While we're on the subject translate Turkish
129 parallel translation
And while we're on the subject, I wish you'd try to stay home a little more.
Hazır bu konu açılmışken, umarım evde daha uzun zaman geçirirsin.
While we're on the subject, how about this business of certain people... picking up anybody they find on the city dump and dragging them into the house?
Hazır konusu açılmışken, bazılarımızın şehir çöplüğünde bulduğu... herhangi birini eve getirmesine ne demeli?
And while we're on the subject, Jack, I think you're getting to the age... where you should start to look around for a really nice girl.
Madem konusu açıldı Jack, artık hoş bir bayan bulmayı çabalaman gereken yaşlara geliyorsun.
While we're on the subject I've got some news for you that'll make you feel even better.
Konusu açılmışken kendini daha iyi hissetmeni sağlayacak haberlerim var.
While we're on the subject, Colonel... There's something that I'd like to say.
Hazır konu açılmışken, Albay söylemek istediğim bir şeyler var, efendim.
While we're on the subject how did you come to be so late on Saturday afternoon?
Madem konu açılmışken... cumartesi öğleden sonra neden o kadar geç döndün?
And while we're on the subject, don't you underestimate him.
Ve madem konu açıldı, sakın onu küçümseme.
- While we're on the subject,
- Konu açılmışken, dikkat ettim, E Blok'taki gençlerden bazıları
While we're on the subject of school, I think we'd better talk about something else.
Margaret, konu okuldan açılmışken bir konuyu daha konuşmak istiyorum.
While we're on the subject, anything new on that needle they found in her neck?
Bu arada, boynunda bulunan iğne hakkında bir gelişme?
There you are. And while we're on the subject.
Sadece ilginizi çeker diye söylüyorum, Bayan Andrews.
While we're on the subject of subgum,..... how would you like to go out to Chinese food later?
Baksana hazır konu sebzeli Çin yemeklerinde açılmışken Çin yemeği yemeye ne dersin?
While we're on the subject of Boston and the world and all of its people, I have this patient.
Hazır konu Boston'dan ve dünyadan ve insanlardan açılmışken... Bir hastam var.
Okay, while we're on the subject, why did you then?
Peki zamanı gelmişken, neden?
While we're on the subject...
Biz işimizi yaparken...
And while we're on the subject how many wives do you have?
Bu konudan bahsetmişken kaç karın var?
And while we're on the subject, am I going to grow... or do I have to join forces with the Seven Dwarfs?
Hazır konusu açılmışken, uzayacak mıyım... yoksa yedi cücelere mi katılmam gerekecek?
While we're on the subject I'd like to apologize to the American people.
Yeri gelmişken... Amerikan halkından da özür dilemek isterim.
And while we're on that subject, does anyone know why such a wacky thing could have happened to Daddy in the first place?
Hazır konu oraya gelmişken kimse böyle şeylerin neden hep babanın başına geldiğini merak etmedi mi?
And while we're on the subject of news....
Yeniliklerden bahsetmişken...
And while we're on the subject, how did you come to be so late on Saturday afternoon?
Hazır konusu açılmışken, Cumartesi öğleden sonra neden o kadar geç döndün?
While we're on the subject, why the hell do you want to get married now, anyway?
Hazır yeri gelmişken, neden evlenmeyi istiyorsun ki hem?
And while we're on the subject, Constable I'm sure there's more than one Klingon who thinks that slaying a changeling would be worthy of a song or two.
Hazır konu açılmışken Şef bir şekil değiştireni öldürmenin bir veya iki şarkıya değeceğini düşünen bir sürü Klingon vardır.
And while we're on the subject of tarts...
Hazır turtadan söz etmişken.
While we're on the subject of bodies, why is mine so much higher maintenance than yours?
Vücuttan bahsetmişken, neden benim vücudum sizinkinden daha fazla tamir istiyor.
And while we're on the subject, Kramer's not an usher either.
Hem konusu açılmışken Kramer de yer gösterici olmayacak.
And while we're on the subject, what kind of a girly name is Angel?
Konusu açılmışken, Angel kız ismi değil mi?
While we're on the subject, I have to say that dinosaurs they don't go, "ruff!"
Bu konuya gelmişken, Söylemem lazım, dinozorlar "Hav" demezler.
While we're on the subject, you find it gross to go down on a guy... and, when you do it, it's like a really big deal!
Biz mecburken, siz biriyle yatmak için şişman bulursunuz... ve yaptığınızda, bunu büyük bir iyilik gibi görürsünüz!
While we're on the subject, you threw my client through a window.
Konu açılmışken, hatırlıyorum da müvekkilimi pencereden aşağı atmıştın.
And while we're on the subject, you don't look the same as on TV.
Ve hazır konusu açılmışken, pek TV'deki gibi de görünmüyorsunuz.
And for the record, while we're on the subject... I knew that wasn't a real little boy.
Konuyu açmışken, bende kayıtlar için söylemeliyim ki onun gerçek bir oğlan çocuğu olmadığını biliyordum.
While we're on the subject of old friends - I see that Voyager has just gotten a visitor, and she's come from the future.
Eski dostlardan bahsetmişken- - görüyorum ki Voyager'ın bir misafiri var ve kendisi gelecekten geliyor.
And while we're on the subject, are they gonna go away afterward?
Hazır bahsi açılmışken, sonrasında bunlar yok olacak mı?
While we're on the subject, I hear that it takes more than one girl to tell you that you're still handsome.
Bu bir kızdan fazla zaman alır. Senin hâlâ yakışıklı olduğunu söylemesi.
WHICH YOU COULD EAT LESS OF, WHILE WE'RE ON THE SUBJECT.
Konu açılmışken, ondan da daha az yiyebilirsin.
Great, and while we're on the subject... That ceramic shard he sent you - You've already got one?
- Güzel, hazır konu açılmışken gönderilen seramik çömleğin bir benzeri sende zaten vardı değil mi?
While we're on the subject of approvals...
İzin olayı açılmışken...
While we're on the subject, bridesmaids'outfits.
Nedime kıyafetleri nasıl olacak?
And while we're on the subject, I was the one who spotted Bellingham's potential and I was the one who proposed him for the Pudding Club, very much against your best wishes, I recall.
Ayrıca madem konu oraya geldi Bellingham'daki potansiyeli gören kişi bendim onu Pudding Kulübü'ne üye için öneren kişi de bendim yanlış hatırlamıyorsam sen böyle olsun istemiyordun.
You know, while we're on the subject of your birthday... yes, while we're on it, please, nothing special.
Hazır konusu açılmışken... Evet, hazır açılmışken söyleyeyim. Büyük bir şey istemiyorum.
So while we're on the subject how do you feel about me?
Bu yüzden bu konuda ise Hakkımda ne hissediyorsunuz?
While we're on the subject of what's next, I almost forgot to tell you.
Neredeyse söylemeyi unutuyordum Bobby.
While we're on the subject, there's something I've been curious about. Do you mind if I ask?
Hazır laf açılmışken benim sizinle ilgili merak ettiğim bir şey var sorabilir miyim?
You know, while we're on the subject, let's take a look at my film.
Konu açılmışken bir de bendeki filme göz atalım.
And while we're on the subject of tapes, can we go back to the incident where Mr OzaI caught you in his office?
Kasetten bahsetmişken,... Bay Ozal'ın sizi ofisinde yakaladığı olaya dönebilir miyiz?
Oh, and while we're on the subject, Sean why don't you do funny stuff like you used to? I mean, Fast Times ruled, man.
Bu arada hazır değinmişken, Sean neden artık komik rollere çıkmıyorsun? "Fast Times" mükemmeldi mesela.
But, yeah, that's what I thought it was. Now, while we're on the subject, is Cassie my brother's or my sister's child? Okay, good.
Ben de doğrusu hala diye düşünmüştüm zaten.
And while we're on the subject of truth, you ought to know something.
Madem gerçekleri konuşuyor bir şeyi daha bilesiniz.
While we're on the subject of roommate etiquette... can you please tell questa ubriacata over here... this isn't the Betty Ford clinic, okay?
ve hala oda arkadaşı olayındayken... Oradaki kız söyler misin, burası Betty Ford Kliniği değil tamam mı?
And while we're on the subject of men I failed to seduce today, time to see what collin likes to google.
Ve konu erkeklere gelmişken bugün cazibem sınıfta kaldı. Bakalım Collin neleri araştırıyor.