English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Widening

Widening translate Turkish

119 parallel translation
From here we roll on, from village to town... from town to mighty city, ever mounting, ever widening... until at last my wave engulfs all India.
Buradan çıkıp, köylerden kasabalara... kasabalardan büyük şehirlere, yükselip genişleyeceğiz... ta ki bütün Hindistan'ı sarana dek.
"The ever-widening cycle finally reached the shores of the southern United States " where the beat was momentarily lost,
Bu dalga sonunda Birleşik Devletlerin güney sahillerine de ulaştı.
They're widening the road.
Yolu genişletiyorlar.
Long days and nights we strained at the oars... while the white whale swam freely on... widening the waters between himself and Ahab's vengeance.
Günler, geceler boyunca kürek çektik beyaz balina ise özgürce yüzüyor ve Ahab ile kendisi arasındaki mesafeyi gitgide açıyordu.
A drop of brandy before dinner, for widening the vessels is all I'm allowed.
Yemekten önce bir damla brandi, gemileri genişlettiği için.. ... oldukça hoşuma gider.
Yeah, I see, and widening your horizons.
Ve ufkunu genişletiyorsun.
I can hardly believe that the gap between rich and poor is widening.
Hayır, bu olmamalı. Zenginlerle yoksullar arasındaki uçurumun her gün derinleştiğine inanmak güç Sayın Elçi.
Forgive me, sir, but... there are some of those back home who believe... that it's possible to regain the offensive without... well, without danger of widening the war.
Bağışlayın, efendim, ama ülkemizde hala savaşı genişletme tehlikesi savaşı genişletme tehlikesi olmadan taarruza geçmenin mümkün olduğunu düşünenler var.
Without widening the war?
Savaşı genişletmeden mi?
Finished widening that trail.
Görüşmeyi uzatmayı bırak.
They said they would increase my pension because they're widening the street.
Caddeleri genişletiyorlar diye emekli maaşlarına zam gelecekti...
Those are stories, grandma. Widening arteries have never caused an increase in pension.
Caddeler genişletiliyor diye emekli maaşları artmaz!
The gap keeps widening.
Ara gittikçe genişliyor.
The point is... there's a gulf in this country, an ever-widening abyss, between the people who have stuff and the people who don't have shit.
Bu ülkede, dişe dokunur iş yapanlarla, bok sıçanlar arasında bir uçurum, genişleyen bir boşluk var.
I mean, you're sitting home watching sports and that's the exact time they pick to plant their ever-widening what you call "bums," next to you and they ask, " Remember that restaurant we went to 18 years ago?
Tam siz oturmuş spor izlerken sürekli genişleyen yerlerini, ki siz dübür diyorsunuz, tam yanınıza yerleştirirler. Ve " 18 yıl önce gittiğimiz lokantayı hatırlıyor musun?
Begin a circle search, keep widening the perimeter till we find him.
Bir çember araması başlatın, onları bulana kadar çemberi genişletmeye devam edin.
In the last three years, Nova communications... have carved a widening niche in the telecommunications market.
Nova iletisim, son üç yilda... telekomünikasyon piyasasinda giderek genisleyen özel bir alan yaratti.
Turning and turning in the widening gyre
'Açıyor açıyor bunda... Şahin şahinciyi duyamaz.
I live my life in ever widening circles... that rise above things...
Hayatımı gittikçe büyüyüp genişleyen ve bir şeylerin üzerinde dönen halkalar içinde yaşıyorum.
I live my life in ever widening circles... that rise above things.
Hayatım adeta büyüyüp genişleyen ve bir şeylerin üzerinde dönen halkalar içinde yaşıyorum.
But they also have a way of creating an ever-widening platform for themselves, and getting a head start on their competitors.
Ama aynı zamanda kendilerine, giderek genişleyen bir platform yaratma ve rakiplerine karşı avantaj sağlama yöntemleri de var.
Yes, you remember I was talking about widening my circle of friends.
Evet, arkadaş çevremi genişletmekten bahsettiğimi hatırlıyorsundur.
The breach is widening.
Yarık genişliyor.
The hull breach is widening.
Kaplama yarığı, genişliyor.
I think I'm tired of busting my ass while you sit on your ever-widening one, criticizing everything I do.
Genişleyen kalçanın üzerinde oturup yaptığım her şeyi eleştirirken kıçımı parçalamaktan bıktım diyorum.
I spent the last six months busting this ever-widening ass, and for what?
Son altı ayımı genişleyen kalçamı parçalamakla harcadım, ama ne için?
- Widening.
- Cildi soluklaştı.
Time-sequence the encounters, you get a logarithmic pattern, ever-widening.
Bu yerleri tarih sırasına dizersen çok büyük bir şekil ortaya çıkar.
( TV Announcer : ) The de facto head of Peru's military had been in the spotlight recently due to his vehement support for a widening of the already bloody border war with Bolivia.
Peru ordusunun fiili lideri, Bolivya ile mevcut kanlı... sınır savaşındaki genişlemeye şiddetli desteği ile... son zamanlarda gündemdeydi.
We should try widening the subspace bandwidth and sending the message again.
Altuzay bant aralığımız genişletip, mesajı yeniden gönderelim.
John, the hole's widening!
John, delik genişliyor!
His QRS is widening.
QRS genişliyor.
No, I am widening my perspective, that is what I do, that's what makes me me!
Hayır, aksine bakış açımı genişletiyorum, Tam olarak yaptığım bu, beni ben yapan bu!
Love is first widening my eyes quickening my breathing, warming my skin and...
Sevgi, önce gözlerimin biraz açılıp nefesimin hızlanması, cildimin ısınması ve...
Heard a few things about the track widening... to gauge.
Rayın genişlediğine dair bir şeyler duydum.
- Her complexes are widening.
Dalga kompleksi artıyor.
So what are we doing, a lengthening or a widening?
Ne yapıyoruz, boy uzatma mı yoksa kalınlaştırma operasyonu mu?
And that reformed agenda being, not only universal health care, and child care, and dealing with the widening inequalities in our society, and homelessness, many things that many citizens - particularly middle income citizens just didn't want to deal with.
Yenilenmiş gündem yalnız sağlık sektörünü içermiyordu ayrıca çocuk sağlığı, halk arasında büyüyen eşitsizlik evsizlik ve özellikle orta gelirli vatandaşların uğraşmak istemediği daha nicelerini kapsıyordu.
By widening your repertoire - you may reach new target groups who then - with time may find the movement interesting.
Repertuarınızı genişleterek... tarzınızı ilginç bulabilecek yeni hedef kitlelere ulaşabilirsiniz.
Widening of the pupils, slow reaction, no reaction to pain...
Gözbebekleri büyüyor yavaş reaksiyon, acıya hiçbir reaksiyon yok.
I have no desire to get into another tiff about our ever-widening ideological differences.
Sürekli büyüyen ideolojik anlaşmazlıklarımızla ilgili bir tartışmaya daha girecek havada değilim.
I had figured Taylor Reed was branching out, widening his circle, but after last night, I think he's pulling in, going back to his original comfort zone.
Taylor Reed'in alanını genişlettiğini sanıyordum. Ama dün geceden sonra, daralttığını düşünmeye başladım.
"AND THEN, EYES WIDENING IN HORROR, " HE SAW THE WORD REDRUM " REFLECTING DIMLY FROM THE GLASS DOME
" Sonra gözleri dehşetle büyüyerek cam kubbeden yansıyan teyanic yazısını gördü.
So, how do you think king Jesus plans to address the ever-widening holes in the ozone layer, or the missing stockpiles of weapons-grade plutonium?
Sence İsa gittikçe büyüyen Ozon deliği hakkında ne diyor? Ya da stoklanan plütonyumun kaybolmasına?
In the Iast three years, Nova communications... have carved a widening niche in the telecommunications market.
Nova iletişim, son üç yılda... telekomünikasyon piyasasında giderek genişleyen özel bir alan yarattı.
LAPD's widening the search perimeter, but so far they're coming up empty.
LAPD arama çevresini genişletiyor fakat şu ana kadar elleri boş döndüler.
Your eyes are widening again!
Yine gözlerin büyüdü!
Owing to a program of road widening Being carried out by the borough council The ulverston road box was removed
İlçe belediyesinin yol genişletme programı dolayısıyla Ulverston Yolu kutusu kaldırılmış Ulverston Yolu sakinlerine sadece Esher Yolu'ndaki duvar kutusu kalmıştı.
And then widening out to an establishing shot. Genius.
Ve sen, çok güzel yavaşca zoomla, dalgaya hafif yakın çekimden başla, geniş açı alırken tüm çekimi göster.
No, I am widening my perspective!
Uzayın çok soğuk olduğunu duydum.
Bullshit. Turning and turning in the widening gyre, the falcon cannot hear the falconer. Things fall apart, the center cannot hold.
İçinden dönen yine içe gider, seni senden başkası duyamaz hiçbir kelimen dünyada kaybolmak kadar yeterli olmaz ama masumsan eğer bunu her an her yerde hisset

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]