Wiles translate Turkish
172 parallel translation
They're full of wicked wiles.
Hepsinin içinde fesat vardır.
What are wicked wiles?
Fesat nedir?
Hah! Her wiles are beginning'to work.
Fesat kendini göstermeye başladı.
Put on the whole armour of God that you may be able to stand against the wiles of the devil.
Rabbin zırhını giyin ki şeytanın desiselerine karşı durabilesiniz.
By what wiles did you secure your release from the thieves?
Söyle bana hırsızların elinden nasıl kurtuldun?
You're full of wiles.
Entrikalarla dolusun.
Captain Wiles?
Kaptan Wiles?
You are a considerate man, Captain Wiles.
Düşünceli bir insansınız, Kaptan Wiles.
Maybe the Captain shot it.
Galiba Kaptan Wiles vurdu.
Why, Captain Wiles, what a surprise.
Kaptan Wiles, bu ne sürpriz.
And I think you're awfully nice, Captain Wiles.
Bence siz de çok hoşsunuz, Kaptan Wiles.
I think, Captain Wiles, we're tangled up in a murder.
Derim ki Kaptan Wiles, bir cinayetin ortasına düştük.
- Captain Wiles.
- Kaptan Wiles.
As soon as Captain Wiles told me the full circumstances of his being here I knew there was nothing for me to hide.
Kaptan Wiles buraya gelme nedenini anlatınca saklamaya gerek yok diye düşündüm.
It was Captain Wiles here who persuaded me to call and tell Mrs Rogers what I proposed to do.
Bayan Rogers'a gelip, ne yapmayı.. .. düşündüğümü anlatmaya beni Kaptan Wiles ikna etti.
- Really, Captain Wiles?
- Sahi mi, Kaptan Wiles?
Evening, Captain Wiles.
İyi akşamlar, Kaptan Wiles.
Well, for example, he upset Captain Wiles because the captain thought he had shot him.
Örneğin Kaptan Wiles üzüldü çünkü onu kendisinin vurduğunu sandı.
Captain Wiles attacked Miss Gravely?
Kaptan, Bayan Gravely'e mi saldırdı?
Try not your wiles on me, Witch!
Bana oyun oynamaya kalkma, cadı!
Through the power of magnets, Mrs Starbeck will be freed of all wiles.
Bayan Starbeck, mıknatısların gücüyle tüm hilelerden azat edilecek.
There were all sorts of feminine wiles I was gonna try out on you.
Senin üstünde deneyeceğim her türlü kadınsı cilveye sahiptim.
You are using what are known as feminine wiles on me.
Kadınsı hileler uyguluyorsun üzerimde.
may prefer that make your wiles secretly.
Onlar dışarıda her türlü yaramazlığı yaparlar.
But in both cases, the wiles of war are necessary.
Ama her iki durumda da savaş hileleri gereklidir.
So, young man, beware the wiles of women.
Evet genç adam kadınların hilelerinden sakın.
Between wiles he'd take my mama to bed.
Bunların arasında annemi yatağa atardı.
But God in his infinite wisdom understands the wiles of the devil.
Ama Tanrı'nın sonsuz bilgeliği Şeytan'ın hilelerini anlar.
The beauty and wiles of Carillon hold our people spellbound.
Carillon'un güzelliği ve kumar oyunları insanlarımızı büyülemiş durumda.
The beauty and wiles of Carillon hold our people spellbound.
Carillonun güzelliği ve hileleri insanlarımızı büyülüyor.
When medical technology fails, we still resort to feminine wiles.
Tıbbi teknoloji başarısız olduğunda, kadınsı hilelere başvurabiliriz.
Use your feminine wiles on him.
Kadınsı cazibeni kullan.
We've got your client... and all your legal wiles won't get him out.
Gördüğünüz gibi, müşteriniz burada. Ve ilave edeyim ki bütün hukuki incelikleriniz onu buradan çıkaramaz.
Yvonne's wiles or your own baser instincts?
Yvonn'un işvelerinden mi yoksa kendi içgüdülerinden mi?
"Here," I said, "is a man who has knowledge, both of the human spirit and of the wiles of the evil one."
"İşte, hem insan ruhunu hem de şeytanın desiselerini bilen bir adam." dedim.
Happily, there will be someone arriving with the papal delegation who is well-versed in the wiles of the evil one.
Neyse ki papa delegasyonuyla, şeytanın desiseleri konusunda çok deneyimli usta bir kişi geliyor.
- She said her fiance had run off with a student cosmetologist who knew how to ply her feminine wiles.
- Nişanlısı, güzellik uzmanlığı öğrencisi ve baştan çıkaran dişiliğini çok iyi kullanmayı bilen bir kızla kaçmış.
So did Judas. Detective Cedar used his wiles to insinuate himself... into the bosom of Clyde Gruner's life, his home, his loved ones.
Dedektif Cedar alavere dalavereyle Clyde Gruner'in hayatına... evine, sevdiklerinin arasına sızdı.
You know, especially if she's in a man's world, she can still have her equal rights, but be able to manipulate a man by using her feminine wiles.
Özellikle erkek dünyasında eşit haklara sahip olsa da kadınsı hilelerle erkekleri yönlendirebilir.
Put on the whole armour of God that ye may be able to stand against the wiles of the Devil!
Şeytan'ın kötülükleri karşısında Tanrı'nın zırhını giyin!
I'll not be distracted by your feminine wiles.
Kadınsı hilelerinizle kandırılmayacağım.
She uses her wiles to trap the Lieutenant, and that's what causes her guilt!
Teğmen'i tuzağa düşürmek için cazibesini kullanıyor ve bu da suçluluk duymasına neden oluyor!
All right. But I want to make it clear that I was led astray by her feminine wiles.
Ama önce cazibesinin etkisinde kaldığımı açıklığa kavuşturmak istiyorum.
She's playin'her wiles on all of you.
Hepinizin üstünde oyun oynuyor.
If he gets a whiff of your wiles, darling...
- Hilebazlığının kokusunu bir alırsa, tatlım... - İşte yine başlıyoruz
Well, it's not unheard of for a woman like you to use her feminine wiles to get what she wants.
Senin gibi kadınların istediği şeyi almak için cazibelerini kullanması duyulmadık bir şey değil.
Oh, very clever! What about you using your masculine wiles to get what you want?
Ya senin istediğin şeyi almak için erkeksi cazibeni kullanmana ne demeli?
You think my wiles are masculine?
Benim erkeksiliğimi cazibeli mi buluyorsun?
It's the most original approach to the proof since Wiles over 300 years ago.
300 yıl önceki Wiles'in yaklaşımından beri en özgün ispat yaklaşımı.
She was merciless using her feminine wiles in her acts of unscrupulous treachery.
O merhametsizdi. Ahlaksız ihanetinin eylemlerinde dişi cazibesini kullanıyordu.
Concerning her? She used her wiles on me last night to gain her freedom.
Onu serbest bırakmam için, cazibesini kullandı dün gece.