English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wooing

Wooing translate Turkish

174 parallel translation
You are wooing a dead woman, Ruediger.
Ruediger, ölü bir adam için yas tutup üzülüyorsun.
But then one day when the sky was blue Came a man who didn't bother wooing He tossed his hat on the peg in my room
Ama sonra bir gün gökyüzü masmaviyken geliverdi bir adam, anlamıyordu nezaketten odamdaki askıya fırlattı şapkasını bilemez oldum birden nasıl davranacağımı.
You're probably wooing her.
Muhtemelen ona kur yapıyorsundur.
A man knowing he couldn't have the woman he loved and wooing her for his friend.
Bir adam, arkadaşının sevdiği ve kur yaptığı bir kadına sahip olunamayacağını bilir.
You've only been wooing me since last Sunday.
Benimle sadece geçen pazardan beri flört ediyorsun.
Have you seen that actor who was wooing you again?
Oyuncunun seninle tekrar kur yaptığını gördün mü?
He was wooing you.
Sana sarkmıştı.
Signor Hortensio...'twixt such friends as we few words suffice... and therefore, if you know one rich enough to be Petruchio's wife... since wealth's the burden of my wooing dance.
Signor Hortensio, bizim gibi dostlar arasında uzun lata gerek yok ; Onun için eğer bu kız Petruchio'ya eş olacak kadar zenginse
Signor Petruchio. - How speed you in your wooing?
Signor Petruchio, kızımla aranız nasıI bakalım?
- Are you wooing me, Mr. Burke?
Bana kur mu yapıyorsunuz, Bay Burke?
That's why she spent the evening wooing Richard, wheezing on the coals.
Canımı yakmak için kullanıyor. Bütün gece Richard'la bu yüzden oynaşıyor, kömür ateşinde yanıyor.
If wooing, praise, gifts and power have failed then you must try a new strategy.
Eğer tüm o kurlar, methetmeler, hediyeler ve güç işe yaramadıysa o zaman farklı bir strateji denemelisiniz.
I suppose you were too busy wooing, and rolling your eyes and sucking up the applause.
Eminim, sen, yalakalık etmekle gözlerini devirip, alkışları içine çekmekle meşguldün.
When wooing chicks you must always go forward
Yanında bir piliç varsa, bodoslama gitmelisin!
We were brisk in our wooing, brisk in our wedding, brisk in our disappointment.
Flört ettiğimiz dönemde hızlıydık, düğünümüzde hızlıydık, hüsranımızda hızlıydık.
Did you know my esteemed neighbour Graham Tombsthay is wooing me?
Saygıdeğer komşum Graham beyin bana kur yaptığını biliyor musunuz?
In a time of secret wooing
Bir gizli flört zamanında
- Yeah,'cause I was still wooing you.
- Evet, çünkü hâlâ kur yapıyordum.
So they can stop wooing.
Ki böylece kur yapmaktan vazgeçebilsinler.
Telescope is wooing her, but her husband, Petrica, is so jealous.
Telescope onu çalıyor, Ama kocası Petrica, çok kıskanç.
Cursed be the wooing tongue God gave him... to bring disgrace upon weak females.
Zayıf kadınlara utanç getirmesi için... Tanrı'nın ona verdiği kur yapan diline lanet olsun.
Thinking of wooing Maria?
Maria'ya kur mu yapacaksın?
The only time I've ever seen Picasso put himself out for anyone, except when he was wooing a new woman, was when we visited Matisse at the hotel Regina in nice.
Picasso'nun birisi için uğraştığına bir kez şahit oldum, tabi kadınları elde etmek için verdiği uğraşları dışında. O da Matiss'i Nice'de hotel Regina'da ziyaret ettiğimizdeydi.
See how in various ways he's wooing you!
Bak yollar nasıl da farklı. O sana kur yapıyor!
But in his animal state, his idea of wooing doesn't involve a Yanni CD and a bottle of Chianti.
Hayır. Ama onun hayvan tarafının kur yapma şekli Yanni ( Yunan şarkıcı ) CD'si ve bir şişe Chianti içermiyor.
We're here at The Shop Around The Corner, the West Side children's bookstore on the verge of having to close its doors because the big bad wolf, Fox Books, has opened nearby wooing customers with its sharp discounts and designer coffee.
Burada Köşedeki Dükkan çocuk kitapçısının önündeyiz yakında kapısına kilit vurmak zorunda kalabilir çünkü Fox kitabevi, hemen yanında açıldı büyük indirimler ve hizmetiyle rekabet imkansız.
You've taken away my room, now you're wooing everybody with your sweet talk.
Odamı elimden aldın sonra da herkese tatlı söz mü söylüyorsun?
She wants wooing.
İlgi ister.
To actual colleges. And they're wooing me.
Kabul edildim!
- The wooing stage is always fun.
Tezahürat aşaması hep eğlencelidir.
Yes sir, after six months of wooing her she has finally agreed.
Beni altı ay uğraştırdıktan sonra kabul etti.
- Wooing!
- Kur yapmak!
You thought Mr. Sting was wooing you.
Mr. Sting'in sana kur yaptığını düşündün.
Miss, would you submit to a wooing by a gentleman caller?
Hanımefendi, bu beyefendinin yemek teklifini kabul eder misiniz?
If these boys were looking for love they'd be wooing their sweethearts...
Eğer bir erkek aşk arıyorsa, Yumuşak kalpli olup flört ederler Ya da eve, eşlerine giderler.
I shoulda cleaned house November 63, got rid of all of em, McNamara, Bundy, Connally, wooing me those fuckin Kennedy lovers would be disloyal to me!
SADECE SİZİN BAŞKANLIĞINIZ KALSIN DİYEYDİ 63'DE TEMİZLEMELİYDİM BURAYI HEPSİNİ, MCNAMARA, BUNDY
I suppose they could be wooing me, if that's what you mean.
Sanırım beni kazanmaya çalışıyorlar eğer kastettiğin buysa.
Apparently a lot of people are wooing you.
Görünüşe göre bir sürü insan seni kazanmaya çalışıyor.
Or who's wooing who?
Ve ya kim kimi kazanmaya çalışıyor?
So, Ricky... what advice can you offer a guy like me on the art of wooing women?
Eee, Ricky... Bir kadının beni sevmesi için benim gibi birine nasıl bir tavsiye verebilirsin?
It's a lawyer I was wooing for my own firm.
Kendi firmam için peşinden koştuğum bir avukattı.
Must be gift from studio wooing "La Bacon" to do Hollow Man II
Hollow Man II'nin stüdyosu "La Bacon" ın yalakalık hediyesi olmalı.
- As you're a woman... - They like wooing.
.. Ve siz de bir kadınsınız..
Or, the reason you practice three hours a day is that you already found one and are otherwise incapable of wooing said strumpet.
Belki de günde üç saat çalışıyor olmanın nedeni bir kız bulmuş olman ancak o sürtüğü bir türlü elde edememen.
I mean, a little wooing never killed anyone.
L, kimseyi öldürmedim biraz kur anlamına gelir.
So no more wooing.
Yani kur artık.
Okay, no more wooing.
Tamam, artık kur.
No, no, no, maybe a little bit more wooing.
Hayır, hayır, hayır, belki biraz daha kur.
TO THE 2 FIRMS CURRENTLY WOOING ME? MY GOD. ARE YOU INSANE?
- Tanrım, deli misin sen?
So what do you do when you're a-wooing?
Peki onlara asılmak için ne yapıyorsun?
Heard you were wooing Ginger Rogers.
Ginger Rogers'la flört ettiğini duydum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]