Which is why you're here translate Turkish
66 parallel translation
Which is why you're here.
Burada olma nedenin de bu.
Something has to be done about these shape-shifters which is why you're here.
Bu Değişkenlerle ilgili bir şeyler yapılmalı bu yüzden buradasınız.
- Which is why you're here. - Which is exactly why I am here.
Aynen o yüzden buradayım.
Which is why you're here, Baadshah.
Onun için sizi buraya çağırdık, bay Baadshah.
I wrestled with telling her but I ultimately decided it wasn't my place which is why I'm really glad you're here.
Ona anlatmayı düşündüm ama sonuçta bunu anlatmak bana düşmez diye karar verdim bu yüzden, burada olduğunuz için memnunum.
He wants to take this opportunity to forgive you, and the first step in forgiveness is to take responsibility for our sins, which is why you're here today, the both of you.
Bu fırsatı sizleri affetmek için kullanmak ister. Ve affedilme yolundaki ilk adım günahlarımızın sorumluluğunu üstlenmektir. Siz de bu sebeple buradasınız bugün, her ikiniz de.
Which is why it means a lot to me that you're here in the opening night, Poirot.
Açılışa gelmen bu yüzden çok önemliydi benim için, Poirot.
No, it's not, which is why we're going together so you can fill me in on what the hell is going on here.
Hayır, komik değil Jen, bu yüzden pastayı birlikte almaya gidiyoruz. Böylece bana neler olduğunu anlatabilirsin.
Which is why you're sitting here now.
Burada oturma sebebimiz.
We're not questioning them, which is why you're here.
Onları sorgulamıyoruz. Ama siz burada olduğunuza göre bunu yapabiliriz.
Which is why you're here.
O yüzden buradasınız.
Which is exactly why you're gonna stay right here.
İşte bu nedenden dolayı kesinlikle buradan bir yere gitmiyorsun.
Which is why you're here.
Burada olmanın nedeni bu.
Which is why I'm telling you from here because until you guys and the Blooms just... get over yourselves and make up, we're not coming back.
Sana bunu buradan söylüyorum Çünkü siz ve bloomlar kendinize gelip, barışına kadar geri dönmeyeceğiz.
Which, I'm guessing, is why you're here, Michael.
Sanırım sen de bu yüzden buradasın, Michael.
But I do care about your client, as do you which is why you're here.
Ama müvekkiliniz umurumda. En az sizin kadar.
You were there with a woman who wound up dead, which is why you're here.
Orada, şu an ölmüş bir kadınla beraberdin. Burada bulunma nedenin de bu zaten!
Which is why if you're ever going to succeed here, and hopefully be sitting where I am someday, you have to control it.
O yüzden eğer burada başarılı olacak ve günün birinde yerimde oturacaksan, bunu kontrol etmek zorundasın.
You're the last person in the world she wants to talk to, which is why she ain't here.
Dünya üzerinde konuşmak isteyeceği son insansın, o yüzden de burada değil.
So I founded the Don Geiss Diabetes Research Foundation which is why you're all here tonight.
Ben de toplanma sebebimiz olan Don Geiss Diyabet Araştırma Kurumunu kurdum.
Do you know how many millions of virgin trees are cut down to make this toilet paper, which is contributing to global warming, which is causing hurricanes, which is why you're here?
Larry, Bu tuvalet kağıdının yapımında kaç milyon bakire ağacın kesildiğini ve bunun da küresel ısınmaya katkıda bulunduğunu, bunun da kasırgaların oluşmasını sağladığını, dolayısıyla sizlerin burada olmanızın sebebi olduğunu biliyor musun?
You know, sending Feng after me almost cost me my life, and it did cost me my plan, which is why you're here, Gretchen.
Feng'i peşime takmak neredeyse canıma mâl oluyordu. Planım mahvoldu, bu yüzden buradasın, Gretchen.
Someone else told you I got a drinking problem. Which is a big part of why we're here, right?
Başka birisi de sana içki sorunum olduğunu söyledi ki bu yüzden buradayız, değil mi?
Which is why you're here.
Siz de bu yüzden buradasınız.
Which is why you're here.
Zaten bu yüzden buradasınız.
Sort of incommunicado with the rest of the world. Which is why I'm glad you're here.
Dünyanın diğer yerleriyle iletişimi kesilmiş durumda bu yüzden burada olduğuna seviniyorum.
With the department. Which is why we're here to assure you That this is being taken seriously.
Ki burada olma nedenimiz konunun ciddiye alındığına sizi temin etmektir.
Which is why you're here.
Sen de bu yüzden buradasın zaten.
Physically, you have potential, which I assume is why you're here, but so do a lot of other girls.
Fiziksel olarak, potansiyelin var, Bu yüzden burada olduğunu varsayıyorum Aynen diğer kızlarda olduğu gibi.
Which is why you're here.
O nedenle buradasın zaten.
Sleep is for the weak, and speaking of which, don't act like I don't know why you're really here.
Uyku zayıflar içindir, ve laf arasında, burada oluşunun sebebini bilmiyormuşum gibi davranma.
Which is why you're here.
Ki bunun için buradasın.
Yes, exactly... we're about to get married, which is why we're getting you out of here right now. Oh, no, honey.
Evet, biz evleniyoruz ve bu yüzden de seni buradan çıkarmaya geldik.
You've just done the second series, which is why you're here.
- Ve ikinci sezonu yeni bitirdiniz ki bu da burada olma nedenin.
Which is why you're here and not the mayor himself.
İşte o yüzden burada başkanın kendisi değil de sen varsın tabi.
Which is why you're gonna stay up here.
Bu yüzden burada bekle, güvende olursun. Mağara adamlığını bırak.
The force of the explosion of the light bombs must have blown you here, which is most likely why you're still alive.
Işık bombalarının patlama gücü seni buraya itmiş olmalı. Ki muhtemelen bu yüzden hâlâ hayattasın.
Well, unfortunately, neither do I, which, I presume, is why you're here.
Maalesef ben de bilmiyorum ki bu yüzden burada olduğunu sanıyorum.
Which is why you're here...
İşte bu yüzden buradasın.
Which is why you're here.
İşte bu yüzden sen buradasın.
Just, we had some creative differences with him, you know, which is why we're coming to you, but, look, that's neither here nor there.
Kendisiyle fikir uyuşmazlığımız oldu. Zaten size gelmemizin de nedeni bu. Ama hepsi geride kaldı.
Which is probably why you're in here.
Muhtemelen bu yüzden buradasın.
Um, I fell on some broken glass, which is why you're here.
Kırık camın üstüne düştüm. Sen de bu yüzden buradasın, hazırlan hadi.
Which is why you're here.
İşte bu yüzden buradasınız, Doktor.
Which is why you're here.
Burada olma sebebin bu.
You wanted protection which is why you're camped out here.
Koruma istedin ama buraya kamp kurdun.
I called you, which is why we're here discussing murder in the first place, mi compadre.
Ki aramasam, şu an burada bu cinayeti tartışıyor olmazdık. Yeterince açık mı?
Look, I know you're feeling angry and betrayed, which is why I called you in here.
Bak, öfkelisin ve ihanete uğramış gibi hissediyorsun biliyorum. Seni bu yüzden buraya çağırdıjm.
Which is why you're here talking to us, a wrong number.
Bizimle de bu yüzden konuşuyorsun, yanlış numara.
Which is why you're here today, asking for the IMF to be reinstated.
Bu yüzden de bugün burada IMF'in yeniden göreve getirilmesini istiyorsunuz.
So are you, which is why you're here.
Sen de öyle, zaten bu yüzden buradasın.