyorum.
He comes bombing down here showing off... - You know there are certain accidents where you may be drunk and on drugs, but it's going to happen anywa y whether you are or you're not.
Bilirsiniz, belli kazalarda içkili veya uyuşturucu etkisinde olabilirsiniz... ama olsanız da olmasanız da olacaktır.
It's your call whether or not you want him back in your life, you know?
Onu tekrar hayatına kabul edip etmemek sana kalmış bir şey.
Whether the government approves it or not, it's coming. You know that.
Devlet desteklese de desteklemese de olacak, biliyorsun.