Who did that to you translate Turkish
401 parallel translation
- Who did that to you?
- Bunu kim yaptı?
Who did that to you?
Bunu sana kim yaptı?
Who did that to you?
Bunu size kim yaptı?
Who did that to you?
Kim yaptı sana bunu?
Who did that to you?
Kim yaptı bunu sana?
Who did that to you?
Bunu kim yaptı?
Who did that to you?
Bunu size Kim yaptı?
Why did you decide to leave with that barbarian who was killed by her?
Niçin bu sabah bu kadın tarafından öldürülen o barbarla gitmeye karar vermiştiniz?
Today you'll see what happens to those who forget... that my friend King James did you all a favor... in saving you from your just fate on the gallows.
Bugün dostum Kral James'in sizi ipte sallanmaktan kurtararak nasıl bir iyilik yaptığını unutanlara neler olacağını göreceksiniz.
- That man who spoke to you, did you know him? - Yes, I did.
- Seninle konuşan adamı tanıyor musun?
Did you not finally succeed in your objective and induce this unfortunate man, who worshipped his master, to be false to his trust and betray that master?
İşin içine efendisini çok seven bu adamı da karıştırarak sonunda kocanıza ihanet etmeyi başarmış olmadınız mı acaba?
So, kids, while you were going to school, , who did you see next to that tree?
Okula giderken ağacın altında kimi gördünüz?
Can you believe that the same boy who did this, would stab to death a helpless blind boy?
Bunu yapan çocukla, çaresiz kör bir çocuğu bıçaklayanın aynı çocuk olduğuna inanabiliyor musun?
- Who told you to do that? - You did.
- Durmanı kim söyledi?
You still believe that it's possible to unite mankind when already you see how the few idealists who did join together in the name of harmony are now out of tune and would like to kill each other over trifles?
Hâlâ insanlığı birleştirmenin mümkün olduğuna inanıyor musun uyum aşkıyla birleşen bir avuç idealistin artık ne kadar uyumsuz olduğunu ve ne sudan sebeplerle birbirlerini öldürmek istediklerini görmene rağmen?
Who did that to you?
Kim yaptı sana bunu!
The person who did this, I promise you, I will see that he's brought to justice, however long it takes, however much it costs.
Deme. Şey, eğer kız kardeşim akıl hastası bir hırsız tarafından öldürüldü ise, niçin gidip onu aramıyorsunuz, Komiser? Oh, hemen şimdi yola koyuluyorum, Matmazel McCurdy.
Could it be that the man who did the killing is trying to kill you, too?
Cinayetleri işleyen adam seni de öldürmek istiyor, olabilir mi?
You've withheld clues and information that made it impossible for us to guess who did it.
Bazï ipucu ve bilgileri bize vermeyerek katili tahmin etmemizi imkansïz kïldïnïz.
I was the one who had to comfort him, to keep repeating that you did love him just the same, that you were sure to come back.
Senin onu sevdiğini hatırlaması için, onu rahat ettiren bendim. her zaman ki gibi, geri gelecektin.
Who did that to you?
Kim yaptı onu?
You want me to find who did that or not?
Bunu kimin yaptığını bulmamı istemiyor musunuz?
That's the fellow's job who did it to you.
Bununla o herif ilgilensin.
I noticed, as did my uncle, who remarked on it that Clayton's become attached to you, in a somewhat puppy-ish sort of way.
Amcamın da söylediği gibi Clayton'un sana çocukça bağlandığını fark ettim.
Dear Mr. Vernon. We accept the fact that we had to sacrifice a whole Saturday in detention for whatever it was we did wrong but we think you're crazy to make us write an essay telling you who we think we are.
Sevgili Bay Vernon hatamız yüzünden Cumartesiyi feda ettiğimizi kabul ediyoruz.
What it did to everyone at that funeral who loved and cared about you?
Ya da seni seven ve önemseyen insanlara neler hissettirdiğin hakkında?
You know, it just occurred to me... That bebop was invented by the cats... Who did get out of the army.
Caz müzik ortaya çıkmıştı ve ordudan uzak kaldığım dönemde caz merakı başladı.
You know, in the ten years that I coached, I never met anybody who wanted to win as badly as I did.
Koçluk yaptığım on sene boyunca benim gibi, kimsenin bu kadar çok kazanmak istediğini görmedim.
I don't know anyone who's like'the first time man'except you'll always no never mind we don't have to go there and I did make some faces in the middle that I wish that I could uh
Garipti. - Garip mi? Evet, ama hoş bir gariplik değildi.
Now that was just an innocent window, and you saw what I did to that. You know who you're dealing with?
O yalnızca suçsuz bir pencereydi ve ona yaptığımı gördünüz!
After you die, who's gonna prove that you did not sell your land to Everest?
Öldükten sonra arazini Everest'e satmadığını kim kanıtlayacak?
Did you reveal that risk to the men who volunteered for service?
O riski bu adamlara anlattınız mı?
That old lady who came to visit you today, what did she come here for?
Bugünkü o yaşlı kadın niye geldi?
I want you to know, Jake, that I'm the only one who did this to myself and to you.
Bilmeni isterim ki Jake, bunu sırf kendim için değil, senin içinde yapıyorum.
So, Mr. Orange... you're telling me that this good friend of mine... who did four years for my father... who, in four years, never made a deal, no matter what they offered him... you're telling me that now that he's free... and we're making good on our commitment to him... he's just gonna decide, out of the fucking blue... to rip us off?
Ve sen, Mr. Orange... kalkmış arkadaşım olan bu adam hakkında... babam için dört sene hapiste kalmış... dört sene boyunca önerdikleri hiçbir pazarlığa girmemiş... bu adam hakkında, tam şimdi serbest olduğunda... ve biz ona hakkını ödeyebildiğimiz bir zamanda... bize kazık atmaya ve yeryüzünden silmeye karar... verdiğini mi söylüyorsun?
Did you really think that He Who Walks Behind the Rows would allow you to escape?
Gerçekten... Safların Ardında Yürüyen'in... kaçmanıza müsaade edeceğini mi sanmıştınız?
You know, if everyone who did that had to go see a psychiatrist...
Bunu her yapan, psikiyatriste gitseydi, şimdi...
I'll tell you who's going to win... but it will just validate my theory... that you cared more about winning money... than you did about me.
Sana kimin kazanacağını söylerim... ama bu sadece benim teorimi doğrular... senin için para kazanmanın... benden daha önemli olduğu teorimi.
I don't want to be within 2,000 miles of anyone who does. Now, did you follow all that?
- Anlıyor musun?
But remember, who gave it to you? I did! That's right!
Ama unutma o ismi sana ben verdim!
Did you know that Daddy's nurse was a fat woman who used to come to his shoe store?
Babanızın hemşiresinin eskiden dükkana gelen şişman bir kadın olduğunu biliyor musunuz?
If you think that you didn't ask... to be brought into the world... then who did?
Eğer bu dünyaya getirilmeyi senin istemediğini düşünüyorsan kim istedi?
Who did you think I was that you thought you had to protect yourself? Trepkos.
Beni kim zannettin de, kendini koruma ihtiyacı hissettin ki?
Yes, my mother did the me the service of naming me Theodore, and I haven't a clue as to how you know that, because everybody who knows that is thousands of fucking miles away.
Bunu nereden bildiğini bilmiyorum. Çünkü bunu bilen herkes binlerce kilometre uzakta.
No, but now that you mention it, I did talk to a gorgeous young executive over at Paramount the other day who just happened to get his hands on the script.
Hayır ama Paramount'ta harika bir yönetmenle konuştum.
I on the other hand, who did not vote, who did not vote, who in fact, did not even leave the house on Election Day am in no way responsible for what these people have done and have every right to complain as loud as I want about the mess you created that I had nothing to do with.
Diğer taraftan ben oy vermemiş olan ben oy vermemiş olan ben hatta aslında seçim günü evinden bile ayrılmamış olan ben hiçbir şekilde bu insanların yaptıklarından sorumlu değilim ve benimle hiçbir alakası olmayan sizin yarattığınız bela hakkında canımın istediği kadar şikayet edebilirim.
You're just always going to be that guy at the restaurant who, when he gets what he ordered, always wishes he got what the guy next to him did.
Sen her zaman, restoranda sipariş ettiğini değil de yandaki masadakinin, sipariş ettiğini isteyen adam olacaksın.
Did you know that woman who tried to kill herself?
İntihar etmeye çalışan o adamı tanıyor muydun?
I guess I did, but that doesn't mean... I was told to drill you, Chakotay, but it's you who've drilled me- - drilled me to fathom the rages.
Sanırım, yaptım. Fakat bu anlamda değil... Chakotay'ı eğitmek için görevlendirildim, fakat sen beni eğititiyorsun- -
Whoever did that thing to you-know-who, my good friend is trying to do that to me.
O iyi dostuma, o şeyi yapan her kimse, aynı şeyi bana da yapmaya çalışıyor.
- Who did you say that to?
- Kime diyordun bunu?