English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Workbook

Workbook translate Turkish

45 parallel translation
Let your classmate share your workbook with you.
Ders kitabını arkadaşınla paylaş.
Workbook time, These are your very own workbooks, you may keep them throughout the semester, and I would like you to write your names, on the upper right hand corners, of this workbook...
Çalışma kitaplarını dağıtma zamanı.. Bunlar kendinize ait kitaplarınız ve yarı yıl sonuna kadar yanınızda tutmalısınız. Hepinizin adınızı ve soyadınızı yazmasını istiyorum.
Now please, turn to page 3 of this workbook, and you will see a box... and in this box, is what?
Şimdi lütfen kitabınızın 3. sayfasını açın. orada bir kutu göreceksiniz... Peki bu kutuda ne var?
Could you get her workbook for her, please?
Onun için kitap getirebilir misin lütfen?
- The answer to how to stop plum throwing is not in a workbook.
Erik fırlatmayı durdurmanın cevabı kitapta yok.
All right, gentlemen, religion class assignments will be divided between... readings from your text, Next Stop ;'Salvation... and exercises in your workbook, Jesus Is My Buddy.
Evet beyler, din dersi ödevleri iki kısımdan oluşacak : "Sonraki Adım : Kurtuluş" isimli kitabınızdaki parçalar ve "İsa Arkadaşımdır" isimli çalışma kitabınızdaki alıştırmalar.
In our workbook... it says that you have to be baptized... to save your soul from eternal damnation.
Çalışma kitabımızda ruhun ebedi cehennem cezasından kurtulması için vaftiz edilmek gerektiği yazıyor.
The workbook, too.
Çalışma kitabını da.
I was delighted to see that you applied yourself to your workbook.
Kendini derslerine verdiğini gördüğüme sevindim.
Math workbook pg.216, # 14-8!
Matematik testi sayfa : 216 soru14-8!
Jessica, did you bring your workbook?
Jessica, sen kitabını getirdin mi?
- I don't have a workbook.
- Defterim yok.
Open up your workbook to Page 1.
Çalışma kitabının birinci sayfasını açın.
Workbook I need to use with this.
Bununla kullanmam gereken sözlük.
This is the workbook, where he's working on the Continuum Hypothesis.
Bu, notları içinde süreklilik hipotezini çalıştığı yer.
No workbook, no pen, no paper.
Çalışma kitabı yok, kalem yok, defter yok.
"The Fairview Homeschooling Workbook" Was created to help parents teach their children.
"Fairview Evde Eğitim Çalışma Kitabı" ebeveynlerin çocuklarına eğitim vermeleri için yazıldı.
It's a workbook Judith and I got in couples counseling.
Bu bir alıştırma kitabı Judith ve ben çiftler danışmanına giderken almıştık.
Your haircut, your fruity little workbook and your address.
Saç kesimin, eşcinselsi küçük kitabın ve adresin.
Uh, Mr. Carinci wants you to review the conditional tense and the workbook...
Bay Carinci, koşullu fiillere bakmanı ve çalışma kitabından -
When were you gonna tell me about having three more kids? That was a workbook exercise, and, you know, I'm sorry that my vision for our family's so terrible.
Bana ne zaman 3 çocuk daha istediğini söyleyecektin? ve tamam özür dilerim ailemize iyi bir vizyonum olmadığı için.
Well, one way is to work through this workbook, start to finish.
Mesela bu çalışma kitabını işleyebiliriz.
And you can forget about the deleted scenes too because we're going back to the workbook.
Çıkarılan sahneleri de izlemeyi unutun.
A little girl was carrying a workbook we gave her.
Ona verdiğimiz çalışma kitabını taşıyan küçük bir kız vardı.
She wants you to fill out some workbook for your anger.
Sinirini çıkarman için bazı çalışma kitaplarını doldurmanı istiyor.
Petey, I said textbook, not workbook!
Petey, ders kitabı dedim, çalışma kitabını demedim!
Yes. You're welcome to take a look at my workbook.
Evet, isterseniz çalışma notlarıma bakın.
It's in the workbook, um...
Çalışma kitabınızda var.
All right, Ernesto, you wrote in your anger workbook that one of the things that upsets you the most is when someone won't accept your apology.
Ernesto öfke not defterine seni en çok üzen şeylerden biri olarak birilerinin özrünü kabul etmemesi yazmışsın.
Wayne, I didn't wanna put you on the spot, but I noticed you didn't turn in your anger workbook.
Wayne çok üstüne düşmek istemem ama öfke not defterini getirmedin.
I'll jump in the car and... wait till you see this workbook.
Arabaya atlayıp... Bu kılavuzu görene kadar bekle.
[Chuckles] Just wanted to quickly remind you that Victor Ha needs to do 20 minutes of his "reading rang" workbook every day so he doesn't fall behind at school.
Hatırlatmak istiyorum, Victor Ha'nın okulda geri kalmaması için her gün 20 dakika bu egzersiz kitabından çalışması gerekiyor.
- Did anyone forget the workbook?
- Biri çalışma kitabını mı unuttu?
And wait till you see this workbook.
Bu kılavuzu görene kadar bekle.
Okay? You get that from your workbook?
Bunu ödev kitabında mı okudun?
I did get it from my workbook, okay?
Ödev kitabımda okudum, tamam mı?
You, uh... you reading the workbook?
Ödev... Ödev kitabını mı okuyordun?
In the old background workbook your grandfater... One of them relates to Nicolas Rosén.
Eski kayıtlara göre büyükbabanla Nicolas Rosén'in bağlantısı var.
That workbook or pad of Clissold's, it hadn't fallen out in the van, in case you were still looking.
Şu Clissold'un not defteri ya da ajandası kamyonette çıkmamış, hâlâ arıyorsan diye söyledim.
His workbook from 1894, the year my mother was conceived.
1894'ten kalma not defteri. Anneme hamile kalındığı yıl.
It's an... it's a workbook on spells, serious ones.
Büyüler üzerine bir çalışma kitabı. Ciddi büyüler.
It's a workbook on spells, serious ones, but the actual spells aren't here.
Büyü alıştırma kitabı. Önemli olanlar var. Ama asıl büyüler burada yazmıyor.
This is a Brakebills student workbook.
Bu Brakebills öğrencilerinin alıştırma kitabı.
Take out your workbook.
Çalışma kitabını çıkar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]