English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Workman

Workman translate Turkish

154 parallel translation
A workman informs the astronomers that if they would ascend to the roof, they will witness a splendid spectacle : the casting of the gun.
Bir işçi, gökbilimcileri, çatıya kadar ulaşabilirlerse topun muazzam görünüşüne şahit olabileceklerini anlatır.
IN AN ABANDONED FOREST WORKMAN'S HUT,
TERK EDİLMİŞ BİR ORMAN İŞÇİSİNİN KULÜBESİNDE,
He's terrified of a workman's comp lawsuit.
Dava açmasından korkuyor.
This singular exercise will give us workman's hands.
Bu acayip çalışma yüzünden ellerimiz ırgatlarınkine dönecek.
It was only later in the day that a workman found the frame in a little storeroom under the salon care.
Aynı gün, ilerleyen saatlerde bir çalışan, resmin çerçevesini kare salonun altındaki küçük depoda bulmuştu.
Wellman, Wendel, White, Whitman, Wilkens, Williams, Woolsey, Wortman...
Wellman, Wendell, White, Whitner, Wilkins Williams, Woolsey, Workman.
How much better it would've been if we'd joined up with the Workman's Federation... and served our class.
İşçi federasyonuna katılsaydık çok daha iyi olurdu... kendimize hizmet ederdik.
You are an obscure young workman wanted for the committing of an extremely unpopular crime.
Sense ne olduğu belli olmayan. işlediği sıradışı suçtan ötürü aranan genç bir işçisin.
A workman.
Elektrikçiydi.
Yes, farms, villages, even a factory town with hundreds of workman's cottages.
Yaşıyor, çiftlikler, köyler, hatta yüzlerce işçinin evleriyle birlikte bir fabrika kasabası bile.
Well you're workman wear rubber sole shoes do they not?
İşçileriniz lastik tabanlı ayakkabı giyiyorlardı, öyle değil mi? Oh, evet, her zaman.
A workman took it, sir.
Onu bir işçi almış, efendim.
Last Tuesday at ten minutes past twelve where were the workman who are usually employed in this room?
Geçen Salı günü onikiyi on geçe genellikle bu odada çalışan işçiler nerede idi?
Truly, sir, in respect of a fine workman, I am but, as you would say, a cobbler.
Doğrusu güzel iştir benimki, insanları ben yürütürüm diyebiliriz.
I was but a very sorry workman and all this cost me a great deal of time.
Acemi birisi olarak, bu işler bana epey zaman kaybettirmişti.
My real father was killed in the Stanford works he was just an ordinary workman.
Benim gerçek babam Stanford fabrikalarında öldürüldü sadece sıradan bir işçiydi.
The last workman has left.
Son çalışan da gitti. - Yaşasın!
And the only sign of light was that old workman or nightwatchman sitting by his brassiere.
Tek ışık kaynağı oradaki yaşlı çalışan yada bekçilik yapan ve sütyeninin ( brassiere ) başınında oturan adamdan geliyordu.
A workman is worthy of his hire.
Bir işçinin aldığı ücret değerlidir.
- Ingenious workman, ain't he?
- Müthiş bir iş çıkarmış, değil mi?
Still, he could be a good workman when he's older
Yine de, yaşlandığında iyi bir işçi olabilir.
Workman he is a friend..
İşçiler dostudur.
He's a workman, same as I am.
- İşçiydi, aynı benim gibi.
Tell the yard repairman I want every workman he can get to board her.
Tersanede bulunan teknisyenlerin hepsi onarım çalışmalarına hazır olmalıdır!
I'm just a workman.
Ben sadece işçiyim.
Because my father was a common workman.
Çünkü benim babam devlet için çalışan bir işçiydi.
It depends on the skill of the workman, of course.
Tabii ki bu çalışan ustaların yeteneğine bağlı.
The first I heard about it was when a workman arrived yesterday.
Dün bir işçi geldiğinde öğrendim.
Who could a workman resemble?
Kim olabilir ki? Pek bahçivan tanımam!
Well, he said a long time ago, when they were building our house a workman got killed.
Uzun zaman önce bu evlerin inşaatı sırasında bir işçi öldürülmüş.
It's the Workman.
İnşaat işçisi.
The Workman. It got Terry.
İnşaat işçisi, Terry'i aldı.
Workman.
Görevli.
- And you look like a workman.
- Ve amele gibi görünüyorsun.
- I am a workman.
- Ameleyim.
Workman like and complete, and now the weapon.
Bir usta gibi ve iş biter. Ve şimdi silah..
It's every workman's duty to support each other in the struggle for a decent life.
Nezih bir hayat için... verilen bu mücadelede birbirini desteklemek her işçinin görevidir!
Gust, give me a piece of "Workman".
Gust, oradan bir parça "İşçi" versene.
Burn the "Workman"!
"Emekçi" yi yakın!
I got state payroll forms, workman's comp.
Kayıtlara geçmem gerekiyor.
Dad, the workman was really out of it.
Baba, adam gerçekten kendinde değildi.
"Hard" is not getting leave or workman's comp,..... and having to go back to work with this... guy.
"Zor" kısmı, işinizi bırakamamak,... ve o adamla çalışmaya devam etmek.
Something attacked a workman in a New Jersey sewer this morning.
Bu sabah New Jersey kanalizasyonunda bir şey bir işçiye saldırmış.
If I accidently shaved off a nipple, would it be covered by workman's comp?
Yanlışlıkla bir göğüs ucunu traş edersem, iş kazası sayıp tazminat verirler mi?
This way you could have your legitimate businesses... and your books and your workman's comp... and your Blue Cross and your Blue Shield.
Böylece siz mantıklı işler yapıyorsunuz... ve hesaplarınız ve şirketleriniz... ve düzenbazlıklarınız ve himayenizde olanlar.
Is the press interested more? the accident, the workman of the crane...
Basın kaza ile daha çok ilgileniyor, vinçteki isçi...
This is a job for a retired teacher, or a child, not a workman.
Bu iş emekli bir öğretmen ya da bir çocuk için. Çalışan biri için değil.
Can you let a workman in, to evaluate the work needed?
Yapılacak işler için fiyat tespit edecek bir işçi gelecek. İçeri alır mısınız?
Hardly somewhere where a sweaty workman should feel out of place.
Ter koktuğunuzda tedirgin olunacak bir yer değil.
- If it was I'm in for some serious workman's comp.
- Eğer öyleyse sendikaya şikayet edeceğim bunları.
Plus I'd have lost Workman's Comp if I went outside.
Ayrıca eğer dışarı çıksaydım Workman's şirketini kaybederdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]