English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wily

Wily translate Turkish

157 parallel translation
The wily old man...
Kurnaz ihtiyar.
Wily old humbug, Sir Guy.
Sir Guy'un eski kurnazca şarlatanlıkları.
Hiya, Will.
Hey, Wily.
Should've thought of that before you came crashing in here.
Bunu gelmeden önce düşünmen gerekirdi, Wily.
Wily bastard.
Kurnaz piç!
Well, you know these wily Chinese.
Bu çılgın Çinlileri bilirsin.
The wily bastard's as lucid as I am.
Kurnaz piç en az benim kadar akıllı.
What a wily person you are.
Size inanmıyorum!
In Robin's wily pack
Robin'in kurnaz çetesinde
He's a wily one, through and through.
O, tamamen kurnazın teki.
Wily old owl. He's been busy.
Şu işe bak. "Baykuş" hiç uyumuyor.
- This wily veteran has the equipment to catch the Trans-Am.
Trans Am'ı saf dışı etmek için yaptıkları yüzünden diskalifiye olabilirler.
Your eyes are too wily.
Gözlerin fazla kurnaz bakıyor.
The wily old beast... shot out right in front of me.
Kurnaz yaşlı canavar birdenbire atımın önünde peydahlandı.
- Blast the wily devil!
- Lanet olası kurnaz şeytan!
Like the wily porcupine, I now have my armor of quills.
Kurnaz bir kirpi gibi, şimdi benimde bir zırhım var.
But unlike the wily porcupine, won't the animals stick to you?
Fakat kurnaz olmayan bir kirpi gibi, hayvanlar senin üstüne yapışmaz mı?
You're a wily vixen, aren't ya?
Kurnaz bir cadalozsun, değil mi?
Ever the wily peasant you are.
Seni kurnaz köylü.
Tonight on National Geographic, stalking the wily prairie dog.
National Geographic'te bu akşam, Çayırköpeği.
Here I am, throwing myself at you, succumbing to your wily charms, and you're calling me a slut in so many words.
- Pislik! Buradayım, kendimi kollarına atıyorum, kurnaz cazibene karşı boyun eğiyorum,... ve sen bana kaşar manasına gelecek şeyler söylüyorsun.
It seems Willy Chess did go to Yale.
Görünen o ki, Wily Chess gerçekten Yale'e gitmiş.
The criminal is the very wily Linda!
Ama yanıldınız bayım. - Sabıkalı tabii ki de Linda!
He's a wily one, that ichthy-demon.
O balık şeytan çok akıllı bir herif.
Come with Bart as he dive into zee briny deep... searching for the wily and elusive washcloth.
Kurnaz ve yakalanması zor sabunluğu ararken Bart ile tuzlu derinliklere yelken açın.
He's quite wily, like his old man.
O çok zekidir aynen yaşlı babası gibi.
You've gotta give that black bitch credit. She's a wily old horse.
O zenci'ye hakkını vermemiz lazım hala çok güçlü biri.
She's wily.
O kurnaz biri.
She is well-organized and wily.
İyi örgütlenmiş ve çok kurnaz,
What guy could resist your wily Willow charms?
Belki daha fazlası.
- Jen, is there a particular reason why you're not receptive to my wily charms?
- Jen, benim cazibeme cevap vermemenin belirli bir nedeni var mı?
He's wily, Gabrielle.
O kurnaz, Gabrielle.
This woman is a sneaky, wily, word twister.
Bu kadın sinsi, kurnaz bir dilbazdır ve bununla ünlüdür.
She's always bested us, that wily... minx.
Hep bir adım önümüzde oldu. Kurnaz kevaşe.
After several days of tracking... we've finally located the den of the wily Red.
Birkaç iz sürme gününden sonra sonunda kurnaz Red'in mağarasının yerini öğrenmiş bulunmaktadır.
Why would anyone want your brain, Williams?
Neden bir insan senin beynini istesin ki,? Wilyıms?
You gave a statement.
Wilyıms : İfadesini al.
The wily veteran moves to the frontcourt.
Hilekar tecrübeli potaya yaklaştı. Sola gidecekmiş gibi yaptı.
Quite a wily girl.
Tam bir şeytan
Come here, Miss Lily-wily.
Gel bakalım Bayan Çılgın Lily.
She's always bested us, that wily..
Bizi hep yendi, o düzenbaz...
That wily gray fox has outmaneuvered our command again.
O sinsi tilki komuta merkezini yeniden atlattı.
To the furbelow of the wily whale
To the furbelow of the wily whale
You're a coyote. Be wily.
Sen bir çakalsın.
Nice family photos, Wily.
Aile fotoğrafların güzelmiş Willy.
She was a wily one.
Çok çılgın biriydi.
If there's one thing this creature hates more than any other thing... it's the stench of the wily jubjub plant.
Bu yaratığın herhangi birşeyden daha çok nefret ettiği birşey varsa o da jubjub bitkisinin kötü kokusudur.
Here, take a stone, so you can't pull no wily tricks.
İşte, birini seç, böylece kurnazca bir hile yapamazsın.
They understand my fucking attitude. That he's a fucking wily big shot.
Yaptığım hareketlerden Wu'nun iyi bir düzenbaz olduğunu anlıyorlar.
I haven't found anyone remotely qualified to play a wily old Scotland Yard inspector.
- Başrol dışında.
Ah, what can I say? I'm wily.
- Bu adamla iki kez çıktım, ama şimdiden işbirliği yapmaya başlamışsınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]