Will you go with me translate Turkish
420 parallel translation
Well, will you go with me?
Benimle gelir misin?
Will you go with me to the celebration for the dam tomorrow?
"Yarın ki baraj kutlamasına benimle gider misin?"
Will you go with me to her now? Yes.
- Şimdi benimle onun yanına gelir misiniz?
Will you go with me, Dallas?
Benimle gelir misin, Dallas?
- Will you go with me?
- Sen de gelecek misin?
Will you go with me this Saturday?
Bu cumartesi benimle gelir misiniz?
Will you go with me to talk to her?
Onunla konuşmaya gelir misin?
Come on, Lord Hastings, will you go with me?
Hadi Lord Hastings, gidelim mi?
If I get the money, will you go with me?
Para kazanırsam, benimle gider misin?
Gi Gi, will you go with me?
Ci Ci, sen de benimle gelir misin?
- Will you go with me, please?
- Benimle gelir misiniz lütfen?
- Will you go with me now?
Benimle gelir misin?
Listen, there's a formal tomorrow night and will you go with me?
Dinle, yarın gece parti var ve benimle gelir misin?
I will - if any of you spineless worms are brave enough to go back with me into the trackless jungles where these monsters live!
Eğer siz korkak solucanlar arasında, bu canavarların yaşadığı keşfedilmemiş ormanlara benimle birlikte gidecek kadar cesur olan varsa, elbette ki gösteririm!
- Let me go with you, will you, Bud?
- Seninle geleyim, olur mu, Bud?
Duke, when you go, if you have room, will you take me with you?
Duke, giderken arabada yer varsa beni de alır mısın?
When you walk out that door, part of me will go right with you.
Bu kapıdan çıktığında bir parçam seninle gidecek.
If I go back, will you go back with me?
Yoksa çoktan donmuş olurdun. Dönersem sen de dönecek misin?
Gerald, you and Farnley and the rest will go with me.
Gerald, sen, Farnley ve diğerleriniz benimle geliyorsunuz.
You will go with me when I am ready to go.
Ben gitmeye hazır olduğumda sen de benimle geleceksin.
Now, will you go to the movies with me tomorrow night, the early show?
Yarın gece benimle sinemaya gelir misin, şu erken gösteriye?
Will you go to the police with me?
Benimle polise gelir misin?
- Will you go back with me? - No.
- Benimle geri döner misin?
Then you will go riding with me tomorrow?
O zaman yarın benimle ata binmeye geliyorsun.
Will you go to the opera with me tomorrow night, mademoiselle?
Yarın gece benimle operaya gelir misiniz Matmazel?
Will you go to the medical officer with me and repeat what you've said?
Donanma doktoruna gidip bu söylediklerini tekrarlar mısın?
Now, will you go swimming with me?
Şimdi, benimle yüzmeye gelecek misin?
Only you and the Countess Bellegard will go with me.
Gidiyorum! Sadece siz ve Kontes Bellegarde gelsin.
If I buy you a dress, will you go to Jacksonville with me?
Eğer sana elbise alırsam, benimle gelir misin?
- Asa will go with me. The rest of you wait here.
- Asa benimle gelecek, siz burada bekleyin.
If none of you agree with my reasons, then let me go with these people, and I will help you elect a new chief.
Eğer benimle aynı fikirde değilseniz o zaman bırakın bu insanlarla gideyim, ve size yeni bir lider atamanızda yardımcı olayım.
- Let go! You will be pulled down with me.
Sen de benimle birlikte düşeceksin!
Mr. Colbert, you will come every evening before I go to bed to work alone with me.
Bay Colbert, her akşam yatmadan önce benimle yalnız çalışmaya geleceksin.
You're saying you won't go with me of your own free will?
Benimle kendiliğinden gelmeyeceğini mi söylüyorsun?
Go and tell Gan Wen Bin that Ling Tze will stay here with me and tell him not to send again idiots like you guys here
Gidip Gan Wen Bin'e deyin ki o burda kalacak! Bir daha da onu rahatsız etmeyin! Sizin gibi salakları burda istemiyorum!
Jane... will you go to dinner with me?
Jane... birlikte yemeğe çıkar mıyız?
Will you excuse me if I go on with my work?
İşimle ilgilensem kusuruma bakmazsınız ya?
And if you don't wanna go out with me tonight, I'll just get me somebody who will.
Ve bu akşam benimle çıkmazsan, başka birini bulurum kendime.
Bensington, will you go in with me?
Bensington, benimle içeri gelir misin?
Will you go to the ball with me tomorrow night?
Yarın gece benimle baloya gelecek misin?
Will you go to Mass with me?
Benimle ayine gider misin?
Go along with me. I guarantee you, by 8.30 tomorrow night, every one of those eight million sons of bitches will believe Jack Terry's story.
Garanti ederim ki, yarın akşam 8 : 30'a kadar bu 8 milyonun her biri Jack Terry'nin hikayesine inanmaya başlayacak.
Also, people with one child do not have to go through, "Will you stop touching me?"
Tek çocukluların, "Bana dokunmayı kes," le de ilgilenmeleri gerekmiyor.
And you will go with me.
Ve benimle geleceksin.
My agency will go military the president's got his finger on the button and you want me to tell him we want to hitch a ride with those same Russians.
Kurumum askeriyeye bağlı olacak. Başkan düğmeye basmak üzere sense ona yine aynı Ruslara otostop çekelim mi diye sormamı istiyorsun.
My job will be done if you'd only go see this man with me.
İşim sadece bu adamla seni görüştürmek.
Before you go will you come and watch the sunrise with me?
Gitmeden önce benimle gelip güneşin doğuşunu izlemek ister misin?
- Will you... go with me to the dance?
- Dansa benimle gelir misin?
And if you say no, you will go with me back to Langley, Virginia, where you will be put on trial and most likely executed.
Hayır dersen benimle birlikte Langley-Virginia'ya döneceksin. Yargılanacağın ve büyük olasılıkla idam edileceğin yere.
Will you go to the prom with me? Not if you do that stupid dance.
O aptal dansı yaparsan gelmem.
Will you go to the station with me?
- Kiku-san. - Efendim? Benimle birlikte istasyona gelir misin?