English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wiggles

Wiggles translate Turkish

107 parallel translation
Look at those peoples, how they crowd in to see that woman make wiggles when yet they wouldn't come to see me lift weights no other man in the world can.
Şu insanlara bak, kıvırtan kadın görmek için toplanıyorlar ama dünyada en büyük ağırlıkları kaldıran adamı gelip görmüyorlar.
The way she wiggles her behind, she can't miss.
Kalçasını öyle sallarsa bağırırlar tabii.
Make with the wiggles.
Kıvırtın biraz.
Andy, all I got on this overlay is 3 little wiggles.
Andy, bu kaplamada bulduğum tek şey üç tane ufak kurt.
And there's 3 little wiggles just like them on this map. Mm-hmm.
Onlar gibi bu haritanın üzerinde de üç kurt var.
- Bald, as long as she wiggles.
- Kıvırsın da kel olsa fark etmez.
She wiggles her fat can at the grocer.
O şişko kıçını bakkalda oynatıp duruyor!
Lieutenant, if he wiggles, put a hole in him.
Teğmen, rahat durmazsa bedeninde bir delik aç.
She wiggles just like a big squiggly bug in a spider web.
Tıpkı bir böcek gibi kıpırdıyor örümcek ağında kıvranan bir böcek gibi.
She wiggles and she dances.
Kıpır kıpır ve dans ediyor. Tıpkı diğer altı kız- -
Look at this. I can push on the step and it doesn't move. It just wiggles a little.
Buna bak, basamağı zorlayabilirim ve hareket etmez, sadece azcık kımıldar.
When my dad's fire gets puny, he wiggles it around and it gets bigger.
Ateş cılızlaşmaya başlayınca babam ateşi karıştırır ve ateş büyür.
Wiggles, rewind.
Wiggles, kaseti başa sar.
And he tells you if he wiggles a certain way it looks like she's wiping her ass you know?
Bir de göğsünü hareket ettirdiğinde Liza Minnelli kıçını siliyormuş gibi göründüğünü söylüyorsa tam adamı.
She's the fiery type, wiggles when she walks can't get enough of me in bed.
Biraz hırçın biridir, yürürken eli kolu oynar, yatakda doymak bilmez.
It dances, it wiggles, it struts around.
Dans ediyor, oynuyor, çalımlı bir şekilde yürüyor.
She runs around, her nose wiggles...
Sürekli koşuyor. Burnu kıpır kıpır...
And these hands are saying, "happy sunny funtime", as more warm weather wiggles its way into our area.
Ve bu eller şöyle söyler, "mutlu, güneşli, eğlenceler", Bölge giderek daha da ısınacak.
Onward, mr wiggles.
İleri, Bay Solucan.
When I watched it, it was when Locke wiggles his toes and Stands up and the music - -
Bölümü izlerken Locke parmaklarını oynatıp ayağa kalktığında ve o müzik çaldığında işte o zaman Michael ve Jack ile yaptığımızın ne olduğunu anladım.
The way that slut wiggles her ass!
Yolda kıçını fahişeler gibi sallıyor.
Even if Mr. Wiggles did chew on that guy, there was no one here.
Bay Wiggles o adama faul yapsaydı dahi, burada hiç kimse olmazdı.
From now on, you'll be known as Wiggles.
Bundan böyle Wiggles ismiyle anilacaksin.
Correct, Wiggles.
Haklisin, Wiggles.
Weren't you about to toast your gallant captain?
Wiggles, cesur kaptanin için kadeh kaldirmayacak misin?
- Wiggles?
- Wiggles mi?
- Permission to come aboard?
- Gemiye çikma izni istiyorum, Wiggles?
A tramp, who wiggles his ass.
Kıçını sallayan, çaptan düşmüş bir fahişe.
And that started me thinking about Mr. Wiggles.
O da beni Mr. Wiggles'ı düşünmeye itti.
Or a sexy hula girl that wiggles when you flex?
Ya da sen kasını sıkıp gevşettikçe kıvıran Hawaiili bir dansçı kız.
And the different ways in | which the string wiggles represent the different | kinds of elementary particles.
MICHAEL B. GREEN : Yani, varlıklarını algıladığımız bütün bu çok çeşitli parçacıklar hakkındaki anlayışımızı birleştiren inanılmaz bir birleştirme gücüne sahiptir.
I couldn't stand hearing that one more time. I'd tear my head off.
Herhalde Wiggles'ın "Dolby Dolby" şarkısını bir kez daha dinlemeye katlanamazsın.
It jiggles when he wiggles.
Hareket ettikçe, her yeri oynuyor.
Samantha wiggles her nose and the dog chooses Darrin.
Samantha burnunu oynatacak ve köpek Darrin'i seçecek.
What about when she takes off her shoes And wiggles her toes?
Mesela ayak parmaklarını oynatmasına ne dersin?
So, why isn't Mr. Wiggles connecting?
Öyleyse bizim Bay TİTREK neden oynamıyor?
Oh, hell yeah! Mr. Wiggles.
İşte bu!
I am sorry, Elder Hale... but sometimes my tongue wiggles beyond my ability to control it.
Affedersin, sayın Hale ama bazen bu dilim kontrolüm dışında kıpırdaşıyor.
But, Sister, they are just ninos trying to release their wiggles.
Ama, Rahibe,... onlar sadece enerji dolu küçük çocuklar.
Because I'm selling tickets to Kristi Yamaguchi, the Wiggles On Ice, and the Gay Rodeo. Whoa.
Çünkü Kristi Yamaguchi, Wiglles ve Eşcinseller Rodeosu biletleri satıyorum.
They're like The Wiggles of wedding bands.
Onlar düğünlerin Wiggles'ı gibidir.
You didn't watch The Wiggles and play Connect Four.
Bütün gece çizgi film izleyip oyun oynayan sen değilsin..
I know I'm not gonna be dancing anymore. He believes that this is an impossible surgery, and the next day, lo and behold, he pokes Sarah's foot with a pencil and it... and it wiggles.
Bir daha dans edemeyeceğimi biliyorum o bunun imkansız bir ameliyat olduğuna inanıyordu ve sonraki gün,, birde ne göresin
What do you say we hit up a Wiggles concert, then go back to my crib and pop up on some formulas, see what happens?
Bir Wiggles konserine gidip, sonra benim beşiğimde biraz mama atıştıralım, sonrasına bakarız, ne dersin?
This guy's a phenomenon. The label's moved 100,000 units in less than two weeks. The Wiggles can kiss my pasty, white tushy.
Bu adam bir fenomen plak şirketi 2 haftadan daha kısa bir sürede yüz binden fazla sattı bile The Wiggles Grubu beyaz kıçımı öpebilir.
How the Moon wiggles around, top to bottom, left to right, and the fact that it's moving away from us.
Ay'ın nasıl yukarı-aşağı, sağa-sola hareket ettiğini ve bizden uzaklaşmakta olduğu gerçeğini.
Slick Willie wiggles out of another one.
Kurnaz Willie birini daha susturmuş.
I've seen the Wiggles live in concert!
Wiggles'ı canlı olarak izledim!
I once had a seamstress who faked a seizure so she could take her kids to see the wiggles.
Çocuklarını Wiggles konserine götürebilmek için nöbet geçiriyormuş gibi yapan bir terzi tanımışıtım. Victory, New York'a döneceğiz.
Where do you think you're going, Mr. Wiggles?
Nereye gittiğini sanıyorsun, Sayın Oynak?
Cast only, no wiggles.
Sadece oyuncular gelecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]