Wished translate Turkish
2,698 parallel translation
It's just I didn't get the thing that I wished for When I blew out my candles.
Sadece mumları söndürürken, bunu dilememiştim.
I wished it, and it came true.
Dilek tuttum ve gerçekleşti.
It wasn't me that wished for it that mother would disappear.
Bunu isteyen ben değildim annemin ortadan kaybolmasını.
I wished it.
Ben diledim.
We wished it.
Biz diledik.
this is the revenge of a muslim who was brought up.. .. here and who wished to live his life here.
bu öldürdügün müslümanlarin intikami kim bu hayati yasamak istiyor.
All that stuff you said about schwarzkopf, that you were neglectful, that you wished you'd been a better parent, who do you think you were really talking about?
Schwarzkopf hakkında tüm söylediklerin, yaptığın tüm ihmalkarlıklar, daha iyi bir babalık yapmış olmayı dilemen, gerçekte, aslında kimin içindi?
I really, really wished I lived alone. Oh, my!
Gerçekten ama gerçekten yalnız yaşamayı diliyorum.
But apparently, the universe thinks I wished for it.
Ama görünen o ki, yeryüzü dilediğimi söylüyor.
She wished this... this Santa into being.
Noel Babanın canlanmasını istemiş.
Kallie wished for me to replace him.
Kallie, onunla yer değiştirmemi istedi.
No, no, she wished for the dad that she knew before you became all about work and money.
Hayır, babasının işi ve parası olmadan önceki halini dilemişti.
I still wished he were alive.
Ama umarım o sağ salimdir.
If you wished, would it end in fire or ice, or with a bang or a whimper?
Eğer evren çökerse yeni bir Büyük Patlamayı tetikleyebilir.
Your sword will taste the blood of the enemies of Ayothaya just like you wished.
Kılıcımız Ayothaya düşmanlarının kanını tadacak. İstediğin gibi.
If you do not wished to be stabbed again, give up now.
Tekrar bıçaklanmak istemiyorsan, şimdi pes et.
In Egypt, a scientist who wished to remain anonymous We showed a way forward.
Mısır'da, gizli kalmak isteyen bir araştırmacı bize takip edecek bir ipucu veriyor.
He's an idiot and I've long wished to thrash him like you did.
O bir embesil. Ve sen ona zaten olması gerekeni yaptın.
If this is what you've wished for, it's granted!
Bunu sen istemiştin, bin hadi.
Hani Oh, you really are something finally getting what you've wished for.
Oh Ha Ni harikasın. Sonunda kendini bana taşıttın.
He doing as his father wished.
Babasının istediğini yapıyor.
Is that what you wished to become?
Öyle olmasını mı isterdin?
What I wished for...
Benim dileğim...
As both side's parents wished,
Her iki tarafın ailelerinin istediği gibi,
- I wished to meet you in person.
- Sizinle şahsen tanışmak istedim.
- He wished us well in the attic.
Sanırım bizi tavan arasına kaldıracaktı.
You're saying you never wished for him to die.
Ölmesini dilemediğini mi söylüyorsun?
I never truly wished for him to die.
Ölmesini asla istememiştim.
There was a time when I wished he... no, all of the Haeshin family, would die.
Bir zamanlar, onun hayır, bütün Haeshin ailesinin ölmesini diliyordum.
The shares of General Manager Hong Tae Gyun, who passed away suddenly, will be, as he always wished, given to the Korean Chinese Cultural Foundation.
Aniden vefat eden Hong Tae Gyun'un payları onun daimi isteği üzerine, Kore Çin Kültürel Vakfı'na verilecektir.
And I'm thankful you agreed to break off the engagement as I wished.
Nişanı bozma isteğimi kabul ettiğin için de minnettarım.
He told me all sorts of things like how he got his first job delivering hay and how he'd wished he'd finished college.
Konudan konuya atladı ilk işi olan saman taşımacılığına nasıl başladığını üniversiteden mezun olmayı ne kadar çok istediğini falan.
Do you want to know what I wished for?
Ne dilediğimi bilmek ister misin?
I wished that I could take back what I did today and make you proud of me instead.
Bugün yaptığım şeyi geri almayı Ve benimle gurur duymanı diledim.
I told her I wished I'd never rescued her.
'Seni keşke hiç kurtarmamış olsaydım.'dedim.
I often wished he'd done it years before.
Keşke bizi çok daha önce bıraksaydı.
That famous chocolate pie come to mind you started over a hundred times until you wished yours were perfect.
En sevdiğim ise çikolatalı turta. Yüzlerce defa yaptın ve her seferinde daha mükemmeldi.
You wished yourself away, and with it much more.
Kendin olmaktan vazgeçmeyi seçtin ve çok daha fazlasını kaybettin.
Consumed by the yellow power of fear, the Guardian became the evil he had wished to destroy.
Korkunun sarı gücü tarafından yutuldu ve bu muhafız, yok etmek istediği şeytana dönüştü.
And I wished that I had died and far into the night he crooned that tune.
Ölmüş olmayı diledim ve gecenin derinliklerine kadar bu melodiyi mırıldandı.
Well, I wished you would have told me about your little secret before I unwrapped this.
Alt tarafı kıl, Marcus, tekrar uzar. Keşke küçük sırrını bu kutuyu açmadan söyleseydin.
Haven't you ever wished you had somebody else around to play with?
Beraber oyun oynayabileceğin arkadaşlarının olmasını istemedin mi hiç?
Do not know how many times I wished for imprinting by someone.
Ben birileri tarafından kaç kez imprinting diledi Bilmiyorum.
If you can believe it, the first time I saw Mrs. Pickler I actually wished she and Mr. Pickler would take me in.
Eğer inanırsanız, Bayan Pickler'ı ilk defa gördüğüm zaman aslında o ve Bay Pickler keşke beni evlat edinseler dedim.
After he... told Henry the truth, I... I wished he was dead.
Henry'ye gerçeği söyledikten sonra ölmesini istemiştim.
You - You are the son my mother wished I was.
Sen annemin sahip olmak istediği oğulsun.
The charity of the Holy Trinity had organized a room for me - at the residence of a Mr. Featherstonehaugh - who had previously rented extra rooms at his palace to nuns who wished to spread the Almighty': love - by helping the poor in jaipur's slums.
Kutsal Üçlü Cemiyeti, daha önce Caypur'un varoşlarındaki fakirlere yardım ederek Tanrı'nın sevgisini yaymak isteyen rahibelere konağındaki odaları kiralayan Bay Featherstonehaugh'nun evinde kalacak bir yer ayarlamıştı.
We wished for each other's lives when we were pissing in that fucking fountain last night.
Dün gece o havuza işerken birbirimizin hayatını istedik.
We wished we had each other's lives.
Birbirimizin hayatını istedik.
My lord, when we first met you said you wished to become a great man of state.
Lordum, sizinle ilk tanıştığımızda,... bana büyük bir devlet adamı olmak istediğinizi söylemiştiniz.
I wished I had more time with her.
Keşke onunla daha fazla zamanımız olsaydı.