English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wilting

Wilting translate Turkish

37 parallel translation
" The wilting flower Of the white acacia
"Beyaz akasya, solan çiçek..."
My seedlings are wilting.
Fidelerim soluyor.
" With Babe Ruth in the box, the Red Sox again clobbered the wilting Senators 5 - 0.
" Kalede Bebek Ruth'la Red Sox yine bitkin Senatörler'i 5 - 0 yendi.
Like a blossom, I even tried wilting Today, weds a friend.
Bugün, arkadaşımın evlenmesi, beni mutsuz ediyor.
"Like wilting rose in field, I am the chosen one."
"Tarlada solan bir gül gibi, seçilmiş biriyim."
The rose petals in the humidifier are wilting. Oh, of course.
Ve nemlendiriciye koyduğun gül yaprakları canlılığını kaybetti.
You should put aspo... aspirin into the water. Her roses are wilting.
Gülleri soluyormuş.
Excuse me, but I rather think you're wilting there, old boy.
Affedersiniz ama sanırım çiçeğiniz bozulmuş.
Not wilting at her sides like dead chicken wings.
ÖIü tavuk kanatları gibi yanlarından sarkmıyor.
Let me ask you, Raymond, is your lettuce wilting before it should?
Marulların erken mi sararıyor? - Ne?
Wilting flower?
Hanım hanımcık mı?
Like a blossom, I even tried wilting
Bir çiçek gibi, soldurmaya çalıştım.
Do you know anything about wilting rose petals?
Gül yaprağı yapmaktan anlar mısın?
His lonely hours pass like wilting flowers
Solan çiçekler gibi Geçiyor yalnız saatleri
"My name..." " My name is Wilting Flower.
"Benim adım..." " Benim adım Wilting Flower.
I was Wilting Flower.
Wilting Flower bendim.
They're all wilting.
Hepsi solmuş.
Employment can be wilting.
Çalışmak yorucu olabiliyor.
A wilting love but I'll keep you here in my heart till...
~ Umutsuz bir aşk ama Seni kalbimde saklayacağım... ~
He thinks I'm, what, like this wilting flower?
Beni ne olduğumu sanıyor, solmuş bir çiçek mi?
I am telling you this thing was not only wilting, but it was actually starting to stink.
Sana söylemiştim üzerindeki çiçekler solmakla kalmadı... aynı zamanda leş gibi kokmaya başlamıştı
Discoloration and wilting is consistent with your time of death at 24 : 36 hours.
Renklerdeki bozulma ve solma miktarı 24 ila 36 saatlik ölüm zamanı tahmininle uyumlu.
My cherry blossoms are wilting.
Kiraz çiçeklerim soluyor.
Those tulips are wilting already.
Laleler şimdiden solmaya başladı.
Friendship isn't like a wilting flower. It's deep in the heart.
Merak etme biz dostumuzu kır çiçekleri gibi elimizde değil göğsümüzde taşırız.
Not a wilting flower but deep in the heart.
- Kır çiçekleri gibi elinde değil... - Göğsümüzde taşırız, o kadar!
So I left a half a gross of roses wilting in the cooler, Jeff and Katie are doing the MacManus wedding, which could lead to a lawsuit.
Yarım düzine gülü soğutucuya solmaya bıraktım Jeff ve Katie'de MacManus'un düğününü ayarlıyorlar ki sonu bir davayla bitebilir.
Mediocre surgeons will see you and feel themselves wilting in your shadow.
Vasat cerrahlar sizi görüp gölgenizde solduklarını hissedecek.
Hardly the actions of a wilting violet.
Solmuş bir menekşeden beklenen bir hareket değil gibi.
Half a fin for a dozen roses, you get'em home, they're already wilting.
Bir düzine gül için beş papel veriyorsun eve gidince hepsi soluyor.
They're wilting. The flowers, they're wilting.
Soluyorlar, çiçekler soluyor.
But then she is another in my mind her image is moving. An eye in blossom and another wilting.
Fakat sonra o başka biri oluyor zihnimde hayali yer değiştiriyor bir göz çiçek açıyor diğeri muzip
Either I am a fragile, wilting female meant only to mourn, or a power-grabbing harpy.
Ya kırılgan solmuş sadece yas tutabilen bir kadınım ya da gücü ele geçirmeye çalışan zalim bir kadınım.
- What, like the wilting flower type?
Solan çiçek türü gibi mi?
Like a blossom, I even tried wilting
Ona engel olmaya çalıştım, yoluna engeller koydum.
I'm but a wilting girl.
Ürkek bir kızım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]