English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Willful

Willful translate Turkish

216 parallel translation
Members of the jury, diana baring is indicted and stands charge with the willful murder of edna druce.
Jüri üyeleri. Diana Baring, Edna Druce'u acımasız bir şekilde öldürmekle suçlanıyor.
You're under arrest on the charge of willful murder..
- Elbette. Geçen Salı Portland Konakları'nda Londra'da bilinmeyen bir kadını..
That girl is high-headed and willful.
Bu kız dik kafalı ve inatçı.
Yesterday you were a harum-scarum child with dirty hands and a willful heart.
Daha dün kirli ellerinizle, inatçılığınızla delişmen bir çocuktunuz.
Esther Sanson, I arrest you for the willful murder of Joseph Higgins and Marion Bates... and for the attempted murder of Frederica Linley.
Esther Sanson, sizi Joseph Higgins ve Marion Bates'i kasten öldürmekten ve Frederica..... Linley'e cinayete teşebbüsten tutukluyorum.
My congratulations, you willful, headstrong fellow. When did this happen?
Tebrik ederim inatçı, dik kafalı arkadaşım.
Charges of willful disobedience of orders and misconduct in the presence of the enemy.
Emre itaatsizlikte ısrar ve düşman karşısında birliğini kötü yönetim.
He was such a willful boy.
Öyle başına buyruk bir çocuktu ki...
Which when I saw, I reprehended them... and asked the mayor what meant this willful silence.
Bunun üzerine önce onları kınadım, sonra da Belediye Başkanına sordum : "Bu kasıtlı suskunluk da ne oluyor?" diye.
If that is how your Japanese text reads... a mistake has been made in translation or a willful change.
Japonca metniniz böyle diyorsa çeviri hatası veya kasıtlı bir değişiklik yapılmış.
Phil Canby, I'm arresting you for the willful murder of Matt Thompson.
Phil Canby, seni Matt Thompson'u isteyerek öldürmekten tutukluyorum.
Henry Jekyll, it is my duty to arrest you on a charge of willful murder.
Henry Jekyll, kasten adam öldürmek suçundan tutuklusun.
My sister was a strong and willful woman not subject to the influence of atmospheres.
Kardeşim güçlü ve iradesi kuvvetli bir kadındı öyle havadan sudan, etkilenecek türden biri değildi.
I didn't realize he had such a stubborn and willful streak.
Bu kadar inatçı ve dirençli olabileceğini fark etmemiştim.
But deliberate, willful, meditated opposition.
Ama kasten, bile isteye, planlayarak yaptı bunu.
I dislike clumsiness, willful or otherwise.
İhtiyari ya da gayriihtiyari, sakarlıktan hoşlanmam.
I've never done anything as courageous, or at least as willful.
Daha önce cesaretimi böylesine toplamaya çalıştığımı hiç hatırlamıyorum.
These rich gangsters openly despoil the masses, and commit willful murder ;
Bu zengin gangsterler alenen kitleleri yağmalıyorlar ve kasten cinayet işliyorlar.
As the result of my inquiries, you'll be detained in connection with the willful murders of Brenda Margaret Blaney, Barbara Jane Milligan and others.
Yaptığımız soruşturma sonucunda, Brenda Margaret Blaney Barbara Jane Milligan ve diğerlerinin öldürülmelerinden tutuklu bulunuyorsunuz.
He's a willful, opinionated man with a contempt for all discipline, either moral or military.
İnatçı ve başı göklerde, ve ahlaki ya da askeri, her türlü disipline karşı saygısız.
A willful, strutting old bird, who paid no attention to the US law.
Amerikan ceza yasalarını hiçe sayan şahsına munhasır bir horoz!
WILLFUL WASTE MAKES WOEFUL WANT.
Kasıtlı olarak harcarsan, üzülerek istersin.
No, you're a bright, willful, curious woman... who is also a sexual object.
Sen zeki ve inatçı bir kadınsın... Aynı zamanda cinsel bir nesnesin.
... he is a very willful boy.
... huysuz bir çocuk.
A very willful boy.
Çok huysuz bir çocuk.
Strong, willful.
Güçlü, istekli.
O, sir, to willful men, the injuries that they themselves procure must be their schoolmasters.
Napalım efendim. Başının dikine gidenler, kendi yüzlerinden başlarına gelenlerden ders almalıdırlar.
I arrest you for the willful murder of Mr. Jonas Oldacre of Lower Norwood.
Sizi, Bay Jonas Oldacre'ı kasıtlı olarak öldürmekten tutukluyorum.
Oh, the willful heart invites despair, like blind men creeping in a dragon's lair.
Körün tekinin sürünerek bir iblisin inine girişi midir yoksa....... yoldan sapmış bu yüreğinin efkarını dindirme arzusu.
You willful sprite.
Seni inatçı peri.
Willful murder by person or persons unknown.
Cinayetin faili veya failleri meçhuldür.
The charges and specifications are conspiracy, assault on federation officers, theft of federation property, namely the Starship Enterprise, sabotage of the U.S.S. Excelsior, willful destruction of federation property, specifically the aforementioned
Suçlar ve açıklamaları şöyle : komplo kurmak, federasyon subaylarına saldırmak, federasyona ait, yıldız gemisi Atılgan'ı çalmak. U.S.S. Excelsior'ı sabote etmek., bilerek, federasyon yıldız gemisi az önce de sözü geçen
Violating a judicial restraining order, willful destruction of public property, fraud, malicious mischief.
Yasaklara karşı gelmek, kötü niyetle devlet malına zarar vermek, sahtekarlık.
After considering the Saint-Denis case, we find the accused guilty... of the willful murders of Georges Henri...
Saint-Denis davası neticesinde sanık...
He's willful, stubborn.
İnatçı, dediğim dedik biri.
We're gonna get you for willful destruction of property...
Özel mülkiyete kasıtlı tahribattan seni suçlayacağız...
The verdict of willful murder seems to me to fit the facts we have heard.
Duyduğumuz gerçeklerden sonra cinayetin kasıtlı olması uygun görünüyor.
So willful murder it was.
Bu durumda kasıtlı bir cinayetti.
But remember this man is on remand accused of willful murder and as you well know such a man under such circumstances isn't likely to speak the truth.
Ama unutmayın bu adam kasıtlı cinayetle itham ediliyor ve sizin de çok iyi bildiğiniz gibi bu durumdaki insanlar genelde gerçekleri söylemezler.
Extremely willful.
Hiç söz dinlemem.
It's not just his willful attitude.
Sadece dik kafalı olması da değil.
That is one willful child.
Çocuğun iradesi güçlü.
Fingerprints on a Cadillac is hardly willful deceit.
Parmak izi bırakmak yanıltmak mıdır?
They are willful, certainly, but then... who are you and I to complain of willfulness?
Kafalarının dikine gidiyorlar, doğru... ama biz de öyle değil miydik?
Willful destruction of property.
Mülke zarar verme.
Willful sabotage of a public droid.
Halka açık bir robota saldırı.
Willful.
İnatçı.
She's a spoiled, willful child.
O şımarık, inatçı bir çocuk.
I've never seen such a willful child.
Senin gibi dik kafalı bir çocuğu, hiç görmedim.
Elephants are very big, very willful animals.
- Filler çok büyük ve inatçı hayvanlardır.
Don't be willful!
Bu kadar inatçı olma!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]