English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Workload

Workload translate Turkish

205 parallel translation
I guess it'll cut down your workload by half, I mean by ninety percent.
İşin yarıya, hayır onda birine indi.
And with all... all your workload... you find time for all three of them?
Bu kadar iş arasında nasıl zaman buluyorsunuz?
What workload?
Ne işi?
I'm familiar with Gerry's workload. What's your point?
Fakat bu hiçbir şey ifade etmiyordu.
Because the workload is so immense, some victims may have to wait weeks before their case is solved.
Çünkü iş yükü o kadar fazladır ki bazı kurbanlar, davaları çözülene kadar haftalarca bekleyebilirler.
Circling the earth with their cameras, heat sensors, microwave antennas, they've significantly lightened the workload of human spies.
Dünya etrafını dolaşıyor. Her biri, yüksek çözünürlüklü kameralar, ısı ve mikrodalga alıcılarıyla donatılmış. Her bir parçası insanoğlunun ince işçiliğinin bir ürünü.
Primitive working conditions, lousy hours, . monster workload.. no pay... ( people talking )
İlkel çalışma şartları, iğrenç saatler,... korkunç iş yükü ve ücret yok.
Oh... please take care of the late Chief's workload
Merhum başhekimimizin iş yükünü de üzerine al.
Sergeant Hazard, who was in a foul mood argued that our workload proved his point.
Komutan Hazard, bugünlerde hiç iyi görünmüyor. Onun da ne kadar çok çalıştığını anlatmama gerek yok.
- With the workload you're carrying...
- İşlerin de yoğun...
I said dinner, and let's discuss our workload.
Ben yemek dedim, arada is konusurduk dedim.
- Just our workload over a meal.
- Yemek boyunca is konusuruz.
Martha, I'm afraid we'll have to add to your workload,... but it's in a very good cause.
Martha, çalışma yükünü biraz arttırmak zorundayım,..... ama çok iyi bir sebep için.
You could triple the workload.
İş yükünü ikiye üçe katlayabilirsin.
You're not accustomed to this workload, are you, Doctor?
Bu iş yüküne alışık değilsin değil mi Doktor?
I thought it was the workload or the stress of being away from home, but it didn't go away, it just got worse.
Üzerimdeki yük ve evden uzak olmanın baskısıdır sandım ama azalmadı, gittikçe daha kötüleşti.
We got one person on-line but with the workload of 10 users.
Hatta birisi var, ama on kişinin iş yüküne sahip.
You couldn't handle the workload or the discipline.
İş yükü ve disiplinin altından kalkamazsın.
As the morale officer on this ship, I insist that a break in the workload is both healthy and necessary.
Bu gemini moral subayı olarak, sağlığınız için çok çalıştığınız anlarda bu atıştırmanın gerekli olduğu konusunda ısrar ediyorum.
Ooh, really well-rehearsed speech about workload and stress.
İş yükü ve stresi üzerine iyi prova edilmiş bir konuşma.
But they can't do my workload.
Ama işimi azaltmıyorlar.
I thought I'd drop by, ease up your workload a little bit.
Bir uğrayayım dedim, belki biraz çalışırım.
It's a case of manpower and workload.
İş yoğunluğu ve çalışan azlığı nedeniyle böyle bir karar alınmıştır.
Any change in scheduling or workload..... is going to give the appearance of covering guilt.
İş yükündeki ya da planlamadaki bir değişiklik suçun örtbas edildiği izlenimini verir.
That'll ease the workload.
Bu işimizi kolaylaştıracak.
I didn't want him to neglect his workload.
İşini ihmal etmesini istemiyordum.
You two can handle the workload. And by the way, boys, I never did thank you for the bananas in my briefcase.
Bitirmek için canla başla çalışabilirsiniz ve bu arada çocuklar Çantama doldurduğunuz muzlar için hiç teşekkür edememiştim.
Well, I won't fire him until I see if this new guy can handle the workload.
Onu bu yeni adamı iş üstünde görmeden kovmam.
Tell your people as of today... their workload has been doubled, thanks to your God.
Halkına söyle. Bundan sonra..... Tanrın sayesinde, iki misli çalışacaklar. Tanrıya şükür.
"Someone" has to keep track of twice as many charts as normal doubling his workload.
"Biri" daha fazla çizelge takip etmek zorunda. İşi ikiye katlanacak.
You will cut back on your workload.
Çalışma saatlerini azaltacaksın.
As part of your workload you'll teach patient / doctor class to second-years.
İkinci sınıf öğrencilerine... ... hasta / doktor ilişkisi dersi vereceksin.
But you said it was like they were "lightening the workload" providing a wife's duty when you were too busy.
Ama "iş yükünü azalttıklarını" söylemiş oldun. Sen meşgulken kocana karşı görevini yerine getiriyorlardı.
Yeah, that was right after I thoughtfully split up the workload, so you could make your manicure on time.
Evet, manikürüne yetiştirebil diye düşünceli bir iş bölümü yaptıktan hemen sonra.
Isn't the workload too much?
İşin çok ağır değil mi?
Couldn't we just transfer the workload?
Görevi başka bir uyduya nakledemez miyiz?
- to nature's disbalance must be a big workload, your nursery, your research, - laurent told us for your father.
- Doğanın dengesizliğine! Fidanlığın ve araştırman baya yorucu olmalı. - Laurent baban için katlandığını anlattı bizlere.
You've handed me a huge workload!
Sen, benim iş yükümü hafiflettin.
I'm not going to completely retire, but I've definitely cut back tbe workload.
Tamamen emekli olmayacağım, ama iş yükümü kesinlikle azalttım.
They pay according to workload...
İş yüküne göre para veriyorlar.
When you leave, the clients, the, the would-be clients, they will be very nervous, insecure about whether you can handle the workload alone.
Ayrıldığında, müşteriler, sözde müşteriler, Bu iş yükünü tek başına halledip edemeyeceğin konusunda oldukça gergin, güvensiz olacaklar.
Let me help you with some of the workload.
İşlerinde sana yardımcı olayım.
I haven't seen you once protest and as the workload has increased.
Hiç protesto ettiğinizi görmedim- - işiniz ağırlaştığında bile.
Actually, Rick's got a pretty heavy workload tomorrow... but I would be delighted to show you around the mountain.
Aslında, Rick'in yarın oldukça ağır bir iş yükü var fakat ben size dağın etrafını göstermekten memnun olurum.
As I'd expect. It's quite a workload.
Beklediğim gibi.
My workload has doubled since Federico's gone.
Federico gittiğinden beri işim arttı.
I got a nasty workload today.
Bugün epey bir işim var.
We could really use you. If we're going to reduce the fifth-grade workload. we're going to have to tell them what to cut.
5. sınıfların yükünü azaltacaksak hangi derslerin kaldırılacağını söylememiz lazım.
Our workload's exploded, our intake's tripled, and we're talking to our sister agencies all over the world more than ever.
İş yükümüz artıyor, ödenek üçe katlandı, ve dünyanın her yerindeki kardeş teşkilatlarla şimdiye kadarkinden daha çok ilişki içerisindeyiz.
Think about the workload he's been carrying... all this and classes.
Önce burası ve derslerle beraber taşıdığı ağır yükü bir düşün.
We still have plenty of workload.
İşler kalmasın sonra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]