English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Willis's

Willis's translate Turkish

222 parallel translation
Was Dr. Willis depressed?
Dr. Willis sıkıntılı mıydı?
Willis, Steel Harbor's chief of police.
Willis, Steel Harbor'ın polis şefi.
- What the hell's going on here?
- Willis, ne yapıyorsun sen?
Willis, what's with the monkey suit?
Willis, maymun kıyafeti ne iş?
Where's that fellow, Willis?
Willis denen arkadaş nerede?
Willis brought his wife.
Willis karısını getirdi.
Did you put that new lamp in Mrs. Willis's room?
Şu yeni lambayı Bayan Willis'in odasına koydun mu?
That's it, Willis.
Bu kadar, Willis.
Now, Miss Willis, is it not a fact that they had a lineup at the 110th Precinct?
Şimdi, Bayan Willis 110. Karakolda şüpheliler sıraya girmiş miydi?
Now, Miss Willis, will you please tell the jury how this thing worked?
Bayan Willis, bunun nasıl yapıldığını jüriye anlatır mısınız?
It's nicer than the Vauxhall or Willis'.
Vauxhall veya Willi'den daha güzel.
I'm sorry, Willis, but that's not so.
Üzgünüm Willis, ama senin istediğin gibi olmayacak.
Don't nobody turn they back on Big Willis!
Sakın kimse Koca Willis'e sırtını dönmeye kalkmasın!
Willis, it's us, Elaine and Louis.
Willis, biziz. Elaine ve Louis.
What's this between you and Willis?
Sen ve Willis'le aranızdaki şey nedir?
I'm trying to reconstruct what Dr. Willis must have been doing just before he died.
Ölmeden hemen önce Dr. Willis'in ne yapıyor olduğunu anlamağa çalışıyorum.
It's from a Dr. Lansberg to Dr. Willis.
Dr. Lansberg adında birinden Dr. Willis'e gönderilmiş.
No, there was no one else in the house except Mrs. Willis and she was in the projection room watching a movie.
Hayır, evde Bayan Willis dışında kimse yoktu ve o da projeksiyon odasında film izliyordu.
Was Mrs. Willis in the projection room at the time that you found the door bolted?
Kapıyı sürgülü bulduğunuz sırada Bayan Willis projeksiyon odasında mıydı?
Well, the butler said when he entered the room just before 11 : 00 that Mr. Willis was reading and he didn't appear to be at all depressed.
Şey, kahya, 11.00'den hemen biraz önce odaya girdiğinde Bay Willis'in okuyor olduğunu ve hiç de sıkıntılı olmadığını söyledi.
Well, because Henry Willis was a diagnostician with a firm belief in antibiotics.
Şey, çünkü Henry Willis antibiyotiklere sıkı inancı olan bir tanı koyucu idi.
This has already been purchased by Dr. Henry Willis.
Dr. Henry Willis tarafından zaten satın alınmış.
That's the late Dr. Henry Willis.
Müteveffa Dr. Henry Willis.
Let's see, Willis.
Bakalım, Willis.
Dr. Willis purchased that book on the 13th of this month.
Dr. Willis o kitabı bu ayın 13'ünde satın almış.
I'm trying to reconstruct exactly what Dr. Willis was doing just before he died.
Ben Dr. Willis'in hemen ölmeden önce tam olarak ne yapıyor olduğunu yeniden belirlemeğe çalışıyorum.
Dr. Willis was a reader. Madam's the film buff.
Dr. Willis bir okuyucuydu, madam ise film hastası.
That was Dr. Willis'code name for his wife.
Bu Dr. Willis'in karısı için kullandığı parola idi.
That's how I knew that Dr. Willis would never consent to her resuming her career.
İşte bu şekilde Dr. Willis'in onun mesleğini sürdürmesine asla onay vermeyeceğini biliyordum.
Willis, you and Walker, you came in about then, both bright and talented.
Willis, sen ve Walker, o sıralarda gelmiştiniz, ikiniz de parlak ve yetenekliydiniz.
There was this beautiful guy. Willis.
Çok yakışıklı bir çocuk vardı, Willis...
Professor Willis, this drink is from that man right there.
Profesör Willis bu içkiyi size şırada ki beyfendi yolladı.
Yeah, for two years. I spent some of the best times of my life right here in this classroom with Professor Willis.
Evet, tam iki yıl boyunca hayatımın bazı en güzel anlarını bu sınıfta Profesör Willis'la beraber geçirdim.
He says I can get one at Willis's.
Will'in yerinde bulabilirmişim.
Mr Willis has sold out of protractors.
Bay Willis'in elinde hiç açıölçer kalmamış.
Yes, I must pop down to Willis's.
Willis'e uğramam lazım.
I'll pop down to Willis's in the morning and I'll get some warfarin.
Sabah ilk iş Willis'e uğrar, fare zehri alırım.
What's up, Willis?
Naber, Willis?
Isn't that your Willis's car?
Bu sizin Willis'in arabası değil mi?
Sheriff Farley, just to refresh the court's memory, what calibre bullet was used to murder Jimmy Willis?
Şerif Farley, mahkemenin belleğini tazelemek için Jimmy Willis'in hangi çapta kurşunla öldürüldüğünü söyler misin?
Mr. Willis. It's really a...
- Bu gerçekten...
On major holidays, Willis, it's customary for the lord of the manor to offer drippings to the poor.
Derebeyinin, bayramlarda... - Fakirlere yardım etmesi adettendir.
This George Willis, Jr., what's his father do?
Bu George Willis'ın babası ne iş yapıyor?
When George Willis, Senior, isn't busy as a million-dollar man for Aetna Casualty... Or is it New England distributor for the Chrysler Corporation?
Aetna Casualty sigorta şirketi için milyon dolarlık işler yapmazken yoksa Chrysler'ın New England dağıtıcısı mıydı?
It's Agent Willis.
Ben Ajan Willis.
It's all right, Officer ;
Sorun yok memur bey, bu Jack Willis.
this is Agent Jack Willis. He's with the Violent Crime Section of the Washington Bureau.
Washington Büro'da, Şiddet İçeren Suçlar bölümünde çalışıyor.
For God's sake, Willis, what happened?
Tanrı aşkına Willis, ne oldu? ! Büronun yarısı seni arıyor.
It's from Willis.
Willis'ten.
You heard the recording. It was Willis's voice.
Willis'in sesiydi.
Where's Willis?
Willis nerede?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]