English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Witnesses

Witnesses translate Turkish

6,569 parallel translation
We have a lot of witnesses who say you were over at Ana's house after she was murdered, crying because you were in love with her, shrimpy.
Cinayet gecesi Ana'nın evinde olduğunu söyleyen bir sürü tanık var. Ağlıyormuşsun çünkü ona aşıkmışsın, Göttenbacak.
Mr. Padilla, we already have two witnesses...
- Bay Padilla, zaten iki tanığımız var.
We can lie to him about witnesses for a few minutes.
Biz de birkaç dakikalığına yalan söyleyebiliriz.
Yes, cuts down on the need for witnesses.
Evet, tanığa olan ihtiyaçların önünü kesiyor.
They'll throw experts at a case like this, groom witnesses.
Böyle bir davaya bir sürü uzman gönderirler, şahitler falan.
Look, it's not exactly like we've got a long list of witnesses, you know.
Bak, elimizde uzun bir şahit listesi yok, biliyorsun.
We'll need witnesses.
- Bize şahitler gerekli.
The cops still haven't found a credible eye witnesses.
Polisler hala güvenilir görgü tanıkları bulamadı.
No suspects, no witnesses, no investigation.
Süpheli yok, .. tanık yok, soruşturma da yok.
Sorry, no witnesses.
Kusura bakma.. .. tanık bırakamam..
We've got no witnesses and nothing but the knife to tie him to the murder.
Tanığımız yok, elimizde bıçak haricinde onu suçlu çıkarak bir şey yok.
Huh? I mean, you want me to interview some witnesses?
Demek istediğin, tanıkları mı sorguluyum?
You want witnesses in case I say you forced yourself on me.
Üzerime zorla geldiğini söylersem diye görgü tanığı istiyorsun.
But it is a huge, dangerous, scary-as-shit mistake to convene your own trial in front of a television audience where there's no due process, no lawyers, no discovery, no rules of procedure, no decisions on admissible evidence, threat of perjury, confrontation of witnesses or any of the things we do...
Ama televizyon izleyicilerinin gözü önünde yargı süreci, avukat, inceleme, muteber deliller ve yalancı şahitlik cezası hakkında hiçbir karar olmadan kendi mahkemeni toplamak çok büyük, tehlikeli, korkutucu bir hata olur.
Your name was on a list of expert witnesses my father used.
İsminizi babamın başvurduğu bilirkişi listesinde gördüm.
I can charge you with murder at any time and provide two impeccable crown witnesses whose testimony will lead you directly to the gallows.
.. ve iki de yalancı tanıkla.. seni doğruca darağacına gönderebilirim.
There were witnesses, there will be questions, get your story straight, it was an accident.
Görgü tanıkları vardı, sorular olacaktır.. .. hikayeni iyi hazırla, bu bir kazaydı.
All 10 witnesses against you withdrew their statements, last night.
Size karşı ifade veren tanıklar ifadelerini geri çektiler. Geçen gece.
In your statement to the House, sir, I believe that you should say that witnesses heard the killer say that they were members of the IRA and that the killing was in retribution for actions of the Field Marshal in County Cork.
Efendim, Bakanlıktan yaptığınız bildiride, tanıkların ifadesinde katillerin IRA üyesi,... olduklarını ve cinayeti Mareşal'in Country Cork'daki eylemlerinin, intikamı olarak işlediklerini,... söyledikleri şeklinde bir açıklama yapmalısınız.
No witnesses!
Tanık istemiyorum!
Since his retirement, Fuller has gone from relocating witnesses to vanishing fugitives, a very lucrative black-market business he's created for himself, which is why Ada flagged him for the bet.
Emekli olduğundan beri Fuller'da kayıp. Tanıkları yerleştirmekten, kaçakları yok etmeye. Çok tutulan bir karaborsa işi.
We are down to the testimony of our two key witnesses.
Mesele iki kilit tanığımızın şahitliğine kaldı.
When attempting to blackmail a man with freakish strength and a mean streak the size of the panhandle, make sure you got witnesses.
Eğer öküz gibi güçlü ve sert huylu bir adamı tehdit edeceksen görgü tanıkların olduğundan emin ol.
Hey, you're witnesses!
Siz şahitsiniz!
They manipulate witnesses.
Tanıkları manipüle ederler.
The two witnesses who testified against you both showed up dead two weeks after you were released.
Hakkında şahitlik yapan iki tanık... sen hapisten çıktıktan iki hafta sonra ölü bulundu.
Joy, I have two things to tell you, and it's best that there are witnesses.
Joy sana söylemem gerek iki şey var ve şahitlerin olması iyi oldu.
Look, I'm cutting you some slack because the other witnesses are consistent on how you reacted when the gunman came in, but as for your buddy, Fischer, how well do you know him?
Bak, tetikçi içeri girdiğinde verdiğin tepki konusunda tüm şahitler hemfikir olduğu için sana çok yüklenmiyorum ama arkadaşın Fischer'a gelirsek, onu ne kadar iyi tanıyorsun?
Step 1... discredit the witnesses.
Adım 1... tanıkların saygınlığını sars.
No witnesses saw her leave, and she was not in her room the next morning.
Gittiğini kimse görmedi. Ertesi sabah da odasında yoktu.
Also, no witnesses and no security video.
Tanık ya da güvenlik kamerası da yok.
~ Witnesses?
- Görgü tanıkları?
~ Well, er, not witnesses as such.
- Pek var denemez.
Yeah, witnesses heard the victim and his neighbor arguing 20 minutes before his death.
Evet hatta şahitler kurbanla komşununu ölümünden 20 dakika önce tartışırken duymuş.
Witnesses saw her climb onto the ledge Of the 59th street bridge and jump.
Tanıklar çıkıntıya çıkıp köprüden atlarken görmüş onu.
I thought we had witnesses Who saw her climb over the ledge.
Çıkıntıya tırmanırken onu gören tanıklar olduğunu sanıyordum.
We have witnesses who place you at his party.
Penceresinde seni gören tanıklarımız var.
! You know, the lapd, they found a couple more witnesses.
Polis birkaç görgü tanığı daha bulmuş.
Pissed off any witnesses yet?
Şaşkın bir görgü tanığı çıkmadı mı?
Now we let suspects and witnesses rate their police experience?
Artık şüpheli ve tanıklara polis deneyimlerini mi derecelendiriyoruz?
Danny, this is, Sophia Russo, one of the witnesses from the trial.
Danny, ben, Sophia Russo, davadaki görgü tanıklarından.
She was one of the character witnesses at the trial.
Duruşmada birincil tanıklardandı.
There were witnesses.
Ortada tanıklar var.
There are no witnesses, save Tengri.
Başka izleyen yok, sadece Tanrı.
Have you taken him off and killed him already, without the benefit of final words or prayers or... or witnesses?
Son duasının faydasını dikkate almadan, ya da şahitler olmaksızın adamı çıkartıp öldürttün mü yoksa?
Witnesses?
- Tanıklar?
If we could get one of the prosecution's witnesses Then everything he ever wrote can be allowed into evidence.
Eğer davacının tanıklarından birinin duruşmada bundan bahsettiğini yakalarsak blokta yazdığı her şey kanıt olarak değerlendirilebilecektir.
And from where I was standing, my client was defending herself against Mr. O'Reilly, and I have witnesses here who could testify to that.
Ve benim açımdan görünen o ki, müvekkilim kendini Bay O'Reilly'ye karşı savunuyormuş, ki buna şahitlik edecek tanıklarım var.
Expert witnesses are the dirty little secret of our justice system.
Uzman tanıklıkları adalet sistemimizin kirli küçük sırlarıdır.
This is the'The Witnesses'crew. Oh hi!
Evet, hazır sayılırım.
As witnesses describe near-panic among participants.
Olay yeri tam bir karmaşaya döndü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]