English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Winded

Winded translate Turkish

209 parallel translation
I don't go in for these long-winded things, but with me, it was always yes or no.
Lafı dolandıracak değilim, benimle her zaman ya evet ya da hayırdır.
It's the long-winded fellow you are.
Çenen ne düşük be dostum.
If you think I'll be long-winded... why don't you write the speech?
Uzun tutacağımı düşünüyorsanız, neden konuşmayı siz yazmıyorsunuz?
I'm a little winded.
Biraz nefesim kesildi.
I'm winded.
Soluksuz kaldım.
Instead of long-winded public debates, the people want capsule slogans.
İnsanlar uzun açık oturumlar yerine kısa sloganlar istiyorlar.
I'm winded.
Nefesim kesildi.
Short-winded. One leg is stiff.
Nefes darlığı, bacak ağrısı.
I hate to say anything good about that long-winded jackanapes, but he does know the short way to start a war.
Onun hakkında, iyi bir şey söylemekten nefret ediyorum. Ama savaş çıkarmanın kestirme yolunu iyi biliyor.
Well I hope you told that long-winded idiot what you think of him.
Evet umarım o kibirli serseme gerekeni söylemişsindir.
The minute you offer the generals command... they start wheezing like winded mules.
Generallere komutanlık teklif ettiğin anda... katır gibi aksırıp tıksırmaya başlıyorlar.
You're lucky I'm winded, or I'd kill you.
Şanslısın takatim kalmadı yoksa seni gebertirdim.
I dislike long-winded talk.
Uzun süren konuşmalardan nefret ederim.
Well, then, forgive me for my long-winded recitation.
O halde kabak tadı veren laflarım için affedin.
My dear Yen, as you grow older, you grow more long-winded.
Sevgili Yen, yaşlandıkça daha yavaş nefes alıyorsun.
When something disturbs me, I just get a little short-winded, that's all.
- Tom, gidiyorlar. Prenses hesabı istedi.
You're long winded for a young man
Ne acalen var bu kadar ki!
Winded?
- Soluksuz mu kaldın?
Long-winded way of sayin'it, but that's about it.
Sizinki uzun sözün kısası oldu, ama evet, öyle.
It's the big-bellied, long-winded Hotei!
Koca göbekli uzun soluklu Efendi Hotei'dir!
You couldn't put a barrel without a bottom You're the longest-winded bastard I ever listened to.
Polis müdürü olmasaydın, bu saygınlığın olmazdı.
A constant, long-winded recital... about what's wrong with everyone in the whole world.
Dünyadaki herkesin sorunları hakkında tekdüze, bitmek bilmeyen bir söylev.
He's a little bit long-winded... he doesn't translate very well into our generation, and his jokes are terrible.
Bizim kuşağımızın anlıyacağı gibi değil. ve şakaları da berbat. Ama bunlar, onu okumaktan kurtulacağınız anlamına gelmiyor.
You think I'm long-winded, that I talk too much. You're right.
Sözü bitmez olduğumu düşünüyorsun, ki çok konuşurum.Haklısın.
And now he's short-winded.
Nefes darlığı çekiyor.
She's depressing and she's long-winded.
Bunaltıcı ve susmak bilmiyor.
She winded me in wet diapers and put me in front of the open window
Beni ıslak bezlere sarıp açık pencerenin önüne oturttu.
It's extremely long-winded and tiresome, and I am fagged out for the night.
Son derece sıkıcı bir konu, bu gece fazlasıyla çalıştım.
In the old days... he'd rout an army and not be winded.
Eskiden koca bir orduyu bozguna uğratır, bana mısın demezdi!
- You Look A Little Winded There, Big Guy.
Nefesin kesilmiş gibi görünüyorsun koca adam.
- He totally winded me.
- Beni tamamen soluksuz bıraktı.
A long-winded description of a simple business arrangement.
Basit bir iş anlaşmasının lafı döndürüp dolaştıran tanımı.
And long-winded.
- Ve geveze.
If it wasn't for your goddamn, long-winded, piece-of-shit letter... whining about how your daughter doesn't come visit you no more... I never would've sent my boys down here in the first place.
Eğer senin, kızının seni ziyarete gelmeyişi ile ilgili sızlanan lanet olası mektubun olmasaydı oğullarımı asla buraya yollamazdım.
First day of negotiations, I walked out on you right in the middle of that long-winded speech of yours.
Kabak tadı veren konuşmanın tam ortasında seni yüzüstü bırakıp gitmiştim.
I mean, he's a little long-winded, don't you think?
Çünkü biraz uzun yazar.
I'm winded.
Soluğum kesildi.
He's kind of dry and long-winded.'
Hoş sohbet birisi değil, gevezenin teki.
That's a long time to spend with a psychiatrist who's dry and long-winded.
Bir psikiyatrla uzun zamandır birlikte olunca çenesi düşebilir.
- l got winded but I'm OK.
- Nefesim kesildi ama iyiyim sanırım.
Now it can be a very long-winded process and there's no two ways about it.
Bu oldukça uzun bir süreci kapsayabilir.
- You look winded.
- Soluğun kesilmiş.
You'd be amazed at how pompous and long-winded some of these watchers were.
Bazı gözetmenlerin ne kadar kendini beğenmiş olduğuna, yaptıklarını ne kadar büyütüp uzun uzun anlattıklarına inanamazsın.
I became long-winded.
Çok kötü oldum.
Who could remember such long-winded names?
Kim böyle uzun isimleri ezberleyebilir ki?
Good. I hate long-winded goodbyes.
Vedalaşmalardan nefret ederim.
It's not a lawyer's way to be long winded, so let's get right to the point.
Sözü uzun tutmak bir avukatın tercih etmediği bir yöntemdir, o nedenle sadede gelelim.
I get winded peeling an orange.
Benim de portakal soyarken nefesim kesildi.
What a long-winded way to ask for help...
Yardım istemek için bu kadar merasime gerek var mı?
You never used to be so winded after only five sets.
Beş setten sonra asla rüzgar gibi olmazdın.
It was sappy and long-winded.
Fazla duygusal ve aşırı derecede uzundu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]