Whinging translate Turkish
37 parallel translation
Stop whinging!
Ağlama artık!
OK, stop whinging.
Tamam, katır tırnağı.
Well, you could stop lying around and whinging and jolly well get interested.
Mızmızlanmasan iyi edersin çünkü bal gibi de ilgileniyorsun.
Great, that way when this whole thing screws up and we die, you're not going to be whinging in my ear, right?
Harika. Bütün işler karıştığında ve öldüğümüzde kulağımın dibinde bağırmayacaksın değil mi?
We need a solution, not a whinging, surfing lemonhead.
Mızıldanan bir limon kafaya değil çözüme ihtiyacımız var.
Why don't you both go and do some work instead of whinging, please?
Neden sızlanmak yerine gidip bir şeyler yapmıyorsunuz? Lütfen...
If it weren't for me, you'd be bug food, so stop whinging.
Ben olmasaydım o böceğin yemi olacaktın.
That pathetic man and his whinging about his family?
O yararsız adam ve ailesi hakkındaki sızlanmaları.
Now I got a bullet hole in my neck and I'm not whinging am I?
Boynumda bir delik var, ama bak ben sızlanıyor muyum?
Dementors in Little Whinging, whatever next?
Little Whinging'de Ruh Emiciler? Daha neler göreceğiz?
Disciplinary hearing of the 12th of August into offenses committed by Harry James Potter resident at Number 4 Privet Drive, Little Whinging, Surrey.
12 Ağustos tarihli disiplin duruşması. Harry James Potter'ca işlenen suçlar görüşülecek. Adresi :
In Little Whinging?
Little Whinging'de mi?
Quit whinging, you pussy.
Şikayet etmeyi kes, kahrolası..
- Do stop whinging, Gisborne.
- Sızlanma artık Gisborne.
I don't care but please, please start smoking again, because I can't take much more of you being a whinging nark.
Umurumda değil ama lütfen sigaraya yeniden başla çünkü sızlanıp durmana daha fazla katlanamam.
I haven't been a whinging nark, have I?
- Sızlanmadım, sızlandım mı? - Evet.
- Stop whinging.
Ben sadece - - Sızlanmayı kes.
Oh, you'll not be returning to Little Whinging tonight, Harry.
Bu gece Little Whinging'e dönmeyeceksin, Harry.
You tell those whinging bastards to stop talking about Bindoon.
O mızmız piçlere Bindoon'la ilgili konuşmaktan vazgeçmelerini söyle.
Oh, spare me your whinging, Lloyd.
Sızlanmalarını kendine sakla, Lloyd.
Bloody whinging, "Look at him, he's got more money than me."
Hep aynı mızmızlanma, "Şuna bak benden daha çok para kazanıyor."
Never saw him knackered, whinging, moaning.
Hiç mahvolmuş, şikayet eden, sızlanan bir şekilde görmedim.
Every wonder that I've been to so far, I've been whinging a lot, so I'm gonna try and change me attitude on this one'cause that's what this trip's been about, really.
Bundan önce gördüğüm bütün dünya harikalarında çok mızmızlandım. Bu yüzden davranışımı değiştireceğim. Çünkü bir amaç uğruna buradayım.
Stop whinging.
Şikayet etmeyi kes.
Always whinging "Chalkiadakis, Chalkiadakis".
Hep "Chalkiadakis, Chalkiadakis" diye ötüyorsun.
Yeah, a sort of... whinging sound.
Evet, sanki....
Yeah, sort of a whinging fool sort of sound?
Vizildayan birseyler. Evet, sanki aptalca birseyler vizildiyor?
Yeah, that's exactly what it is, a whinging fool kind of sound.
Evet, tam olarak oyle, aptal gibi vizildayan bir ses.
You whinging little shit.
Seni bok herif seni.
You always were... such a whinging little shit.
Sen her zaman... küçük kızlar gibi zırlıyordun.
Stop your bloody whinging, Marge.
Kahrolası sızlanmanı kes, Marge.
Stop your whinging.
Sızlanmayı kes.
Oh, will you stop whinging.
Sızlanmayı keser misin?
Cause'if you do, you just carry on whinging and arguing and soon enough, that thing out there, he'll take care of it for you.
Çünkü eğer istiyorsanız, kavga edip bağırmaya devam edin. Çok geçmeden oradaki şey sizin için bunun halledecektir.
Whinging about your families, is it?
Aileleriniz hakkında mı sızlanıyorsunuz?
I know I sound like a whinging sook, but I miss you.
Mızmızın teki gibi konuştuğumu biliyorum ama seni özlüyorum.
And all the whinging and the whining that we both, at least I, do in therapy seems to be having the opposite effect for me.
Veya benim terapideki tüm sızlanmalarımız bana ters etki yapıyor gibi görünüyor.