English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wombat

Wombat translate Turkish

56 parallel translation
The wombat is a much less specialised cousin of the koala's, and it lives entirely on the ground.
Vombat, koalanın çok daha az özelleşmiş bir kuzenidir ve hayatını tamamıyla yerde geçirir.
There are several kinds of wombat.
Vombatların birçok türü vardır.
It too is a burrower, and neither it nor any wombat is exactly renowned for its darting intelligence or speed of reaction under distressing circumstances.
O da bir kazıcıdır ve ne o, ne de diğer vombatlar üstün zekalarıyla ya da stresli durumlardaki çabuk tepkileriyle bilinirler.
You could take this for the skull of a small rhino, but in fact it belonged to a giant wombat as big as an ox.
Bunu küçük bir gergedan kafatasına benzetebilirsiniz. Ama aslında bir öküz boyutundaki dev bir vombata ait.
The young were very immature at birth. In the marsupials, the wombat, for example and in the mammals, the young had to be taught how to survive.
Doğan yavrularının hayatta kalabilmesi için, mutlaka anne veya babaya ihtiyacı olan marsupial ya da keseli hayvanlar gibi.
He suggests we alert the secretary of defence, vice president General Wombat...
Savunma bakanına, başkan yardımcısına General Wombat'a... -... haber verin, dedi.
- General Wombat!
- General Wombat!
And I don't see flying saucers, like a certain General "Galloping" Wombat.
General "Doludizgin" Wombat gibi uçan daireler de görmüyorum.
General Wombat heads our terrorism task force.
General Wombat terörle mücadelenin başında.
General Wombat!
General Wombat!
Really, I don't give a wombat's shit about who's running Vietnam.
Aslında Vietnam'da olup biten hiçbir şey benim umurumda değil.
So if you could put on a clean suit, brush those teeth and put on some cologne to cover up that wombat smell he'll see you tomorrow afternoon.
Eğer üzerine güzel bir takım elbise giyip, dişlerini fırçaladıktan sonra, hayvan kokusunu örtecek bir deodorant sıkarsan, yarın öğleden sonra seninle görüşecek.
Wombat!
Aman Tanrım.
Funny. Buck-faced wombat!
Ne komik, kıçımın kenarı!
What the fuck is a wombat, anyway?
Bu kahrolası wombat ta ne bu arada?
A wombat, a small, little, furry animal, something like a hedgehog.
Bir wombat, küçük bir, tüylü hayvan, kirmi gibi bir şey.
The rest... scared to death of that wombat.
Öbür yarısının da ondan ödü kopuyor.
It's a topmost WOMBAT.
O en büyük PZBVZ.
We took the most unwanted, uncool WOMBAT project and we spun it into gold!
En istenmeyen, en sıkıcı projeyi alıp altına dönüştürdük.
The wombat's fur is so thick it can remain active throughout the winter, even in the coldest parts of Australia.
Wombat'in kürkü o kadar kalın ki, Avustralya'nın en soğuk yerlerinde bile kış boyunca aktif kalabiliyor.
Wombat.
Vombat.
A wombat's a marsupial, and it lives in a hole.
Vombat bir keselidir ve delikte yaşar.
And for this wonderful stew made out of wombat.
ve vombatlı olan bu güveç için de teşekkürler.
- Wombat-headed. Wombat-headed.
- kus beyinli... kuş beyinli...
"... wombat-headed, big - bellied... "
"... kuş beyinli... koca göbekli "
I wrote this book in wombat butter. Hamstrings running west!
Bu kitabı ne zorluklar altında yazdım.
What I have a problem with is some wombat coming on my boat, trying to railroad me.
Benim derdim, tekneme gelip işleri aceleye getirmeye çalışan şu kanguruyla.
What in the world is a Wombat?
Vombatlar için nasıl tezahürat yapacağız ki?
The wombat.
Kanguru.
Hoochie, wombat juice, tigger yum yum.
Hoochie, wombat juice, tigger yum yum.
Yeah. You know that South American wombat he's been seeing?
Şu Güney Amerikalı wombat'ı bilmiyor musun?
You take the big dark one, I've got the little girl, and the Aussie will run like a scared wombat if things turn rough.
Sen iri yarı zenciyi hallet. Ben kızı oyalarım. Avustralyalı zaten işler sarpa sarınca kuyruğunu kıstırıp kaçar.
Don't worry. Wombat!
Vombat deyin!
- Wombat.
- Vombat.
I'm being serious, Shawn. Well, look who's Mr. Onboard and sounding like a whacked wombat.
Şu konuşana ve yorgun bir kanguru gibi durana da bakın.
I put a baby wombat up my rectum a couple hours ago.
Birkaç saat önce kıçıma yavru bir kanguru soktum.
Thought Australia was all wombats and wallabies and stuff.
Avustralya'da Wombat'lar ve Wallabie'lerden başka bir şey yok sanıyordum.
Professor Wombat there. Thank you.
Profesör Wombat'a teşekkür ediyorum.
She calls me David, and we call her Wombat.
Beni David diye çağırır John ve ben ona "Wombat" diyoruz.
Wombat to eat lunch with us.
Wombat buraya yemek için geldi. Babam kızgın!
You hear me, wombat?
Duydun mu, kangurum?
His reliable partner The Blue Wombat.
Güvenilir ortağı Mavi Kanguru.
Sir! And the Wombat Liberation Army will mount an aerial attack on Bog.
Keseli kurtuluş ordusu Bog'a hava saldırısı düzenlemek için hazırdır!
Wombat Air Battalion, prepare to attack Precipice Lake.
Keseli hava komandoları! Presipis gölüne saldırmaya hazır olun!
To the woman who came roaring into my life like a one-eyed wombat.
Tek gözlü canavar gibi kükreyerek hayatıma giren kadına.
Careful you don't sneeze again. Agh, stop it, you bloody wombat!
- Aman dikkat et de bir daha hapşırma!
I used to think a night with a dead wombat might turn out to be more exciting than a night with me after you've been with me for twelve years.
Bir vombat ölüsüyle geçirilecek bir gecenin benimle 12 yıl yaşadıktan sonra benimle geçirilecek bir geceden daha heyecanlı olacağını düşünürdüm.
- into the skull of a wombat.
- bir vombatın kafatasının içine koyabilirdim.
- Doubt it. A monkey-brained wombat could tunnel through this and get help.
Maymun beyni takılmış vombat tüneli aşıp bize yardım edebilirdi.
- Tangu, you wombat.
- Tangu, şaşkın.
Heritage wombat.
Miras kaldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]