Why don't you believe me translate Turkish
184 parallel translation
You've never liked him and that's why you don't believe me now!
Onu hiç sevmedin. Bana da inanmıyorsun.
Why don't you believe me?
Bana neden inanmıyorsun o zaman?
Why, Mrs. Teleton, I don't believe you trust me.
Bayan Teleton, bana güvendiğinizi sanmam.
I don't know why you want me to believe you, but I believe you.
Sana inanmamı neden istiyorsun bilmiyorum, ama sana inanıyorum.
Why have you come to me, when you really don't believe... that I can help you?
Size yardım edebileceğime inanmıyorsanız neden bana geldiniz?
If you don ´ t explain to me why, I ´ ll believe that it ´ s an excuse.
Bana nedenini açıklamazsan, bunun bir bahane olduğuna inanacağım.
If you don't believe me, then why are you selling this house and planning to move out?
Bana inanmıyorsan... Öyleyse neden bu evi satıp başka bir yere taşınmayı planlıyorsun?
Why do you tell me so if you don't believe so?
Eğer inanmıyorsan neden bana söylemiyorsun?
Mother, I believe you. Why don't you believe me?
Anne, ben sana inanıyorum, sen bana neden inanmıyorsun?
Why don't you believe me?
Neden bana inanmıyorsun?
Why do you look as ifyou don't believe me?
Neden bana inanmıyormuş gibi bakıyorsunuz?
Why don't you believe me?
Neden bana inanmıyorsunuz?
Why don't you believe me, Major?
Niye bir kere olsun bana inanmıyorsun, Binbaşı?
Why don't you believe me?
Bana neden inanmıyorsun?
My dynamic side must overpower my gentle side. That's why you don't believe me.
İşim oyuncak satıp enerjik görünmek sonra da sizin gibi harika bir kızla barda hoş vakit geçirmektir.
Some pushy people. Why don't you believe me?
Niçin bana inanmıyorsun?
Why don't you climb on board, brother? And believe in me?
Sen de katıl, kardeş, inan bana.
¶ Why not believe in me? ¶ Why don't you let the Wilson Sisters set you free?
Wilson kardeşler seni kurtarsın.
I don't know why you won't believe me.
Bana niçin inanmadığını bilmiyorum.
Why don't you believe me?
Bana niye inanmıyorsun?
I didn't know they were doing a story, or why you don't believe me.
Haber yazdıkIarını biImiyordum, inanmaIısın. - Boş ver!
And If you don't believe me, why don't you just kill me and get over with?
Eğer bana inanmıyorsan..... beni hemen öldür. Bu iş de bitsin.
- Then why don't you believe me?
- O zaman neden bana inanmıyorsun?
Eileen, why don't you believe me?
Neden bana inanmıyorsun?
Why don't you believe me.
Neden inanmıyorsun bana. Söyledim ya, hastayım.
If you don't believe in it, why should you mind telling me who you see in London?
Peki buna inanmıyorsan neden bana Londra'ya kimi görmeye gittiğini söylemiyorsun?
If you don't believe me why're you here?
Bana inanmıyorsanız burada işiniz ne?
Why don't you believe me when you're so afraid of me?
Neden benden bu kadar korktuğunuz halde bana inanmıyorsunuz?
Nick, I don't know why you don't believe me.
Nick, Bilmiyorum. Neden inanmıyorsun?
Why don't you ever believe me?
Neden bana hiç inanmıyorsun?
Why don't you believe me?
Sen neden inanmıyorsun bana?
Why don't you believe me?
- Gördüm. Neden bana inanmıyorsun?
So, why won't you believe me when I say I don't know?
Peki bana neden inanmıyorsunuz, bilmiyorum.
- Why, don't you believe me?
- Niye inanmıyorsun?
Why don't you girlsjust figure this out and tell me where you want me? I can't believe he just sat there and did nothing.
Neden bunu aranızda halledip, gideceğim yeri söylemiyorsunuz?
Why don't you believe me?
Ben deli değilim.
- Why don't you believe me?
- Bana neden inanmıyorsun?
I want to find out why you don't believe me
Bana neden güvenmediğini anlamak istiyorum.
No, I don't, and I want to help, believe me, but I can't help unless you tell me, you know, why you were fired.
Hayır, yok, ve ben yardım etmek istiyorum, inan bana, ancak ateş edildi neden beni, biliyorsun, söylemezsen ben yardım edemem.
You know, I can't believe that you're saying this, because I was- - I was just thinking to myself... why don't you like me?
Bunu söylediğine inanamıyorum çünkü ben de kendi kendime senin beni neden sevmediğini düşünüyordum.
- Why stop if you still don't believe me?
- Hala bana inanmıyorsan niye durdun?
If you don't believe me, why don't you ask the expert?
Bana inanmıyorsan neden uzmana sormuyorsun?
Why, you don't believe me?
Tabii, bana inanmıyor musun?
Why don't you people believe me?
Bana neden inanmıyorsunuz?
Why don't you believe me?
Neden inanmıyorsun bana?
Why don't you believe in the institution you put me in?
Niye inanmıyorsun beni içine soktuğun şu duruma?
Well, you lied to met about her before, so why should I believe you you don't believe me?
şey, bana daha öncede yalan söyledin, neden şimdi sana inanayım? bana inanmıyor musun?
I don't know why I expected you to believe me about anything.
Bana neden herhangi bir konuda inanmanı beklediğimi bilmiyorum.
- No. I should've known that she wouldn't believe me, but why don't you?
Onun, bana inanmayacağını bilmeliydim ama sen neden inanmıyorsun?
- Why don't you believe me?
- Niye bana inanmıyorsun ki?
I don't understand why you won't just believe me.
Bana neden inanmadığını bilmiyorum.